Belge ve Kayıtlarla Bedreddin - Börklüce Gerçeği Kırılan Kulluk Kalıbı

Stok Kodu:
9786052499207
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
592
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-07
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap kağıdı
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
18.00
14.40
9786052499207
508186
Belge ve Kayıtlarla Bedreddin - Börklüce Gerçeği
Belge ve Kayıtlarla Bedreddin - Börklüce Gerçeği Kırılan Kulluk Kalıbı
14.4
Talana dayalı yapılanan sistemler sorguya, aykırılığa ve itiraza asla tahammül edemezler. Osmanlı zihin
dünyasının algısına göre Börklüce - Bedreddin eylemi Osmanlı sistemi için son derece tehlikeli bir itirazdır.
Varlığı, muktedirin saltanatı için temel olan kulluk dünyasına aykırı bir duruştur. Dolayısıyla Bedreddin -
Börklüce Mustafa eylemiyle gerçekleşen yapıya bu zeminden bakılacak olursa, yansıtmaların dışında bu
olayın gerçek anlamı, ya da "gölgenin arkasındaki -karşı / gizli tarih olarak niteleyebileceğimiz- saklı
gerçeklik" ne olabilir? Söz gelimi, eylemin gerçek niteliği nedir, öncüsü kimdir? Karaburun coğrafyası bize
neyi anlatıyor, hangi oluşumu hatırlatıyor ya da hangi olguyu anımsatıyor? Bedreddin ve Börklüce'nin eylem
ve direnişi, gerçekleştirmek istediği sistem, "resmi tarih yazıcıları" tarafından belli kalıplar kapsamında
biçimlendirilerek yansıtılmaya ve benimsetilmeye çalışıldığı gibi yalnızca bir iktidar / tahakküm mücadelesi
ya da vakanüvislerin deyimiyle "bir mülhid-i sûfî"nin kendini "yalvaç / nebi" ilan etme girişimi / mücadelesi
olarak tanımlanabilir mi? Bu denli yüzeysel bir yansıtma, soruların, gölgede kalan boyutların yanıtı olabilir
mi? Tarihin gölgeli / gizlenen sayfalarında neler saklıdır ve neden saklanır? Baktığımız "Tevârih-i Âli
Osman" kayıtları bu noktada sistemin zihin dünyasının kodlarını bütün boyutlarıyla aktarıyor: "Şeyh
Bedre'd-dîn İznik'e sürgün geldikde Börklüce Mustafâ Aydın iline vardı. Andan Aydın ilinden göçdi,
Karaburun'a vardı. Ve Aydın ili vilâyetini gendüye döndürdi. Ve her nev'i kanunlar kodı ve hâşâ gendüye
"peygamberem" didi. Ve cemi halka peygamber didürdi." Söz gelimi, aktardığımız -sıradan bir Osmanlı
yaklaşımı gibi görünen- bu kayıttan ne anlamalıyız ya da ne anlaşılabilir? Börklüce Mustafa tarafından
konulduğu açıkça söylenen ve toplumsal çevreleri derinden etkileyen, "Aydın ilini gendüye döndüren" bu "her nev'i kanunlar" nedir? Bir bakıma "öte yüz okuması" olan yanıtlar bu çalışmada...
Talana dayalı yapılanan sistemler sorguya, aykırılığa ve itiraza asla tahammül edemezler. Osmanlı zihin
dünyasının algısına göre Börklüce - Bedreddin eylemi Osmanlı sistemi için son derece tehlikeli bir itirazdır.
Varlığı, muktedirin saltanatı için temel olan kulluk dünyasına aykırı bir duruştur. Dolayısıyla Bedreddin -
Börklüce Mustafa eylemiyle gerçekleşen yapıya bu zeminden bakılacak olursa, yansıtmaların dışında bu
olayın gerçek anlamı, ya da "gölgenin arkasındaki -karşı / gizli tarih olarak niteleyebileceğimiz- saklı
gerçeklik" ne olabilir? Söz gelimi, eylemin gerçek niteliği nedir, öncüsü kimdir? Karaburun coğrafyası bize
neyi anlatıyor, hangi oluşumu hatırlatıyor ya da hangi olguyu anımsatıyor? Bedreddin ve Börklüce'nin eylem
ve direnişi, gerçekleştirmek istediği sistem, "resmi tarih yazıcıları" tarafından belli kalıplar kapsamında
biçimlendirilerek yansıtılmaya ve benimsetilmeye çalışıldığı gibi yalnızca bir iktidar / tahakküm mücadelesi
ya da vakanüvislerin deyimiyle "bir mülhid-i sûfî"nin kendini "yalvaç / nebi" ilan etme girişimi / mücadelesi
olarak tanımlanabilir mi? Bu denli yüzeysel bir yansıtma, soruların, gölgede kalan boyutların yanıtı olabilir
mi? Tarihin gölgeli / gizlenen sayfalarında neler saklıdır ve neden saklanır? Baktığımız "Tevârih-i Âli
Osman" kayıtları bu noktada sistemin zihin dünyasının kodlarını bütün boyutlarıyla aktarıyor: "Şeyh
Bedre'd-dîn İznik'e sürgün geldikde Börklüce Mustafâ Aydın iline vardı. Andan Aydın ilinden göçdi,
Karaburun'a vardı. Ve Aydın ili vilâyetini gendüye döndürdi. Ve her nev'i kanunlar kodı ve hâşâ gendüye
"peygamberem" didi. Ve cemi halka peygamber didürdi." Söz gelimi, aktardığımız -sıradan bir Osmanlı
yaklaşımı gibi görünen- bu kayıttan ne anlamalıyız ya da ne anlaşılabilir? Börklüce Mustafa tarafından
konulduğu açıkça söylenen ve toplumsal çevreleri derinden etkileyen, "Aydın ilini gendüye döndüren" bu "her nev'i kanunlar" nedir? Bir bakıma "öte yüz okuması" olan yanıtlar bu çalışmada...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat