Bir Neo-Levanten'in Hatıra Defterinden

Stok Kodu:
9789750327995
Boyut:
155-215
Sayfa Sayısı:
79
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2000-12
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
4.86
3.89
9789750327995
374132
Bir Neo-Levanten'in Hatıra Defterinden
Bir Neo-Levanten'in Hatıra Defterinden
3.888
Yazılarımda adaletsiz bir şekilde kadınların kusurlarını savunmak, affetmek, minimize etmek gibi bir eğilim içinde olduğumdan, şimdi de, yalnızca erkeklerin pisliğinden bahsetmeyi uygun buluyorum. (Zaten bu konu üzerine yapılan araştırmaların tek bir sonucu var: Erkekler kadınlardan daha 'kokarca'.)

Arkadaşlarımla bu konuyla ilgili hikayeleri birbirimize anlatırken her zamanki gibi gülmekten kırıldık. Aslında bu, hakkında konuşmak için cesaret isteyen, ilişkilerimizi derinden etkileyebilecek hassaslıkta bir konu. (E, bu konuda konuşmak kolay mı?) Günler süren peşinde koşmaların, romantik gecelerin, şehvet dolu konuşmaların sonunda o büyük an gelir. Birbirlerini 'her yönüyle keşfetme' anı. Ve bilin bakalım ne olur?

Neden bilmiyorum, 'cesur'ların büyük bir çoğunluğunu kadınlar oluşturur. Etrafımıza baktığımızda erkeklerin artık sadece geçmişe ait kahramanlar olduğunu görüyoruz. Öldürecek ejderleri, kazanacak savaşları, ele geçirecek şatoları, kaleleri, kurtaracak masum genç kızları kalmadığından, cesaretlerini ortaya koymak için onlara sadece işyerleri kalıyor. Sadece işyerlerinde, işlerinde, sonuç alınması imkansız görünen birtakım yeni hedefler peşinde koşmakla yetiniyorlar.
Ve birkaç harika örnek dışında, biraz sakıngan, biraz 'tavşan'lar.
Aşkta mesela, partnerlerini seçerken heyecanları yüreklerinin en uzak, en dip köşelerine göndererek akıl yolunu izliyorlar. Sakin ve özellikle onlara güven veren kadınları seçiyorlar. En fazla, karılarını cesur ve hayat dolu kadınlarla aldatarak kendilerine kısa mutluluk molaları yaratmaya çalışıyorlar.
Kadınlarsa, hayır... böyle yapmıyorlar.
Yazılarımda adaletsiz bir şekilde kadınların kusurlarını savunmak, affetmek, minimize etmek gibi bir eğilim içinde olduğumdan, şimdi de, yalnızca erkeklerin pisliğinden bahsetmeyi uygun buluyorum. (Zaten bu konu üzerine yapılan araştırmaların tek bir sonucu var: Erkekler kadınlardan daha 'kokarca'.)

Arkadaşlarımla bu konuyla ilgili hikayeleri birbirimize anlatırken her zamanki gibi gülmekten kırıldık. Aslında bu, hakkında konuşmak için cesaret isteyen, ilişkilerimizi derinden etkileyebilecek hassaslıkta bir konu. (E, bu konuda konuşmak kolay mı?) Günler süren peşinde koşmaların, romantik gecelerin, şehvet dolu konuşmaların sonunda o büyük an gelir. Birbirlerini 'her yönüyle keşfetme' anı. Ve bilin bakalım ne olur?

Neden bilmiyorum, 'cesur'ların büyük bir çoğunluğunu kadınlar oluşturur. Etrafımıza baktığımızda erkeklerin artık sadece geçmişe ait kahramanlar olduğunu görüyoruz. Öldürecek ejderleri, kazanacak savaşları, ele geçirecek şatoları, kaleleri, kurtaracak masum genç kızları kalmadığından, cesaretlerini ortaya koymak için onlara sadece işyerleri kalıyor. Sadece işyerlerinde, işlerinde, sonuç alınması imkansız görünen birtakım yeni hedefler peşinde koşmakla yetiniyorlar.
Ve birkaç harika örnek dışında, biraz sakıngan, biraz 'tavşan'lar.
Aşkta mesela, partnerlerini seçerken heyecanları yüreklerinin en uzak, en dip köşelerine göndererek akıl yolunu izliyorlar. Sakin ve özellikle onlara güven veren kadınları seçiyorlar. En fazla, karılarını cesur ve hayat dolu kadınlarla aldatarak kendilerine kısa mutluluk molaları yaratmaya çalışıyorlar.
Kadınlarsa, hayır... böyle yapmıyorlar.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat