Abdülaziz bin Suud Arabistan Kralı'nın Yaşam Öyküsü

Stok Kodu:
9799752560948
Boyut:
135-215
Sayfa Sayısı:
300
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2011-03
Çeviren:
Gülsüm Aldemir
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
10.80
8.64
9799752560948
130237
Abdülaziz bin Suud
Abdülaziz bin Suud Arabistan Kralı'nın Yaşam Öyküsü
8.64
Arabistanın Osmanlıdan kopup bağımsız bir devlet olmasında Suud ailesi ve Vehhâbilik akımı anahtar kelimeler gibidir. Orta Doğunun dününü ve bugününü anlamak için Suud ve Vehhâbilik kelimelerinin açılımını bilmek gerekir. Arabistan Kralının yaşam öyküsünün yazarı, bir İngiliz subayı olarak I. Dünya savaşında Bağdat yakınlarında savaşırken Türklere esir düşmesiyle Suriye ve Arabistanı içine alan geniş bir coğrafyayı dolaşmış. Savaş bittikten sonra da Türkiyeye gelip gözlemlerde bulunmuş. Mustafa Kemal Atatürkün başarılı bir biyografisini kaleme almış. Abdülaziz bin Suudun biyografisini yazarken de kralı sık sık ziyaret etmiş, uzun söyleşiler ve araştırmalar yapmış. Kitap Buzul Çağından başlayarak Arabistan tarihini Avrupa ile karşılaştırmalı olarak özetleyerek başlıyor. Bu genel tablo çizildikten sonra Abdülaziz bin Suudun doğumu anlatılıyor. Çocukluğu ve ilk gençliği hakkında detaylı biyografik bilgiler veriliyor. Genel intiba, Suudun son derece çetin koşullar arasında sert bir savaşçı olarak yetiştiği. Babasından devraldığı en büyük ideali ise dağınık Arap kabilelerini birleştirerek bağımsız bir devlet kurmak. Dağınık Arap kabileleri arasındaki kavga ve mücadele kitapta etraflıca anlatılıyor. Bu sayede coğrafi şartlara paralel olarak Arap toplum yapısının ve Arap insanının karakterinin nasıl şekillendiğine de değiniliyor. Kabileler dışında Hicazın İngiliz güdümündeki hâkimi Hüseyin ve ailesi ile Türk ve Alman kuvvetlere sırtını dayayan Kuveyt lideri Reşite de geniş yer veriliyor. İbn Suudun bu iki lider ve dolayısıyla bunların ardındaki güç odaklarıyla mücadelesi anlatılıyor. Bu noktada İbn Suudun güçlü bir lider olarak portresi çiziliyor. Az uyuması, az yemesi, modern teknolojiye olan ilgisi, dindarlığı, halka ve diğer ülkelerin liderlerine karşı tutumu, kadınlarla ilişkileri gibi konulara değiniliyor. İbn Suudun Hicazda kendi iktidarını kuruşu, kitabın en can alıcı bölümlerinden biri. Arabistanda yeni bir iktidarın, kutsal topraklara hâkim olmadan kurulamayacağı gerçeği bu satırlarda açık bir şekilde fark ediliyor. Hicazın Suud ailesinin hâkimiyetine geçnmesinden sonra hac ibadetine ev sahipliği görevi ve bu bağlamda diğer Müslüman ülkelerle ilişkiler de Türk okuyucusunun oldukça ilgisini çekecek bölümler. Arabistanın hac konusunda bugün de devam eden siyasetinin köklerini bu sayfalarda bulmak mümkün. Abdülaziz bin Suudun dönemi, kişiliği ve yaşam öyküsü hakkında bilmek isteyeceğiniz hemen her şeyi bu kitapta bulabilirsiniz. Kitap ayrıca Osmanlı İmparatorluğunun parçalanma sürecinde Arabistan üzerinde oynanan oyunları; İngilizlerin, Almanların ve Osmanlı devlet adamlarının politikalarını, komşu Arap ülkelerin bu olaylarda oynadıkları rolleri bir İngiliz ajanının gözüyle görüp değerlendirme fırsatı sunuyor.
Arabistanın Osmanlıdan kopup bağımsız bir devlet olmasında Suud ailesi ve Vehhâbilik akımı anahtar kelimeler gibidir. Orta Doğunun dününü ve bugününü anlamak için Suud ve Vehhâbilik kelimelerinin açılımını bilmek gerekir. Arabistan Kralının yaşam öyküsünün yazarı, bir İngiliz subayı olarak I. Dünya savaşında Bağdat yakınlarında savaşırken Türklere esir düşmesiyle Suriye ve Arabistanı içine alan geniş bir coğrafyayı dolaşmış. Savaş bittikten sonra da Türkiyeye gelip gözlemlerde bulunmuş. Mustafa Kemal Atatürkün başarılı bir biyografisini kaleme almış. Abdülaziz bin Suudun biyografisini yazarken de kralı sık sık ziyaret etmiş, uzun söyleşiler ve araştırmalar yapmış. Kitap Buzul Çağından başlayarak Arabistan tarihini Avrupa ile karşılaştırmalı olarak özetleyerek başlıyor. Bu genel tablo çizildikten sonra Abdülaziz bin Suudun doğumu anlatılıyor. Çocukluğu ve ilk gençliği hakkında detaylı biyografik bilgiler veriliyor. Genel intiba, Suudun son derece çetin koşullar arasında sert bir savaşçı olarak yetiştiği. Babasından devraldığı en büyük ideali ise dağınık Arap kabilelerini birleştirerek bağımsız bir devlet kurmak. Dağınık Arap kabileleri arasındaki kavga ve mücadele kitapta etraflıca anlatılıyor. Bu sayede coğrafi şartlara paralel olarak Arap toplum yapısının ve Arap insanının karakterinin nasıl şekillendiğine de değiniliyor. Kabileler dışında Hicazın İngiliz güdümündeki hâkimi Hüseyin ve ailesi ile Türk ve Alman kuvvetlere sırtını dayayan Kuveyt lideri Reşite de geniş yer veriliyor. İbn Suudun bu iki lider ve dolayısıyla bunların ardındaki güç odaklarıyla mücadelesi anlatılıyor. Bu noktada İbn Suudun güçlü bir lider olarak portresi çiziliyor. Az uyuması, az yemesi, modern teknolojiye olan ilgisi, dindarlığı, halka ve diğer ülkelerin liderlerine karşı tutumu, kadınlarla ilişkileri gibi konulara değiniliyor. İbn Suudun Hicazda kendi iktidarını kuruşu, kitabın en can alıcı bölümlerinden biri. Arabistanda yeni bir iktidarın, kutsal topraklara hâkim olmadan kurulamayacağı gerçeği bu satırlarda açık bir şekilde fark ediliyor. Hicazın Suud ailesinin hâkimiyetine geçnmesinden sonra hac ibadetine ev sahipliği görevi ve bu bağlamda diğer Müslüman ülkelerle ilişkiler de Türk okuyucusunun oldukça ilgisini çekecek bölümler. Arabistanın hac konusunda bugün de devam eden siyasetinin köklerini bu sayfalarda bulmak mümkün. Abdülaziz bin Suudun dönemi, kişiliği ve yaşam öyküsü hakkında bilmek isteyeceğiniz hemen her şeyi bu kitapta bulabilirsiniz. Kitap ayrıca Osmanlı İmparatorluğunun parçalanma sürecinde Arabistan üzerinde oynanan oyunları; İngilizlerin, Almanların ve Osmanlı devlet adamlarının politikalarını, komşu Arap ülkelerin bu olaylarda oynadıkları rolleri bir İngiliz ajanının gözüyle görüp değerlendirme fırsatı sunuyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat