Çocuk İstismarı ve Savaşın Kökenleri

Stok Kodu:
9786059319485
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
384
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-10
Çeviren:
Feyyaz Şahin
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap kağıdı
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
13.50
10.80
9786059319485
512234
Çocuk İstismarı ve Savaşın Kökenleri
Çocuk İstismarı ve Savaşın Kökenleri
10.8
Psikotarihin önemli teorisyenlerinden olan DeMause, tarihin eski dönemlerinden bu yana
birçok toplumun bebeklerini öldürdüğünü, sakat bıraktığını ve istismar ettiğini
disiplinlerarası çalışmalarla ortaya çıkarmıştır. Toplumlar arasındaki askeri, sosyal ve
ekonomik farklar gözetilmeksizin, gelişmiş ya da gelişmemiş birçok toplum çocuk istismarı
ve ihmalini gerçekleştirmiştir.
İstismar ve ihmal, hem erkek çocuklarının hem de kız çocuklarının beyinlerinde eşit
derecede zararlı sonuçlar doğursa da kız çocukları daha çok disosiyatif içselleştirme
semptomları (uzaklaşma, depresyon, çaresizlik, bağımlılık) ile tepki verme eğilimindeyken
erkek çocukları daha çok savaş/kaç (dışsallaştırma, dürtüsel, hiperaktif) tepkilerine
yönelir. Erkek çocuklarının yaşadıkları istismarı sahnelemesi, genellikle yeterli bir
gözlemdir. Ama erkek çocuklarının şiddetinde, çocuğun aynı zamanda kendi kendine zarar
verdiği, deneyimledikleri acı ve korkuları gerçek anlamda yeniden yaşadıkları gerçeği
çoğu zaman gözden kaçar. Korkuların olmadığını gösterdiğinde, zayıf olmadığını
kanıtladığında, "gerçek bir erkek çocuğusundur": "Risk ne kadar büyükse erkekliğin kanıtı
o kadar güçlüdür. 'Hepimizin yaraları var' diyordu bir erkek çocuğu, erkeklik sembollerini göstermek için kollarını sıvarken.
Psikotarihin önemli teorisyenlerinden olan DeMause, tarihin eski dönemlerinden bu yana
birçok toplumun bebeklerini öldürdüğünü, sakat bıraktığını ve istismar ettiğini
disiplinlerarası çalışmalarla ortaya çıkarmıştır. Toplumlar arasındaki askeri, sosyal ve
ekonomik farklar gözetilmeksizin, gelişmiş ya da gelişmemiş birçok toplum çocuk istismarı
ve ihmalini gerçekleştirmiştir.
İstismar ve ihmal, hem erkek çocuklarının hem de kız çocuklarının beyinlerinde eşit
derecede zararlı sonuçlar doğursa da kız çocukları daha çok disosiyatif içselleştirme
semptomları (uzaklaşma, depresyon, çaresizlik, bağımlılık) ile tepki verme eğilimindeyken
erkek çocukları daha çok savaş/kaç (dışsallaştırma, dürtüsel, hiperaktif) tepkilerine
yönelir. Erkek çocuklarının yaşadıkları istismarı sahnelemesi, genellikle yeterli bir
gözlemdir. Ama erkek çocuklarının şiddetinde, çocuğun aynı zamanda kendi kendine zarar
verdiği, deneyimledikleri acı ve korkuları gerçek anlamda yeniden yaşadıkları gerçeği
çoğu zaman gözden kaçar. Korkuların olmadığını gösterdiğinde, zayıf olmadığını
kanıtladığında, "gerçek bir erkek çocuğusundur": "Risk ne kadar büyükse erkekliğin kanıtı
o kadar güçlüdür. 'Hepimizin yaraları var' diyordu bir erkek çocuğu, erkeklik sembollerini göstermek için kollarını sıvarken.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat