Cevşen-i Kebîr Allah (Celle Celâlühû)'in Bin İsmiyle Bilinen

Stok Kodu:
9786054530229
Boyut:
115-160
Sayfa Sayısı:
224
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-06
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Ivory
Dili:
Türkçe
Kategori:
%20 indirimli
7.50
6.00
9786054530229
447574
Cevşen-i Kebîr
Cevşen-i Kebîr Allah (Celle Celâlühû)'in Bin İsmiyle Bilinen
6
İsimli bu duâyı okuyan için; Allah'tan başka kimsenin bilemediği birçok fayda, şan, şeref, bereket ve sayılamayacak kadar sevâb vardır. Yüce Allah (celle celâlühû)'tan, bunun gereği ile amel etmeye bizi muvaffak kılmasını niyâz eyleriz. Şüphesiz Yüce Allah (celle celâlühû) kullarına yakındır ve yapılan duâlara cevap verendir. Ca'fer-i Sâdık (radiyallahü anh)'tan, onun babasından ve dedesi Hazret-i Ali bin Ebî Tâlib'in oğlu Hazret-i Hasan'ın (radiyallahü anh) şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Ey oğlum! Resûlüllâh (sallallâhü aleyhi ve sellem)'ın sırlarından bir sırrı sana öğreteyim mi? Uhud Gazâsı'nın sıcak bir gününde Resûlüllah'ın üzerinde ağır örme bir zırh vardı ve sıcaklığın şiddetinden ve zırhın ağırlığından dolayı onu taşımakta zorlanıyordu. Peygamberimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: Ben başımı semâya kaldırdım ve semâ kapılarının açılmış olduğunu gördüm. Cibrîl (aleyhisselâm) bir nur ile yanıma indi ve dedi ki: Ey Allah'ın Resûlü! Selâm sana yâ Resûlallâh! Ben de, selâm senin de üzerine olsun dedim. Kardeşim Cibrîl (aleyhisselâm) devamla dedi ki: Allah ü Teâlâ sana selâm ediyor. Seni selâmet ve ikrâmla muhafaza ediyor ve sana buyuruyor ki: "Zırhını çıkar ve şu duâyı okuyuver. Artık sen onu okuyup, onu üzerinde taşıdığın zaman, seni bu zırhın korumasından daha iyi korur."
İsimli bu duâyı okuyan için; Allah'tan başka kimsenin bilemediği birçok fayda, şan, şeref, bereket ve sayılamayacak kadar sevâb vardır. Yüce Allah (celle celâlühû)'tan, bunun gereği ile amel etmeye bizi muvaffak kılmasını niyâz eyleriz. Şüphesiz Yüce Allah (celle celâlühû) kullarına yakındır ve yapılan duâlara cevap verendir. Ca'fer-i Sâdık (radiyallahü anh)'tan, onun babasından ve dedesi Hazret-i Ali bin Ebî Tâlib'in oğlu Hazret-i Hasan'ın (radiyallahü anh) şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Ey oğlum! Resûlüllâh (sallallâhü aleyhi ve sellem)'ın sırlarından bir sırrı sana öğreteyim mi? Uhud Gazâsı'nın sıcak bir gününde Resûlüllah'ın üzerinde ağır örme bir zırh vardı ve sıcaklığın şiddetinden ve zırhın ağırlığından dolayı onu taşımakta zorlanıyordu. Peygamberimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: Ben başımı semâya kaldırdım ve semâ kapılarının açılmış olduğunu gördüm. Cibrîl (aleyhisselâm) bir nur ile yanıma indi ve dedi ki: Ey Allah'ın Resûlü! Selâm sana yâ Resûlallâh! Ben de, selâm senin de üzerine olsun dedim. Kardeşim Cibrîl (aleyhisselâm) devamla dedi ki: Allah ü Teâlâ sana selâm ediyor. Seni selâmet ve ikrâmla muhafaza ediyor ve sana buyuruyor ki: "Zırhını çıkar ve şu duâyı okuyuver. Artık sen onu okuyup, onu üzerinde taşıdığın zaman, seni bu zırhın korumasından daha iyi korur."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat