Auschwitz'den Artakalanlar Tanık ve Arşiv

Stok Kodu:
9799757917228
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
176
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2004-4
Çeviren:
Ali İhsan Başgül
Kapak Türü:
KARTON
Kağıt Türü:
2.HAMUR
Dili:
TÜRKÇE
%20 indirimli
4.50
3.60
9799757917228
48068
Auschwitz'den Artakalanlar
Auschwitz'den Artakalanlar Tanık ve Arşiv
3.60
"Batının siyasal modeli Şehir değil Toplama Kampı'dır: Atina değil Auschwitz'dir." Bugüne dek Auschwitz hakkında çok şey söylendi, birçok çalışma yapıldı. Ama tarihsel bir perspektiften anlaşılır kabul edilen pek çok şey, felsefi açıdan muğlaklığını hâlâ koruyor. Yapılan çalışmalar Yahudilerin imhasının gerçekleştiği tarihsel, yasal, bürokratik koşulların belli yönlerine ışık tutuyor belki ama, genel bir çerçeve oluşturmaktan öteye gitmiyor. Yaşananların, yapılanların insani bir çerçeveye yerleştirilmesi hâlâ imkânsız görünüyor. Hatta kampın "içinden", kurtulanların kendi ağzından duyduklarımız vile çok açıdan hâlâ anlaşılmaz görünüyor. Yirminci yüzyılın önde gelen felsefecilerinden Giorgio Agamben'in çalışması, bugün etik adına ileri sürülen ilkelerin hiçbirinin belirleyici sınavdan, Auschwitz'in bizi karşı karşıya bıraktığı etik sınavdan geçemediğini söylüyor bize. Agamben kurtulanların tanıklığının özünde önemli bir boşluk içerdiğine dikkat çekiyor. Kurtulanlar, hayatta kalanlar tanıklık edilmesi olanaksız birşeye tanıklık etmek zorunda bırakıldıkları için tanıklıkları bir boşluk içeriyor. Agamben bu çarpıcı çalışmasında tanıklığın özündeki bu boşluğu sorguluyor. Daha doğrusu"olmayan" bir şeye kulak vermeye çalışıyor. "Eğer insana tanıklık eden tek kişi, insanlığı bütünüyle yok olmuş kişiyse, bu insan ile insan-olmayan arasındaki özdeşliğin asla tam olmadığı ve insanı tamamen yok etmenin gerçekten mümkün olmadığı, daima bir şeyin geride kaldığı anlamına gelir. Tanık da işte bu artakalandır." diyor bize. Tanığı böyle kavradıktan sonra, Auschwitz'in ardından etik adına geliştirilmiş öğretilen neredeyse hepsini bir kenara bırakarak, Antik Yunan'dan günümüze, Spinoza'dan Nietzche'ye, Kierkegaad'dan Heidegger'e, Benjamin'den Adorno'ya, Blanchot'dan Foucault'ya pek çok felsefeciyle hesaplaşıp, geleceğin yeni etik sınırlarının haritasını çizmeye yöneliyor.
"Batının siyasal modeli Şehir değil Toplama Kampı'dır: Atina değil Auschwitz'dir." Bugüne dek Auschwitz hakkında çok şey söylendi, birçok çalışma yapıldı. Ama tarihsel bir perspektiften anlaşılır kabul edilen pek çok şey, felsefi açıdan muğlaklığını hâlâ koruyor. Yapılan çalışmalar Yahudilerin imhasının gerçekleştiği tarihsel, yasal, bürokratik koşulların belli yönlerine ışık tutuyor belki ama, genel bir çerçeve oluşturmaktan öteye gitmiyor. Yaşananların, yapılanların insani bir çerçeveye yerleştirilmesi hâlâ imkânsız görünüyor. Hatta kampın "içinden", kurtulanların kendi ağzından duyduklarımız vile çok açıdan hâlâ anlaşılmaz görünüyor. Yirminci yüzyılın önde gelen felsefecilerinden Giorgio Agamben'in çalışması, bugün etik adına ileri sürülen ilkelerin hiçbirinin belirleyici sınavdan, Auschwitz'in bizi karşı karşıya bıraktığı etik sınavdan geçemediğini söylüyor bize. Agamben kurtulanların tanıklığının özünde önemli bir boşluk içerdiğine dikkat çekiyor. Kurtulanlar, hayatta kalanlar tanıklık edilmesi olanaksız birşeye tanıklık etmek zorunda bırakıldıkları için tanıklıkları bir boşluk içeriyor. Agamben bu çarpıcı çalışmasında tanıklığın özündeki bu boşluğu sorguluyor. Daha doğrusu"olmayan" bir şeye kulak vermeye çalışıyor. "Eğer insana tanıklık eden tek kişi, insanlığı bütünüyle yok olmuş kişiyse, bu insan ile insan-olmayan arasındaki özdeşliğin asla tam olmadığı ve insanı tamamen yok etmenin gerçekten mümkün olmadığı, daima bir şeyin geride kaldığı anlamına gelir. Tanık da işte bu artakalandır." diyor bize. Tanığı böyle kavradıktan sonra, Auschwitz'in ardından etik adına geliştirilmiş öğretilen neredeyse hepsini bir kenara bırakarak, Antik Yunan'dan günümüze, Spinoza'dan Nietzche'ye, Kierkegaad'dan Heidegger'e, Benjamin'den Adorno'ya, Blanchot'dan Foucault'ya pek çok felsefeciyle hesaplaşıp, geleceğin yeni etik sınırlarının haritasını çizmeye yöneliyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat