Balık Boğulması Beni Unutma Dörtlemesi 2

Stok Kodu:
9786050946444
Boyut:
140-200
Sayfa Sayısı:
192
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-10
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
6.39
5.11
9786050946444
429740
Balık Boğulması
Balık Boğulması Beni Unutma Dörtlemesi 2
5.112
Hatırlamanın içinde her zaman korkunç kâbuslar vardır... Ilk romanını Bilecik Vapur Iskelesi'ne tam cepheden bakan ama onu görmeyen bir hastanede açıyor ödüllü yazar Bora Abdo. Roman türünün tüm imkânlarıyla, öykülerinden aşina olduğumuz o büyülü anlatımıyla bu kez ülkemizin en küçük şehirlerinden biri Bilecik'in merkezine denizi getiriveriyor. Haliyle başkahramanı da kendisi doğmadan önce ölen ağabeyinin adını alan, ikame çocukluktan çıkamamış, yoksul, genç bir çımacı Müşfik. Ismini bir kader gibi paylaştıkları dedeleri Müşfik ise mahzene kapatılmış bir aklıevvel. Birbirine kâbuslarla bağlı karakterler dinmek bilmeyen yağmurun altında, çiğdeci kuşunun şahitliğinde, tuhaf bir cinayetin etrafında birbirlerine ağlar örüyorlar. Ikame bir şehir Bilecik'i Istanbul yapamadığı gibi Müşfik'i de ağabeyi Müşfik yapamayan kaderin vurduğu, çoğu yalnız ve yoksul karakterlerin bir vapura binip de toplu bir çıldırışa doğru gidişlerini hüzünle izliyoruz. Bir balık boğulması bu. Çirkinlik çağının unutma ayini. "Tatlı sudan tuzlu suya geçtiklerinde balıklar, boğulmadan önce vurgun yemiş gibi zihinleri bulanır. Bu süre boyunca asla bir şey yemezler, o an var oldukları sudan kaçmayı hiç mi hiç istemezler. Sonra da ölürler."
Hatırlamanın içinde her zaman korkunç kâbuslar vardır... Ilk romanını Bilecik Vapur Iskelesi'ne tam cepheden bakan ama onu görmeyen bir hastanede açıyor ödüllü yazar Bora Abdo. Roman türünün tüm imkânlarıyla, öykülerinden aşina olduğumuz o büyülü anlatımıyla bu kez ülkemizin en küçük şehirlerinden biri Bilecik'in merkezine denizi getiriveriyor. Haliyle başkahramanı da kendisi doğmadan önce ölen ağabeyinin adını alan, ikame çocukluktan çıkamamış, yoksul, genç bir çımacı Müşfik. Ismini bir kader gibi paylaştıkları dedeleri Müşfik ise mahzene kapatılmış bir aklıevvel. Birbirine kâbuslarla bağlı karakterler dinmek bilmeyen yağmurun altında, çiğdeci kuşunun şahitliğinde, tuhaf bir cinayetin etrafında birbirlerine ağlar örüyorlar. Ikame bir şehir Bilecik'i Istanbul yapamadığı gibi Müşfik'i de ağabeyi Müşfik yapamayan kaderin vurduğu, çoğu yalnız ve yoksul karakterlerin bir vapura binip de toplu bir çıldırışa doğru gidişlerini hüzünle izliyoruz. Bir balık boğulması bu. Çirkinlik çağının unutma ayini. "Tatlı sudan tuzlu suya geçtiklerinde balıklar, boğulmadan önce vurgun yemiş gibi zihinleri bulanır. Bu süre boyunca asla bir şey yemezler, o an var oldukları sudan kaçmayı hiç mi hiç istemezler. Sonra da ölürler."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat