Beyanu'l-Hak (2 Cilt) Kur'an-ı Kerim'in Nüzul Sırasına Göre Tefsiri

Stok Kodu:
9789756004470
Boyut:
160-240
Sayfa Sayısı:
2056
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2016-03
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
Şamua
Dili:
Türkçe
Kategori:
%20 indirimli
48.00
38.40
9789756004470
93922
Beyanu'l-Hak (2 Cilt)
Beyanu'l-Hak (2 Cilt) Kur'an-ı Kerim'in Nüzul Sırasına Göre Tefsiri
38.4
KURAN´I ANLAMANIN EN KOLAY YOLU - Herkesin kolayca anlayabileceği bir dil, - Konu bütünlüğü sağlayan paragraf sistemi, - Teferruata girmeyen özlü bir anlatım, - Nüzul sırasına göre düzenlenmiş akıcı bir tefsir Tefsirin Özellikleri 1- Bu tefsirde, İmam Gazalî'nin, Tefsirde iktisat mertebesi, Kur'an'ın üç misline baliğ olan tefsirdir; bundan daha fazlası hem ihtiyaç değildir hem de ömrü onunla geçirmeye değmez... (Gazalî, İhya, I/40) görüşü ilke edinilmiş ve Tefsir'de İktisat yolu seçilmiştir. 2- Kur'an, üzerinde dura dura okunup özümsenerek anlaşılsın ve yaşansın diye yaklaşık yirmi üç yılda pasajlar hâlinde, bölüm bölüm indirilmiştir. Amacı, eğitim ve öğretim yoluyla insanın değerini ve kalitesini yükseltip daha sonra Âdil bir toplum ve İnsanlar için çıkartılmış en iyi/en medenî bir toplum şeklinde nitelendirilip örnek gösterilecek olan yeryüzünün, gerçekten bağımsız ve en medenî toplumunu vücuda getirmektir. Abdullah İbn Mes'ud, Übey b. Ka'b ve Abdullah b. Ömer gibi birden fazla sahabe demiştir ki: Biz Kur'an'ı on ayet on ayet okurduk; her on ayeti iyice okumadan ve özümseyip yaşamadan yeni bir on ayet almazdık. Onların bu sözleri de Kur'an-ı Kerim'i, tilâvetin hakkını vererek, indiriliş amacına ve yöntemine uygun olarak okuduklarını ve özümseyerek yaşadıklarını ifade etmektedir. Biz de surelerin sıralanışında, sahabenin, -teşbihte hata olmasın- ilk mektepten, hatta ana okulundan başlayıp üniversiteden mezun oluncaya kadar kademe kademe devam eden eğitim ve öğretim sürecini göz önünde bulunduran ve onların mümin kişiliklerini ve adalet vasfıyla birlikte en medenî niteliklerini derece derece inşa edip insanlık kalitelerini yücelten indiriliş yöntemini esas aldık ve sureleri nüzul sırasına göre tefsir etmeye çalıştık. Şunu da belirtmeliyiz ki surelerin sıralanışı, Hz. Osman'ın kendisine nispet edilen mushafa göredir. Fakat Hz. Osman'ın Mushaf'ındaki 114 surenin sıralanışında, hissedilen lüzum üzerine az da olsa değişiklik yapılmış ve bazı sureler öne ya da geriye alınmıştır. Meselâ; Fatiha suresi, beşinci sırada indirilmiş olmasına rağmen hem toptan indirilen ilk sure olması hem de adından dolayı başa alınmıştır. Önce Mekke'de indirilen 91 Mekkî Sure, sonra da Medine'de indirilen 23 Medenî Sure nüzul tarihi esasına göre dizilmiştir. Bu sıralama kesin olmayıp diğer nüshalar gibi, büyük oranda tahminîdir. 3- Her surenin meal ve tefsirinden önce, o sureyi okuyucuya tanıtmak ve dikkatlerini surenin tarihî bağlam ve anlamı üzerine teksif etmek maksadıyla surenin tarihî/kültürel arka plânını, varsa şayet, özel nüzul sebebini de kapsayacak şekilde muhtevasıyla ilgili -bir ya da iki; bir kaç surede ise üç dört sayfa hâlinde- özet bilgi verilmiştir. 4- Her ayet/pasaj indirildiği zaman, zemin, şart ve durumlar çerçevesinde anlaşılmaya çalışılmış; Mekke'de indirilen pasajlara Mekke'deki, Medine'de indirilenlere de Medine'deki tarihî kültürel bağlam göz önünde bulundurularak mana verilmiştir. Zira inzal edilen her ayet/pasaj, evrensel niteliğiyle birlikte indirildiği zaman, mekân ve şartların arz ettiği ihtiyaca verilmiş ilâhî bir cevaptır... 5- Tarihsel vasfına rağmen, Kur'an insana ve onun temel ihtiyaçlarına hitap eden, aklı kullanmayı ve tefekkürü teşvik eden, güzel ahlâkı ve gelişerek değişmeyi amaç edinen; bilimsel, evrensel, daima çağdaş ve güncel vasıfları ile birlikte, hep hitap eden ve edilen ilişkisi içerisinde okunmuş, imkân ölçüsünce Kelamullah'ın eleştirici, etkileyici, yönlendirici, geliştirici ve değiştirici öznelliği korunarak yansıtılmaya çalışılmıştır. Okuyucu ile Kelamullah arasında sürekli, bütüncül ve sağlıklı bir iletişimin korunmasına dikkat edilmiştir. 6- Kur'an, Arapça'dan başka bir dile nakledilirken mutlaka ayetlerinin tahlil ve tafsil edilip açıklanma durumu nedeniyle, tefsir ve tevile ihtiyaç duyulan yerlerde ayetin söylediği ya da söylemek istediği manaya uygun açıklamalar yapılmıştır. Fakat gereksiz uzatmalar, polemiklere sebep olacak lüzumsuz tartışmalar, mesnetsiz görüşler ve sıhhati belirsiz rivayetlerden büyük ölçüde sarf-ı nazar edilerek maksadı aşan uzun bir tefsir hatasına düşülmemeye gayret gösterilmiştir. Ayetlerin dil bilim ve metin yönünden tahlili/irabı mutlaka ve azamî ölçüde kusursuz ve tam olarak yapılmaya çalışılmış; fakat bu kısım, tefsire sadece mana olarak aksettirilmiştir. 7- Her ayete, numaralarına göre müstakil birer ayet olarak değil, belli bir manayı, belli bir maksadı ya da hükmü ifade eden ayetten/ayetlerden oluşturulmuş tematik paragraflar hâlinde ve Resûlullah'a (s.a.v.) bir vahiy hâlinde/celsede indirilen pasaj bütünlüğü göz önünde bulundurularak mana verilmiştir. Özellikle bu iki yöntem sebebiyle pek çok müfessirin düştüğü anlama hatasına düşmekten korunulmuş ve birçok meal ve tefsirdeki hatalar da düzeltilmiştir. 8- Her kelimenin, ancak bağlamında anlam kazandığı; ayetlerinse ya kendi bütünlükleri ya siyak ve sibak bütünlükleri ya pasaj bütünlükleri ya da tarihî arka plân ve Sünnet de dahil, Kur'an bütünlüğü içerisinde murat edilen manayı ifade ettikleri bilinmektedir. O nedenle ayetler, -tarihî bağlamları da dahil zarf mazruf ilişkisi içerisinde- önce ayet bütünlüğü, değilse siyak sibak bütünlüğü, değilse pasaj bütünlüğü, bu da olmazsa Kur'an bütünlüğü ve dinî telâkki/sünnet de göz önünde bulundurularak anlaşılmaya çalışılmıştır. Zira pek çok ayetin, siyak ve sibakıyla birlikte tamamı görülmeden; hatta pasaj bütünlüğü, gerekirse tarihî arka plânı ve sünnet de dahil Kur'an bütünlüğü göz önüne alınmadan maksadına uygun olarak anlaşıldığı söylenemez. Yani bir ayetin, müstakil olarak veya bölünerek yahut da içinden bir kısmı göz ardı edilerek ya da metin dışı bağlamı dikkate alınmaksızın parçacı/atomize bir yaklaşımla okunması hâlinde, maksadı aşan, hatta İslâm'ın ilkelerine aykırı manaların ortaya çıkma olasılığı büyüktür! Maksut mananın anlaşılmasını kolaylaştırıcı bu okuyuş yöntemimiz (tematik paragraflar ve pasaj bütünlüğü) ile her kelime kendi bağlamında, her ayet siyak sibak bütünlüğü içerisinde oluşturduğu metin ve mana bağlamında değerlendirilmiş; ayet ya da ayetlerdeki mana bilgiye; özellikle uygulanabilir bir bilgiye dönüştürülmüştür. Böylece ayetin lafzındaki kelime ya da cümleciklere, -daha önceki meal ve tefsirlerde sıkça rastlanan- metin içi ve metin dışı bağlamlarından kopuk ve maksadını aşan mana verme hatasından büyük ölçüde sakınıldığı gibi ayette söylenen ya da söylenmek istenen anlam/bilgi apaçık ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca yapılan parantez arası ya da eğik çizgi (/) ilaveleriyle kast edilen mana daha net anlaşılır hâle getirilmeye çalışılmıştır. 9- Ayetin literal anlamından ziyade, büyük ölçüde lafzındaki manasının, ifade tarzıyla, vurgusuyla, ses ve söz uyumuyla birlikte tam ve isabetli bir biçimde Türkçeye yansıtılmasına ve açık seçikliğine özen gösterilmiştir. Ayetlerden çıkarımlar yapmak ya da ikincil, üçüncül ve daha ziyade manalar ve hükümler tespit etme işi, genelde okuyucuya bırakılmıştır.
KURAN´I ANLAMANIN EN KOLAY YOLU - Herkesin kolayca anlayabileceği bir dil, - Konu bütünlüğü sağlayan paragraf sistemi, - Teferruata girmeyen özlü bir anlatım, - Nüzul sırasına göre düzenlenmiş akıcı bir tefsir Tefsirin Özellikleri 1- Bu tefsirde, İmam Gazalî'nin, Tefsirde iktisat mertebesi, Kur'an'ın üç misline baliğ olan tefsirdir; bundan daha fazlası hem ihtiyaç değildir hem de ömrü onunla geçirmeye değmez... (Gazalî, İhya, I/40) görüşü ilke edinilmiş ve Tefsir'de İktisat yolu seçilmiştir. 2- Kur'an, üzerinde dura dura okunup özümsenerek anlaşılsın ve yaşansın diye yaklaşık yirmi üç yılda pasajlar hâlinde, bölüm bölüm indirilmiştir. Amacı, eğitim ve öğretim yoluyla insanın değerini ve kalitesini yükseltip daha sonra Âdil bir toplum ve İnsanlar için çıkartılmış en iyi/en medenî bir toplum şeklinde nitelendirilip örnek gösterilecek olan yeryüzünün, gerçekten bağımsız ve en medenî toplumunu vücuda getirmektir. Abdullah İbn Mes'ud, Übey b. Ka'b ve Abdullah b. Ömer gibi birden fazla sahabe demiştir ki: Biz Kur'an'ı on ayet on ayet okurduk; her on ayeti iyice okumadan ve özümseyip yaşamadan yeni bir on ayet almazdık. Onların bu sözleri de Kur'an-ı Kerim'i, tilâvetin hakkını vererek, indiriliş amacına ve yöntemine uygun olarak okuduklarını ve özümseyerek yaşadıklarını ifade etmektedir. Biz de surelerin sıralanışında, sahabenin, -teşbihte hata olmasın- ilk mektepten, hatta ana okulundan başlayıp üniversiteden mezun oluncaya kadar kademe kademe devam eden eğitim ve öğretim sürecini göz önünde bulunduran ve onların mümin kişiliklerini ve adalet vasfıyla birlikte en medenî niteliklerini derece derece inşa edip insanlık kalitelerini yücelten indiriliş yöntemini esas aldık ve sureleri nüzul sırasına göre tefsir etmeye çalıştık. Şunu da belirtmeliyiz ki surelerin sıralanışı, Hz. Osman'ın kendisine nispet edilen mushafa göredir. Fakat Hz. Osman'ın Mushaf'ındaki 114 surenin sıralanışında, hissedilen lüzum üzerine az da olsa değişiklik yapılmış ve bazı sureler öne ya da geriye alınmıştır. Meselâ; Fatiha suresi, beşinci sırada indirilmiş olmasına rağmen hem toptan indirilen ilk sure olması hem de adından dolayı başa alınmıştır. Önce Mekke'de indirilen 91 Mekkî Sure, sonra da Medine'de indirilen 23 Medenî Sure nüzul tarihi esasına göre dizilmiştir. Bu sıralama kesin olmayıp diğer nüshalar gibi, büyük oranda tahminîdir. 3- Her surenin meal ve tefsirinden önce, o sureyi okuyucuya tanıtmak ve dikkatlerini surenin tarihî bağlam ve anlamı üzerine teksif etmek maksadıyla surenin tarihî/kültürel arka plânını, varsa şayet, özel nüzul sebebini de kapsayacak şekilde muhtevasıyla ilgili -bir ya da iki; bir kaç surede ise üç dört sayfa hâlinde- özet bilgi verilmiştir. 4- Her ayet/pasaj indirildiği zaman, zemin, şart ve durumlar çerçevesinde anlaşılmaya çalışılmış; Mekke'de indirilen pasajlara Mekke'deki, Medine'de indirilenlere de Medine'deki tarihî kültürel bağlam göz önünde bulundurularak mana verilmiştir. Zira inzal edilen her ayet/pasaj, evrensel niteliğiyle birlikte indirildiği zaman, mekân ve şartların arz ettiği ihtiyaca verilmiş ilâhî bir cevaptır... 5- Tarihsel vasfına rağmen, Kur'an insana ve onun temel ihtiyaçlarına hitap eden, aklı kullanmayı ve tefekkürü teşvik eden, güzel ahlâkı ve gelişerek değişmeyi amaç edinen; bilimsel, evrensel, daima çağdaş ve güncel vasıfları ile birlikte, hep hitap eden ve edilen ilişkisi içerisinde okunmuş, imkân ölçüsünce Kelamullah'ın eleştirici, etkileyici, yönlendirici, geliştirici ve değiştirici öznelliği korunarak yansıtılmaya çalışılmıştır. Okuyucu ile Kelamullah arasında sürekli, bütüncül ve sağlıklı bir iletişimin korunmasına dikkat edilmiştir. 6- Kur'an, Arapça'dan başka bir dile nakledilirken mutlaka ayetlerinin tahlil ve tafsil edilip açıklanma durumu nedeniyle, tefsir ve tevile ihtiyaç duyulan yerlerde ayetin söylediği ya da söylemek istediği manaya uygun açıklamalar yapılmıştır. Fakat gereksiz uzatmalar, polemiklere sebep olacak lüzumsuz tartışmalar, mesnetsiz görüşler ve sıhhati belirsiz rivayetlerden büyük ölçüde sarf-ı nazar edilerek maksadı aşan uzun bir tefsir hatasına düşülmemeye gayret gösterilmiştir. Ayetlerin dil bilim ve metin yönünden tahlili/irabı mutlaka ve azamî ölçüde kusursuz ve tam olarak yapılmaya çalışılmış; fakat bu kısım, tefsire sadece mana olarak aksettirilmiştir. 7- Her ayete, numaralarına göre müstakil birer ayet olarak değil, belli bir manayı, belli bir maksadı ya da hükmü ifade eden ayetten/ayetlerden oluşturulmuş tematik paragraflar hâlinde ve Resûlullah'a (s.a.v.) bir vahiy hâlinde/celsede indirilen pasaj bütünlüğü göz önünde bulundurularak mana verilmiştir. Özellikle bu iki yöntem sebebiyle pek çok müfessirin düştüğü anlama hatasına düşmekten korunulmuş ve birçok meal ve tefsirdeki hatalar da düzeltilmiştir. 8- Her kelimenin, ancak bağlamında anlam kazandığı; ayetlerinse ya kendi bütünlükleri ya siyak ve sibak bütünlükleri ya pasaj bütünlükleri ya da tarihî arka plân ve Sünnet de dahil, Kur'an bütünlüğü içerisinde murat edilen manayı ifade ettikleri bilinmektedir. O nedenle ayetler, -tarihî bağlamları da dahil zarf mazruf ilişkisi içerisinde- önce ayet bütünlüğü, değilse siyak sibak bütünlüğü, değilse pasaj bütünlüğü, bu da olmazsa Kur'an bütünlüğü ve dinî telâkki/sünnet de göz önünde bulundurularak anlaşılmaya çalışılmıştır. Zira pek çok ayetin, siyak ve sibakıyla birlikte tamamı görülmeden; hatta pasaj bütünlüğü, gerekirse tarihî arka plânı ve sünnet de dahil Kur'an bütünlüğü göz önüne alınmadan maksadına uygun olarak anlaşıldığı söylenemez. Yani bir ayetin, müstakil olarak veya bölünerek yahut da içinden bir kısmı göz ardı edilerek ya da metin dışı bağlamı dikkate alınmaksızın parçacı/atomize bir yaklaşımla okunması hâlinde, maksadı aşan, hatta İslâm'ın ilkelerine aykırı manaların ortaya çıkma olasılığı büyüktür! Maksut mananın anlaşılmasını kolaylaştırıcı bu okuyuş yöntemimiz (tematik paragraflar ve pasaj bütünlüğü) ile her kelime kendi bağlamında, her ayet siyak sibak bütünlüğü içerisinde oluşturduğu metin ve mana bağlamında değerlendirilmiş; ayet ya da ayetlerdeki mana bilgiye; özellikle uygulanabilir bir bilgiye dönüştürülmüştür. Böylece ayetin lafzındaki kelime ya da cümleciklere, -daha önceki meal ve tefsirlerde sıkça rastlanan- metin içi ve metin dışı bağlamlarından kopuk ve maksadını aşan mana verme hatasından büyük ölçüde sakınıldığı gibi ayette söylenen ya da söylenmek istenen anlam/bilgi apaçık ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca yapılan parantez arası ya da eğik çizgi (/) ilaveleriyle kast edilen mana daha net anlaşılır hâle getirilmeye çalışılmıştır. 9- Ayetin literal anlamından ziyade, büyük ölçüde lafzındaki manasının, ifade tarzıyla, vurgusuyla, ses ve söz uyumuyla birlikte tam ve isabetli bir biçimde Türkçeye yansıtılmasına ve açık seçikliğine özen gösterilmiştir. Ayetlerden çıkarımlar yapmak ya da ikincil, üçüncül ve daha ziyade manalar ve hükümler tespit etme işi, genelde okuyucuya bırakılmıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat