Azizenin Son Günü

Stok Kodu:
9789755511511
Boyut:
125-195
Sayfa Sayısı:
136
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1997
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
4.00
3.20
9789755511511
23509
Azizenin Son Günü
Azizenin Son Günü
3.20
Semavere od salmışam İstekana kand salmışam Yarim gedip tek kalmışam Ne azizdir yarın canı Ne şirindi yarın canı Bir türkünün gücü bu kadar sınırlı uçucu mudur' Artık böyle sevdaların olmadığından söz ederken, "bizimki farklı olabilir" der gibi bakmıştı. İçeri Şehir´in küçelerinde dolaşırken, ilerilerde bir yerde serpilen suyun sesini, akan çeşmenin şırıltısını, komşudan istenen ateşle yakılan semaverin fokurtusunu hatta armudi bardaklarda ikram edilen bir yudum çayın ardından damaklarında yavaş yavaş erimeye başlayan kesme şekerin tadını duyar gibi olurlardı. Hayat güzeldi, kolaydı, birbirine geçen küçelerin sürprizlerle saklı girdi çıktılarıyla, kapı pencere eşiklerine sinen sevgilerin bekleten ve bekleme sabrını bahşeden gücüyle, kalabalığı eksilmeyen evlerden akşam üzeri sızan yağda kızarmış al buhara eriğinin safran ve sarı kök karışık kokusuyla güzeldi hayat; başıyla sonu belli yine de her dinleyişte yeni duygular ilham eden, daralan ruhlara yeni kapılar pencereler açan, farklı duygularla kanatlandırıp semalara yükselten bir türkü gibi önlerinde uzanırdı. Bu türküyü dinlerken, henüz elektriğin icat edilmediği yıllarda idare lambalarıyla aydınlanan odaların rengini sıcaklığını yaşar gibi olurlardı.
Semavere od salmışam İstekana kand salmışam Yarim gedip tek kalmışam Ne azizdir yarın canı Ne şirindi yarın canı Bir türkünün gücü bu kadar sınırlı uçucu mudur' Artık böyle sevdaların olmadığından söz ederken, "bizimki farklı olabilir" der gibi bakmıştı. İçeri Şehir´in küçelerinde dolaşırken, ilerilerde bir yerde serpilen suyun sesini, akan çeşmenin şırıltısını, komşudan istenen ateşle yakılan semaverin fokurtusunu hatta armudi bardaklarda ikram edilen bir yudum çayın ardından damaklarında yavaş yavaş erimeye başlayan kesme şekerin tadını duyar gibi olurlardı. Hayat güzeldi, kolaydı, birbirine geçen küçelerin sürprizlerle saklı girdi çıktılarıyla, kapı pencere eşiklerine sinen sevgilerin bekleten ve bekleme sabrını bahşeden gücüyle, kalabalığı eksilmeyen evlerden akşam üzeri sızan yağda kızarmış al buhara eriğinin safran ve sarı kök karışık kokusuyla güzeldi hayat; başıyla sonu belli yine de her dinleyişte yeni duygular ilham eden, daralan ruhlara yeni kapılar pencereler açan, farklı duygularla kanatlandırıp semalara yükselten bir türkü gibi önlerinde uzanırdı. Bu türküyü dinlerken, henüz elektriğin icat edilmediği yıllarda idare lambalarıyla aydınlanan odaların rengini sıcaklığını yaşar gibi olurlardı.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat