Çerkez Ethem

Stok Kodu:
9786052494899
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
224
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-12
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
3.60
2.88
9786052494899
485911
Çerkez Ethem
Çerkez Ethem
2.88
Batı Cephesi düzenli ordusunu yeniden kuran ve bu yüzden Çerkez Ethem'in
başkaldırmasına yol açan İnönü şöyle demişti: "Gösteri yürüyüşleriyle, telgraflarla ve en
sonunda gerilla ile bir sonuç alabilir miyiz? İçinde bulunduğumuz koşullar en sonunda bir
savaşa varacaktır. Büyük ölçüde bir çatışmaya varacaktır. Karşımızdaki Yunan ordusunu
yenmemiz gerek. Benim hesabıma ve kanıma göre, Türkiye bugünkü hali ile Yunan
ordusunu yenebilir. Bunu yapabiliriz. Ama ordumuz yok. Bir ordu kadrosu var. Bu kadro ile
bu güçle bir şey yapamayız. Yenemeyiz. Çıkar yol, orduyu kurmak ve büyük silahlı
çatışmaya hazırlanmaktır."
Ordu kuruluşunun zorluklarını yine en iyi İnönü dile getiriyor: "Orduyu kurmak için asker
alıyoruz, sabahleyin giydiriyoruz, donatıyoruz, silahlandırıyoruz, akşamüzeri hepsi gidiyorlar." Gerillanın gelişme nedenleri arasında toplumun savunma duygusunu
gerçekleştirmek gibi hem soylu hem de gerçek güdülerden başka nedenler de vardır ve bunlar
birinciler gibi soylu sayılamazdı, girişilen yağmalardan pay almak ve düzenli ordudaki er ve
subayların aldığı maaşlardan birkaç kat fazla maaş almak gibi maddi; suç ortaklığı,
öldürülme korkusu gibi manevi nedenler. Bu konuda İsmet Paşa'nın Çerkez Ethem'in
kardeşlerinden Reşit'le olan bir konuşması oldukça açıklayıcıdır:
" 'Siz gittiğiniz yerde vuruyorsunuz, kırıyorsunuz, yağma ediyorsunuz, sonra da bu halkın
içinden bu halkın çocuklarını alıyorsunuz ve bunlar sizin sadık adamlarınız oluyor. Nasıl
yapabiliyorsunuz bunu?' Güldü: 'Usulü vardır onun,' dedi. Ben, 'Nedir, nasıl bir usuldür?'
dedim. Reşit Bey anlatmaya başladı, 'Gidersin, işin gereğini yaparsın, sonra da orada gözüne
kestirdiğin adamları alırsın, onları suç ortağı yaparsın. Kendilerine talan yaptırırsın, düşmanı
olanlara düşmanlarını vurdurtursun. Suça bulaşmış olurlar. Artık bunlar köylerine gidip de
vatandaşları ile doğal ilişkiye giremez duruma gelirler. Bütün yaşamları boyunca, kurtuluşları
size bağlılıktadır.' Reşit Bey bana kendi usullerini anlattığı zaman sordu, 'Bunları yapabilir
misiniz?' Ben, 'Sizin yaptıklarınızın hiçbirini yapamayız,' dedim. O da, 'Öyleyse orduyu da
yapamazsınız,' demişti."
Batı Cephesi düzenli ordusunu yeniden kuran ve bu yüzden Çerkez Ethem'in
başkaldırmasına yol açan İnönü şöyle demişti: "Gösteri yürüyüşleriyle, telgraflarla ve en
sonunda gerilla ile bir sonuç alabilir miyiz? İçinde bulunduğumuz koşullar en sonunda bir
savaşa varacaktır. Büyük ölçüde bir çatışmaya varacaktır. Karşımızdaki Yunan ordusunu
yenmemiz gerek. Benim hesabıma ve kanıma göre, Türkiye bugünkü hali ile Yunan
ordusunu yenebilir. Bunu yapabiliriz. Ama ordumuz yok. Bir ordu kadrosu var. Bu kadro ile
bu güçle bir şey yapamayız. Yenemeyiz. Çıkar yol, orduyu kurmak ve büyük silahlı
çatışmaya hazırlanmaktır."
Ordu kuruluşunun zorluklarını yine en iyi İnönü dile getiriyor: "Orduyu kurmak için asker
alıyoruz, sabahleyin giydiriyoruz, donatıyoruz, silahlandırıyoruz, akşamüzeri hepsi gidiyorlar." Gerillanın gelişme nedenleri arasında toplumun savunma duygusunu
gerçekleştirmek gibi hem soylu hem de gerçek güdülerden başka nedenler de vardır ve bunlar
birinciler gibi soylu sayılamazdı, girişilen yağmalardan pay almak ve düzenli ordudaki er ve
subayların aldığı maaşlardan birkaç kat fazla maaş almak gibi maddi; suç ortaklığı,
öldürülme korkusu gibi manevi nedenler. Bu konuda İsmet Paşa'nın Çerkez Ethem'in
kardeşlerinden Reşit'le olan bir konuşması oldukça açıklayıcıdır:
" 'Siz gittiğiniz yerde vuruyorsunuz, kırıyorsunuz, yağma ediyorsunuz, sonra da bu halkın
içinden bu halkın çocuklarını alıyorsunuz ve bunlar sizin sadık adamlarınız oluyor. Nasıl
yapabiliyorsunuz bunu?' Güldü: 'Usulü vardır onun,' dedi. Ben, 'Nedir, nasıl bir usuldür?'
dedim. Reşit Bey anlatmaya başladı, 'Gidersin, işin gereğini yaparsın, sonra da orada gözüne
kestirdiğin adamları alırsın, onları suç ortağı yaparsın. Kendilerine talan yaptırırsın, düşmanı
olanlara düşmanlarını vurdurtursun. Suça bulaşmış olurlar. Artık bunlar köylerine gidip de
vatandaşları ile doğal ilişkiye giremez duruma gelirler. Bütün yaşamları boyunca, kurtuluşları
size bağlılıktadır.' Reşit Bey bana kendi usullerini anlattığı zaman sordu, 'Bunları yapabilir
misiniz?' Ben, 'Sizin yaptıklarınızın hiçbirini yapamayız,' dedim. O da, 'Öyleyse orduyu da
yapamazsınız,' demişti."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat