Anayasa Hukuku İdare Hukuku

Stok Kodu:
9786054122189
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
928
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
10
Basım Tarihi:
2009
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
9.72
7.78
9786054122189
115470
Anayasa Hukuku İdare Hukuku
Anayasa Hukuku İdare Hukuku
7.779
D A N I Ş T A Y İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas No:2009/276 Karar No:2009/52 TÜRK MİLLETİ ADINA 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 46. maddesinin, 4001 sayılı Kanunla değişik 2. fıkrasında, özel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştay Dava Daireleri ile İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay'da temyiz yoluna başvurulabileceği kurala bağlanmış; aynı Yasa'nın 8. maddesinin 3. fıkrasında da, bu Yasa'da yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa, bu sürelerin, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılması esası benimsenmiştir. 2575 sayılı Danıştay Yasası'nın 86. maddesinin, 1.1.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Yasa'yla değişik 1. fıkrasında ise, Danıştay dairelerinin her sene Ağustos'un birinden Eylül'ün beşine kadar çalışmaya ara vermesi öngörülmüş; böylece ara vermenin son günü Eylül'ün dördü olarak belirlenmiştir. Dosyanın incelenmesinden, Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyiz edilen kararının 5.8.2008 günü davacı vekiliyle sürekli çalışan kişiye tebliğ edildiği, otuz günlük temyiz süresinin bitiminin çalışmaya ara verme zamanına rastladığı, bu nedenle sürenin ara vermenin sona erdiği günü, yani Eylül'ün dördünü izleyen tarihten itibaren 11.9.2008 perşembe günü çalışma saati bitimine kadar uzadığı; ancak davacının bu süre geçtikten sonra, 12.9.2008 gününde kayda geçen dilekçeyle temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, Yasa'da öngörülen süre geçirildikten sonra yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi olanağı bulunmadığından, davacının isteminin süre aşımı nedeniyle REDDİNE, 19.2.2009 gününde oyçokluğu ile karar verildi. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu K A R Ş I O Y X- 2575 sayılı Danıştay Yasası'nın 86. maddesinin 1. fıkrası çalışmaya ara verme süresinin kısaltılması amacıyla yeniden düzenlenerek, Danıştay dairelerinin her sene Ağustos ayının birinden Eylül'ün beşine kadar çalışmaya ara vermeleri öngörülmüştür. Bu kuralda çalışmaya ara verme süresi, bu sürenin başladığı ve sona erdiği gün açıkça gösterilerek belirlenmiştir. Yani, çalışmaya ara vermenin "...Eylül'ün beşine kadar..." süreceği ifade edilerek, Eylül'ün beşi çalışmaya ara vermenin sona erdiği gün olarak gösterilmiştir. Dolayısıyla Danıştay dairelerinin Eylül'ün altısında çalışmaya başlayacakları hususunda duraksama bulunmamaktadır. Nitekim sözü edilen düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten bu yana uygulamanın da bu doğrultuda olduğu bilinen gerçektir. Belirtilen durum karşısında, davacının Yasa'da öngörülen süre içinde temyiz isteminde bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, karara katılmıyoruz. SONUÇ: Dava Daireleri Kurulunun 2009 yılı kararıyla artık, ara verme sonrası uzayan dava açma süresinin son gününün 12 EYLÜL değil, 11 EYLÜL günü olduğuna içtihat edilmiştir. Karşı oya katıldığımızı belirtmek isteriz. Ancak sonuç olarak, Kurulun kararı budur.
D A N I Ş T A Y İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas No:2009/276 Karar No:2009/52 TÜRK MİLLETİ ADINA 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 46. maddesinin, 4001 sayılı Kanunla değişik 2. fıkrasında, özel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştay Dava Daireleri ile İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay'da temyiz yoluna başvurulabileceği kurala bağlanmış; aynı Yasa'nın 8. maddesinin 3. fıkrasında da, bu Yasa'da yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa, bu sürelerin, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılması esası benimsenmiştir. 2575 sayılı Danıştay Yasası'nın 86. maddesinin, 1.1.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Yasa'yla değişik 1. fıkrasında ise, Danıştay dairelerinin her sene Ağustos'un birinden Eylül'ün beşine kadar çalışmaya ara vermesi öngörülmüş; böylece ara vermenin son günü Eylül'ün dördü olarak belirlenmiştir. Dosyanın incelenmesinden, Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyiz edilen kararının 5.8.2008 günü davacı vekiliyle sürekli çalışan kişiye tebliğ edildiği, otuz günlük temyiz süresinin bitiminin çalışmaya ara verme zamanına rastladığı, bu nedenle sürenin ara vermenin sona erdiği günü, yani Eylül'ün dördünü izleyen tarihten itibaren 11.9.2008 perşembe günü çalışma saati bitimine kadar uzadığı; ancak davacının bu süre geçtikten sonra, 12.9.2008 gününde kayda geçen dilekçeyle temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, Yasa'da öngörülen süre geçirildikten sonra yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi olanağı bulunmadığından, davacının isteminin süre aşımı nedeniyle REDDİNE, 19.2.2009 gününde oyçokluğu ile karar verildi. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu K A R Ş I O Y X- 2575 sayılı Danıştay Yasası'nın 86. maddesinin 1. fıkrası çalışmaya ara verme süresinin kısaltılması amacıyla yeniden düzenlenerek, Danıştay dairelerinin her sene Ağustos ayının birinden Eylül'ün beşine kadar çalışmaya ara vermeleri öngörülmüştür. Bu kuralda çalışmaya ara verme süresi, bu sürenin başladığı ve sona erdiği gün açıkça gösterilerek belirlenmiştir. Yani, çalışmaya ara vermenin "...Eylül'ün beşine kadar..." süreceği ifade edilerek, Eylül'ün beşi çalışmaya ara vermenin sona erdiği gün olarak gösterilmiştir. Dolayısıyla Danıştay dairelerinin Eylül'ün altısında çalışmaya başlayacakları hususunda duraksama bulunmamaktadır. Nitekim sözü edilen düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten bu yana uygulamanın da bu doğrultuda olduğu bilinen gerçektir. Belirtilen durum karşısında, davacının Yasa'da öngörülen süre içinde temyiz isteminde bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, karara katılmıyoruz. SONUÇ: Dava Daireleri Kurulunun 2009 yılı kararıyla artık, ara verme sonrası uzayan dava açma süresinin son gününün 12 EYLÜL değil, 11 EYLÜL günü olduğuna içtihat edilmiştir. Karşı oya katıldığımızı belirtmek isteriz. Ancak sonuç olarak, Kurulun kararı budur.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat