Doğu - Batı Ekseninde Kapitalizm Kökenleri ve Geleceği

Stok Kodu:
9786057629197
Boyut:
160-240
Sayfa Sayısı:
416
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-11
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap kağıdı
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
14.40
11.52
9786057629197
513902
Doğu - Batı Ekseninde Kapitalizm
Doğu - Batı Ekseninde Kapitalizm Kökenleri ve Geleceği
11.52
Kapitalizmin anahtar kavramlarından birisi olan Serbest pazar ekonomisi anlayışının Batılı olduğu kadar ve hatta
daha fazla doğulu bir kavram olduğu üzerine bir takım yorum ve temellendirmeler söz konusu olmuştur. Her ne
kadar belirli tarihsel detaylar farklı olsa da, esasen Batı ekonomik düşüncesinin tarihi, Çin ekonomik tarihine
paralel bir gelişim göstermiştir. Günümüzde küresel ticari rekabetin bütünleyici bir bakışla değerlendirilmesinde
Çin ve ABD devletlerinin rekabeti üzerinden bu iki farklı kapitalizm türünün yarışı ve hatta savaşı sıklıkla
dillendirilmektedir. Bu doğrultuda ABD'nin Çin ile olan ekonomik rekabeti, serbest piyasanın doğal reflekslerinden
çok, neoliberal politikaların bir gereği olarak çok daha radikal ve devlete dayalı cevaplar ile sürdürülmek
istenmektedir.
Modern kapitalizm ile modern sonrası diyebileceğimiz kapitalizm arasında önemli bir kopuş gözlemlenmektedir.
Serbest piyasanın işlevselliğine dayalı toplum ve birey modellemelerini öne süren modern kapitalizmin pek çok
sorunları olmakla birlikte, merkezinde canlı organizma olarak insan yer almaktadır. Oysa postmodern dönemin
postkapitalizmi, biyolojik ve kültürel evrim süreçlerini kontrol altına alarak, kusurlu kabul ettikleri insan türünün
iyileştirilmesi veya daha üst bir türün açığa çıkarılması düşüncesini yeni bir ideoloji olarak kodlamaya
çalışmaktadır. Bu doğrultuda sermayenin yeni yönünü fütüristtik projeler belirlemektedir. Transhumanizm
düşüncesi her ne kadar biyolojik sınırlılıklarımızı ve insan kaynaklı kötülüklerin neden olduğu tarihsel
karmaşalardan kurtulmayı, kendisini meşrulaştırıcı birer argüman olarak kullansa da geliştirilmek istenen organik
canlılığı olmayan zeki ve hareket eden türün ya da türlerin nasıl bir dünyayı kurgulayacağı ve biyolojik insanın bu
dünyadaki yeri belirsizliklere sahiptir. Transhumanizm projeleri, nanoteknoloji ve biyomekaniği bir araya getirerek
sağlık alanındaki başarılı uygulamalarla kendisini meşrulaştırmaya çalışırken, yapay zekâ çalışmaları da dijital bir
dünyayı küresel internet ağı üzerinden hızla oluşturmaktadır. Anlaşıldığı kadarı ile 21 yüzyılda finansal desteği
güçlü, bilimsel ve teknolojik altyapısı sağlam bu tür projeler, yalnızca Batı dünyasına ait olmayacak, aynı zamanda
Doğu tipi kapitalizmin de peşinde koştuğu bir trendi oluşturacaktır.
Kapitalizmin anahtar kavramlarından birisi olan Serbest pazar ekonomisi anlayışının Batılı olduğu kadar ve hatta
daha fazla doğulu bir kavram olduğu üzerine bir takım yorum ve temellendirmeler söz konusu olmuştur. Her ne
kadar belirli tarihsel detaylar farklı olsa da, esasen Batı ekonomik düşüncesinin tarihi, Çin ekonomik tarihine
paralel bir gelişim göstermiştir. Günümüzde küresel ticari rekabetin bütünleyici bir bakışla değerlendirilmesinde
Çin ve ABD devletlerinin rekabeti üzerinden bu iki farklı kapitalizm türünün yarışı ve hatta savaşı sıklıkla
dillendirilmektedir. Bu doğrultuda ABD'nin Çin ile olan ekonomik rekabeti, serbest piyasanın doğal reflekslerinden
çok, neoliberal politikaların bir gereği olarak çok daha radikal ve devlete dayalı cevaplar ile sürdürülmek
istenmektedir.
Modern kapitalizm ile modern sonrası diyebileceğimiz kapitalizm arasında önemli bir kopuş gözlemlenmektedir.
Serbest piyasanın işlevselliğine dayalı toplum ve birey modellemelerini öne süren modern kapitalizmin pek çok
sorunları olmakla birlikte, merkezinde canlı organizma olarak insan yer almaktadır. Oysa postmodern dönemin
postkapitalizmi, biyolojik ve kültürel evrim süreçlerini kontrol altına alarak, kusurlu kabul ettikleri insan türünün
iyileştirilmesi veya daha üst bir türün açığa çıkarılması düşüncesini yeni bir ideoloji olarak kodlamaya
çalışmaktadır. Bu doğrultuda sermayenin yeni yönünü fütüristtik projeler belirlemektedir. Transhumanizm
düşüncesi her ne kadar biyolojik sınırlılıklarımızı ve insan kaynaklı kötülüklerin neden olduğu tarihsel
karmaşalardan kurtulmayı, kendisini meşrulaştırıcı birer argüman olarak kullansa da geliştirilmek istenen organik
canlılığı olmayan zeki ve hareket eden türün ya da türlerin nasıl bir dünyayı kurgulayacağı ve biyolojik insanın bu
dünyadaki yeri belirsizliklere sahiptir. Transhumanizm projeleri, nanoteknoloji ve biyomekaniği bir araya getirerek
sağlık alanındaki başarılı uygulamalarla kendisini meşrulaştırmaya çalışırken, yapay zekâ çalışmaları da dijital bir
dünyayı küresel internet ağı üzerinden hızla oluşturmaktadır. Anlaşıldığı kadarı ile 21 yüzyılda finansal desteği
güçlü, bilimsel ve teknolojik altyapısı sağlam bu tür projeler, yalnızca Batı dünyasına ait olmayacak, aynı zamanda
Doğu tipi kapitalizmin de peşinde koştuğu bir trendi oluşturacaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat