Devlet Sivil Toplum İlişkisi Demokratikleşme Perspektifinden

Stok Kodu:
9789753166997
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
448
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2001-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
3.33
2.67
9789753166997
4773
Devlet Sivil Toplum İlişkisi
Devlet Sivil Toplum İlişkisi Demokratikleşme Perspektifinden
2.667
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra "Sivil Toplum" Sosyal Bilimler literatürünü "ideal" bir toplumsal ve politik örgütlenmenin anahtar kavramı olarak meşgul etmeye başlamıştır. Kavramın devletten bağımsız bir özel alanlar özdeleştirilmesi ve "gönüllülük" ilkesine dayandırılması; sadece devletten bağımsız ve hükümet etmekle ilgili olmayan (non - governmental) bir yapılaşmaya değil, aynı zamanda demokratikleşmenin toplumsal öngereklerine de işaret etmektedir. Bu bağlamda, Sivil Toplum kavramıyla sosyal bilimciler demokrasiyle uyuşumlu ideal bir toplumsal örgütlenmeyi resmetmeye girişerek sivil toplumun demokrasinin kalbi olduğuna da vurgu yapmışlardır. Dolayısıyla demokrasiyle ilgili her tartışma sivil toplumu aydınlatmayı; sivil topluma ilişkin her aydınlatma da demokrasinin ne şekilde "demokratikleşmesi" gerektiğini gündeme sokmuştur. Bu tür tartışmalar özellikle 1980'den sonra politik rejimin normalleşmesine paralel olarak Türkiye'de başlamış, hatta o kadar yoğunlaşmıştır ki, akademik çevrelerin dışına taşmış ve ne yazık ki kavram büyülü, ama aynı zamanda buğulu hale getirilmiştir. (Önsöz'den)
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra "Sivil Toplum" Sosyal Bilimler literatürünü "ideal" bir toplumsal ve politik örgütlenmenin anahtar kavramı olarak meşgul etmeye başlamıştır. Kavramın devletten bağımsız bir özel alanlar özdeleştirilmesi ve "gönüllülük" ilkesine dayandırılması; sadece devletten bağımsız ve hükümet etmekle ilgili olmayan (non - governmental) bir yapılaşmaya değil, aynı zamanda demokratikleşmenin toplumsal öngereklerine de işaret etmektedir. Bu bağlamda, Sivil Toplum kavramıyla sosyal bilimciler demokrasiyle uyuşumlu ideal bir toplumsal örgütlenmeyi resmetmeye girişerek sivil toplumun demokrasinin kalbi olduğuna da vurgu yapmışlardır. Dolayısıyla demokrasiyle ilgili her tartışma sivil toplumu aydınlatmayı; sivil topluma ilişkin her aydınlatma da demokrasinin ne şekilde "demokratikleşmesi" gerektiğini gündeme sokmuştur. Bu tür tartışmalar özellikle 1980'den sonra politik rejimin normalleşmesine paralel olarak Türkiye'de başlamış, hatta o kadar yoğunlaşmıştır ki, akademik çevrelerin dışına taşmış ve ne yazık ki kavram büyülü, ama aynı zamanda buğulu hale getirilmiştir. (Önsöz'den)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat