Çöl

Stok Kodu:
9786057472328
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
240
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-05
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap kağıdı
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
9.90
7.92
9786057472328
593634
Çöl
Çöl
7.92
Anadolu'nun Kadim Diyarlarında Mistik, Dönüştürücü, Büyüleyici Bir Gezi:

Mardin'in Fotoğrafçı Çocuklarından Diyarbakırlı Astronoma ve Oradan Nemrut'un Sırlarına
Olağanüstü Bir Yolculuk. Yavuztan İnam ilk kitabı Çöl'de Anadolu'nun Sesinde Kendi Sesini Arıyor. Benliğinin Çölünde Gezen Bir Gezginin Anadolu'nun Yarattığı Kalıcı Seraba Kapılmasının Öyküsüdür Okuyacağınız. Bu Toprakların Unutulmuş ama Büyüleyici Değerleridir Sizi Çöl'de Karşılayacak Olan.

İnsanın yüzyıllardır üzerine düşündüğü sorular vardır. Bu sorular o kadar kıymetlidir ki, felsefe, edebiyat ve sanat bu soruları sorgulayan zihinlerin ürünleriyle var olmuştur. Bu sorular yaşanılan dönemin şartlarına ve kültürün çeşitliliğine göre şekil alır çoğu zaman.

Fakat hiç değişmemiş ve asla cevabını bulamamış, binlerce yıldır sorgulanmaya devam eden, insanı dönüştürüp 'iyi'leştiren bir soru, kök duygularımızdan bize seslenir. Soru hiç değişmese de cevap o günün idrakiyle sürekli güncellenmekte olduğu için edebiyat insanlık var olduğu sürece devam edecektir.

İşte bu kitap ilk sayfasından son sayfasına dek, kendimize sorduğumuz bu en kökten gelen sorunun, en güncel ve en anlaşılır şekilde cevabıdır.

İçimizdeki yollar uzun ama yürümek için ilk adımı atmaya gönüllü olanlar, baktığı her şeyi görür ve gördüğü her şey de yolculuğunu güzelleştirir. Bu sebepten, umuyorum, içeriye doğru o ilk adımı çoktan atmış olan, atmaya gönüllü olan, atabilmek için cesaret arayan herkesin bir şekilde önüne çıkar ve ona ilham olur.

Funda Dündar (instagram: fufuokur) Çöl'ün Editörü

"Kırık bir kalbim ve dusuncelerle dolu bir zihnim vardı, sanki 'olmus'tum. O sırada Anadolu beni cagırmıs, "Gel! Konusacaklarımız var." demisti. Uzerinden tarih akan topraklar ara sıra yapıyordu boyle seyler muhakkak! Davet ediyordu bizi, gorunenin ardındakini gormeye, topragın fısıldadıklarına kulak vermeye...

Dunyayla olan gobek bagımız bizi bu daveti yanıtlamaya zorunlu bırakıyordu. Beden harekete geciyor, sezgilerimizse bu davette en etkin rehberimiz oluyordu. Acıkcası bize soz dusmuyordu bu eylemde.

Ve iste ben de Anadolu'nun cagrısını kendimi ona bırakarak yanıtladım, artık oldugum yere ve zamana sıgamıyordum. Gecmiste Turkiye'yi, bu toprakları gezmeyi, seyahat etmekten bile saymayan ben; tabiri caizse toz toprak icinde kalarak aradım kendimi ulkemin sokaklarında...

Bu yolculukta yuzumu gunese cevirip askın donusturuculuguyle ilerleyerek daglardan, tepelerden, ovalardan, ırmaklardan, medeniyetlerden gecerek bastıgım topraga ve anlattıklarına teslim oldum.

Bu toprakların hikayeleri, hayatımın dogru zamanında elime aldıgım kitaplar ve bana mesajlar ileten tanıdık yuzler; kalbimde acılan yaralara, zihnimde bir semazen gibi donen sorulara sihirli bir karısım misali iyi geldi. Baktıgım, girdigim, cıktıgım her yerde kendi yuzumden bir parca gormek bu yolculugu "eve donus yolculugu" olarak adlandırmamı sagladı. Ironi su ki aslında

bunun kendime kavusma yolculugu oldugunu cok sonra duydugum bir cumleyle ancak anladım."
"Mardin'deyken, Burhan'a Endülüs'ten başlayan bir hikâye anlatmıştım.

Sülüklü Han'daki hikâyenin içinde de 'kedi' ve beni yakan simya ateşi vardı, henüz terk etmemişti sevda beni... Hem acılarla başa çıkma yöntemlerimiz değil miydi bizi biz yapan? Ama artık başlangıç noktası Mardin'e taşınmıştı.

Bu yeni bir hikâyeydi, aşılması gereken bir 'çöl' yolculuğuydu ve şimdilik 'Diyarbakırlı Astronom'un kapısına kadarki kısmını bildiğim hikâyenin adını da 'uzun ince bir yol' koymuştum."
Anadolu'nun Kadim Diyarlarında Mistik, Dönüştürücü, Büyüleyici Bir Gezi:

Mardin'in Fotoğrafçı Çocuklarından Diyarbakırlı Astronoma ve Oradan Nemrut'un Sırlarına
Olağanüstü Bir Yolculuk. Yavuztan İnam ilk kitabı Çöl'de Anadolu'nun Sesinde Kendi Sesini Arıyor. Benliğinin Çölünde Gezen Bir Gezginin Anadolu'nun Yarattığı Kalıcı Seraba Kapılmasının Öyküsüdür Okuyacağınız. Bu Toprakların Unutulmuş ama Büyüleyici Değerleridir Sizi Çöl'de Karşılayacak Olan.

İnsanın yüzyıllardır üzerine düşündüğü sorular vardır. Bu sorular o kadar kıymetlidir ki, felsefe, edebiyat ve sanat bu soruları sorgulayan zihinlerin ürünleriyle var olmuştur. Bu sorular yaşanılan dönemin şartlarına ve kültürün çeşitliliğine göre şekil alır çoğu zaman.

Fakat hiç değişmemiş ve asla cevabını bulamamış, binlerce yıldır sorgulanmaya devam eden, insanı dönüştürüp 'iyi'leştiren bir soru, kök duygularımızdan bize seslenir. Soru hiç değişmese de cevap o günün idrakiyle sürekli güncellenmekte olduğu için edebiyat insanlık var olduğu sürece devam edecektir.

İşte bu kitap ilk sayfasından son sayfasına dek, kendimize sorduğumuz bu en kökten gelen sorunun, en güncel ve en anlaşılır şekilde cevabıdır.

İçimizdeki yollar uzun ama yürümek için ilk adımı atmaya gönüllü olanlar, baktığı her şeyi görür ve gördüğü her şey de yolculuğunu güzelleştirir. Bu sebepten, umuyorum, içeriye doğru o ilk adımı çoktan atmış olan, atmaya gönüllü olan, atabilmek için cesaret arayan herkesin bir şekilde önüne çıkar ve ona ilham olur.

Funda Dündar (instagram: fufuokur) Çöl'ün Editörü

"Kırık bir kalbim ve dusuncelerle dolu bir zihnim vardı, sanki 'olmus'tum. O sırada Anadolu beni cagırmıs, "Gel! Konusacaklarımız var." demisti. Uzerinden tarih akan topraklar ara sıra yapıyordu boyle seyler muhakkak! Davet ediyordu bizi, gorunenin ardındakini gormeye, topragın fısıldadıklarına kulak vermeye...

Dunyayla olan gobek bagımız bizi bu daveti yanıtlamaya zorunlu bırakıyordu. Beden harekete geciyor, sezgilerimizse bu davette en etkin rehberimiz oluyordu. Acıkcası bize soz dusmuyordu bu eylemde.

Ve iste ben de Anadolu'nun cagrısını kendimi ona bırakarak yanıtladım, artık oldugum yere ve zamana sıgamıyordum. Gecmiste Turkiye'yi, bu toprakları gezmeyi, seyahat etmekten bile saymayan ben; tabiri caizse toz toprak icinde kalarak aradım kendimi ulkemin sokaklarında...

Bu yolculukta yuzumu gunese cevirip askın donusturuculuguyle ilerleyerek daglardan, tepelerden, ovalardan, ırmaklardan, medeniyetlerden gecerek bastıgım topraga ve anlattıklarına teslim oldum.

Bu toprakların hikayeleri, hayatımın dogru zamanında elime aldıgım kitaplar ve bana mesajlar ileten tanıdık yuzler; kalbimde acılan yaralara, zihnimde bir semazen gibi donen sorulara sihirli bir karısım misali iyi geldi. Baktıgım, girdigim, cıktıgım her yerde kendi yuzumden bir parca gormek bu yolculugu "eve donus yolculugu" olarak adlandırmamı sagladı. Ironi su ki aslında

bunun kendime kavusma yolculugu oldugunu cok sonra duydugum bir cumleyle ancak anladım."
"Mardin'deyken, Burhan'a Endülüs'ten başlayan bir hikâye anlatmıştım.

Sülüklü Han'daki hikâyenin içinde de 'kedi' ve beni yakan simya ateşi vardı, henüz terk etmemişti sevda beni... Hem acılarla başa çıkma yöntemlerimiz değil miydi bizi biz yapan? Ama artık başlangıç noktası Mardin'e taşınmıştı.

Bu yeni bir hikâyeydi, aşılması gereken bir 'çöl' yolculuğuydu ve şimdilik 'Diyarbakırlı Astronom'un kapısına kadarki kısmını bildiğim hikâyenin adını da 'uzun ince bir yol' koymuştum."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat