Ana

Stok Kodu:
9786257268240
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
298
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-10
Çeviren:
Pınar Garan
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap kağıdı
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
10.40
8.32
9786257268240
511718
Ana
Ana
8.316
"...Kimi zaman ana babalar oğlanlarını bir duvar dibinde ya da meyhanede içmiş olarak
bulurlar, kaldırıp eve getirirlerdi. Sızan oğlan epey dayak ve küfür yerdi. Onu az çok dikkatlice
yatırırlardı. Ertesi sabah düdük sinirli sinirli böğürmeye başlayınca onu erkenden kaldırıp işe
göndermek gerekecekti çünkü.
Oğlanlar çok dayak yer hakarete uğrarlardı, ama kafayı çekip çekip kavgaya tutuşmalarını
yaşlılar gençlerin hakkı sayarlardı. Onlarda gençliklerinde sarhoş olup dövüşmüşlerdi. Onlarda
ana babalarından dayak yemişlerdi. Yaşamları böyle geçerdi. Bulanık bir su gibi ağır ağır ve hiç
durmadan akan yıllar birbiri ardından sürüklenir giderdi. Her geçen gün aynı düşünce ve davranış
alışkanlıklarından eski ve inatçı alışkanlıklardan yapılırdı. Kimse bu durumu değiştirme
gereksimi duymazdı.
Kimi zaman nereden geldikleri bilinmeyen yabancılar görünürdü mahallede. Önce yabancı
oldukları için dikkati çekerlerdi, sonra çalıştıkları yerlerden bahsedip biraz merak uyandırırlardı.
Daha sonra yeni bir şey görmenin çekiciliği aşınır, silinir giderdi. Anlattıkları şeyler, işçinin
yaşantısı nereye gidersen git aynı olduğunun kanıtıydı. Öyleyse bu yaşantıdan söz etmenin ne
anlamı var?..."
"...Kimi zaman ana babalar oğlanlarını bir duvar dibinde ya da meyhanede içmiş olarak
bulurlar, kaldırıp eve getirirlerdi. Sızan oğlan epey dayak ve küfür yerdi. Onu az çok dikkatlice
yatırırlardı. Ertesi sabah düdük sinirli sinirli böğürmeye başlayınca onu erkenden kaldırıp işe
göndermek gerekecekti çünkü.
Oğlanlar çok dayak yer hakarete uğrarlardı, ama kafayı çekip çekip kavgaya tutuşmalarını
yaşlılar gençlerin hakkı sayarlardı. Onlarda gençliklerinde sarhoş olup dövüşmüşlerdi. Onlarda
ana babalarından dayak yemişlerdi. Yaşamları böyle geçerdi. Bulanık bir su gibi ağır ağır ve hiç
durmadan akan yıllar birbiri ardından sürüklenir giderdi. Her geçen gün aynı düşünce ve davranış
alışkanlıklarından eski ve inatçı alışkanlıklardan yapılırdı. Kimse bu durumu değiştirme
gereksimi duymazdı.
Kimi zaman nereden geldikleri bilinmeyen yabancılar görünürdü mahallede. Önce yabancı
oldukları için dikkati çekerlerdi, sonra çalıştıkları yerlerden bahsedip biraz merak uyandırırlardı.
Daha sonra yeni bir şey görmenin çekiciliği aşınır, silinir giderdi. Anlattıkları şeyler, işçinin
yaşantısı nereye gidersen git aynı olduğunun kanıtıydı. Öyleyse bu yaşantıdan söz etmenin ne
anlamı var?..."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat