Dünyanın Gözü (Ciltli) Zaman Çarkı Serisi 1

Stok Kodu:
9789758725717
Boyut:
145-220
Sayfa Sayısı:
832
Baskı:
4
Basım Tarihi:
2016-03
Çeviren:
Niran Elçi
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
28.80
23.04
9789758725717
44130
Dünyanın Gözü (Ciltli)
Dünyanın Gözü (Ciltli) Zaman Çarkı Serisi 1
23.04
Zaman Çarkı döner ve çağlar gelip geçer; ardında efsaneye dönüşen anılar bırakır. Efsaneler solup söylenceye döner; söylencelerse, ortaya çıkmalarını sağlayan çağ geri geldiğinde çoktan unutulmuş olurlar. Üçüncü Çağ´da, kehanetler çağında, Dünya ve Zaman dengede durduğunda, puslu dağlarda bir rüzgar eser... Kehanetlerin gerçekleşeceği zamandır bu. Zaman Çarkı, Çağların Deseni´nde bir ağ örmektedir; Dünya dolanan bir ağ, Dünyanın gözü kör edildiğinde, zamanın kendisinin bile ölebileceği bir zaman... - Biyografinize baktığımızda, Vietnam´da savaştığınızı, sonra bir askeri koleje giderek fizik bölümünden mezun olduğunuzu ve donanmada nükleer mühendis olarak çalıştığınızı görüyoruz. Sizce bu eğitim ve tecrübenin kitaplarınıza nasıl bir etkisi oldu' - Her şeyden önce, donanma´da hiç hizmet etmedim. Nükleer mühendis olarak devlet hizmetindeydim ve donanma için de çalıştım. Ama sorunuzun amacına eğilecek olursak fizik, matematik ve mühendislik, yapıların nasıl biçimlendiği konusunda iyi bir fikre sahip olmamı sağladı: O yapı ister bir matematik formülü, ister bir bina ya da bir hikâye olsun. Vietnam´da savaşmamın yazışım üzerindeki tek etkisi, en azından, benim farkında olduğum kadarıyla şu oldu: Birinin beni öldürmeye çalışmasının nasıl bir şey olduğunu biliyorum, birini öldürmenin nasıl bir şey olduğunu da biliyorum. Vietnam bana, delikanlıların ebediyen yaşayacaklarını sandıkları bir çağda, kendi faniliğim konusunda bir farkındalık sağladı. Bunun yazımımı da etkilediğine inanıyorum. - Epik boyutunda böylesine uzun ve ayrıntılı bir dizi yazmak hayli zaman ve disiplin gerektiriyor olmalı. Kitaplarınızı yazarken izlediğiniz belirgin bir yöntem var mı' Zamanınızı iş ve eğlence olarak nasıl idare ediyorsunuz ve boş vaktinizi nasıl geçiriyorsunuz' - Belirgin bir çalışma biçimim var. Kahvaltıdan sonra masama giderim, mutlaka cevaplanması gereken e-posta-larımı cevaplar, edilmesi gereken telefonları ederim. Sonra yazmaya başlarım. Öğlen saat birde yemek yemek için durmam gerekir sözde ama hemen hemen her zaman, belki de saat dörde kadar unuturum, öğle yemeği için geç olur. Saat altıda yazmayı bırakırım. Eve girer, karımın akşam yemeği için masayı kurmasına yardımcı olurum. Haftada yedi gün rutinim budur. Bu yüzden de haftanın canımın istediği bir gününde, balık tutmaya gitmenin hiçbir sakıncası olmadığını düşünürüm. Bu bir yana, balık tutmaya istediğim kadar sık gidemiyorum. AŞİNA OLAN... - Daha önceki söyleşilerinizde "Dünyanın Gözü"nün yaklaşık yarısının, Tolkien´e saygı olarak, "Yüzüklerin Efendisi" ne benzer bir kurguyla yazıldığım ifade etmiştiniz... Bu nasıl oldu' - Hayır, ben Dünyanın Gözü´nün başındaki yaklaşık 100 sayfanın, okura "Aşina olan bu" diyebilmek için bir nebze Tolkienvari denecek bir üslupla yazıldığını söylemiştim. Ama sonra, eleştirmen Baird Searles´in yazdığı gibi, ´100. sayfada bir kapı açılıyor ve okur birden kendini, daha önce asla gitmediği yerlere giden bir lunapark eğlence treninde buluyor.´ Aşina olandan aşina olmayana geçişin o açık şokunu yaşatmak istedim. - Terry Brooks´un "Shannara" dizisinin "Yüzüklerin Efendisi" ile paralel bir hikâye ve yapıyla kaleme alındığını söylemek mümkün. Daha sonra Terry Goodkind´ın "Sword of Truth" ve Mark Anthony´nin "The Last Rune" dizilerinin "Zaman Çarkı" ile benzer bir paralellik izlemeleri gibi. Buna ilişkin olarak, fantazya edebiyatında genelde hikâyelerin özgünlüğü üzerine nasıl bir yorumda bulunursunuz' Bir süre sonra hikâyelerin kendilerini ya da birbirlerini tekrarlamalarının kaçınılmaz olduğuna inanıyor musunuz' - Ben fantazyada da, diğerleri kadar özgünlük olabileceğine inanıyorum. Hemen hemen bütün yazarlar okudukları başka yazarlardan etkilenirler; kimi daha büyük ölçüde, kimi daha küçük ölçüde. Hikâyelerin kaçınılmaz bir şekilde birbirlerini tekrarladıklarına kesinlikle inanmıyorum. Bazı kişilerin iddia ettiği gibi, yeni olay örgüleri olmayabilir, ama daima yeni hikâyeler vardır. - Bu noktada dizideki kitapların on tanesi şimdiye kadar yazılıp basılmış durumda ve diziyi tamamlamak için 2 ya da 3 kitap daha yazacağınız söyleniyor. Son kitaptan anlaşıldığı kadarıyla, çok sayıda ikincil olay örgüsünün birbirine bağlanması ve sonuca kavuşturulması gerekiyor. Ayrıca, okurların son kitabın planlama üzerinde fazlaca odaklandığı yolundaki eleştirilerini de göz önüne alacak olursak, son kitapların hacim olarak daha büyük ve aksiyondan yana daha yoğun olacağını varsayabilir miyiz' - Zaman Çarkı 12 tane birbirini izleyen ana kitapla, sonunda sayıları 3´e varacak ve aralarında New Spring´in de bulunduğu, daha önceki olayları anlatan kitaplardan oluşacak. Dizinin 11´nci kitabı olan Düşlerin Hançeri ile dizinin 12´nci ve son kitabının daha önceki romanlardan daha kalın olacağı hemen hemen kesin. Aynı şekilde kesinlikle, aksiyon, olay ve çözüm yönünden de daha yoğun olacaklar. 11´İNCİ KİTAP - Diziden önceki olayları anlatan "New Spring" bu yıl basıldı, büyük ilgiyle Karşılandı. Bu cinsten iki kitap daha yazmayı planladığınızı biliyoruz. Bu kitaplar hakkında, hikâyenin başına dönme tecrübesinin sizin için ne ifade ettiği hakkında bir şeyler söyleyebilir misiniz' Serinin 11´nci kitabını, daha önceki olayları anlatan iki kitabı tamamladıktan sonra yazmaya devam etmeyi mi planlıyorsunuz' - Her şeyden önce, 11´inci kitabı şu anda yazıyorum, ama önceki olaylara ilişkin geri kalan iki kitap biraz ertelenecek. Ne kadar süreceğini, tam olarak bilmiyorum. Bu kitapların birincisi, Tom al´Thor´un bebek Rand´ı bulması ve Tam´ın neden başarılı bir askeri kariyerden vazgeçip eve dönerek çok uzak ir bölgede bir çiftlik aldığı üzerine. İkinci kitap ise doğrudan doğruya, Moiraine ile Lan´ın Dünyanın Gözü´nde Two Rivers´e nasıl ve neden kılı kılına yetiştiklerini anlatacak. - Dizide Zaman Çarkı´nı döndüren Büyük Ejder, kadim Doğu Türk kozmolojisinde evreni döndürdüğü ve zamanın geçmesini sağladığı varsayılan büyük ejdere çok benziyor. Bu gerçek bir referans mı, sadece tesadüf mü' - Kimi kadim Türk kozmolojilerindeki büyük ejderin farkındaydım, ama Büyük Ejder´in kaynağı o değil. Kendi kuyruğunu yiyen yılan, tıpkı kitaplarda olduğu gibi, sonsuzluk için çok kadim bir Avrupa sembolüdür. - Özellikle son 20 yılda, fantazya ede ti, gotik fantazyadan hicvi işleyene kadar uzanan gerçek bir sanayi oldu. Dünyada fantazya edebiyatının şimdiki durumunu nasıl değerlendirirsiniz' - Şu an fantazya edebiyatının genelde serpilip geliştiğine inanıyorum. Gelecekte nereye gideceğine gelince, umarım, hem kitapların niteliği hem de satılan kitap sayısı açısından büyümeye devam eder ama başvuru formundaki eksik bir imza yüzünden falcı ruhsatı alamadığım için, gerçekte ne olacağını söyleyemem. Cumhuriyet Kitap - 26 Kasım 2004
Zaman Çarkı döner ve çağlar gelip geçer; ardında efsaneye dönüşen anılar bırakır. Efsaneler solup söylenceye döner; söylencelerse, ortaya çıkmalarını sağlayan çağ geri geldiğinde çoktan unutulmuş olurlar. Üçüncü Çağ´da, kehanetler çağında, Dünya ve Zaman dengede durduğunda, puslu dağlarda bir rüzgar eser... Kehanetlerin gerçekleşeceği zamandır bu. Zaman Çarkı, Çağların Deseni´nde bir ağ örmektedir; Dünya dolanan bir ağ, Dünyanın gözü kör edildiğinde, zamanın kendisinin bile ölebileceği bir zaman... - Biyografinize baktığımızda, Vietnam´da savaştığınızı, sonra bir askeri koleje giderek fizik bölümünden mezun olduğunuzu ve donanmada nükleer mühendis olarak çalıştığınızı görüyoruz. Sizce bu eğitim ve tecrübenin kitaplarınıza nasıl bir etkisi oldu' - Her şeyden önce, donanma´da hiç hizmet etmedim. Nükleer mühendis olarak devlet hizmetindeydim ve donanma için de çalıştım. Ama sorunuzun amacına eğilecek olursak fizik, matematik ve mühendislik, yapıların nasıl biçimlendiği konusunda iyi bir fikre sahip olmamı sağladı: O yapı ister bir matematik formülü, ister bir bina ya da bir hikâye olsun. Vietnam´da savaşmamın yazışım üzerindeki tek etkisi, en azından, benim farkında olduğum kadarıyla şu oldu: Birinin beni öldürmeye çalışmasının nasıl bir şey olduğunu biliyorum, birini öldürmenin nasıl bir şey olduğunu da biliyorum. Vietnam bana, delikanlıların ebediyen yaşayacaklarını sandıkları bir çağda, kendi faniliğim konusunda bir farkındalık sağladı. Bunun yazımımı da etkilediğine inanıyorum. - Epik boyutunda böylesine uzun ve ayrıntılı bir dizi yazmak hayli zaman ve disiplin gerektiriyor olmalı. Kitaplarınızı yazarken izlediğiniz belirgin bir yöntem var mı' Zamanınızı iş ve eğlence olarak nasıl idare ediyorsunuz ve boş vaktinizi nasıl geçiriyorsunuz' - Belirgin bir çalışma biçimim var. Kahvaltıdan sonra masama giderim, mutlaka cevaplanması gereken e-posta-larımı cevaplar, edilmesi gereken telefonları ederim. Sonra yazmaya başlarım. Öğlen saat birde yemek yemek için durmam gerekir sözde ama hemen hemen her zaman, belki de saat dörde kadar unuturum, öğle yemeği için geç olur. Saat altıda yazmayı bırakırım. Eve girer, karımın akşam yemeği için masayı kurmasına yardımcı olurum. Haftada yedi gün rutinim budur. Bu yüzden de haftanın canımın istediği bir gününde, balık tutmaya gitmenin hiçbir sakıncası olmadığını düşünürüm. Bu bir yana, balık tutmaya istediğim kadar sık gidemiyorum. AŞİNA OLAN... - Daha önceki söyleşilerinizde "Dünyanın Gözü"nün yaklaşık yarısının, Tolkien´e saygı olarak, "Yüzüklerin Efendisi" ne benzer bir kurguyla yazıldığım ifade etmiştiniz... Bu nasıl oldu' - Hayır, ben Dünyanın Gözü´nün başındaki yaklaşık 100 sayfanın, okura "Aşina olan bu" diyebilmek için bir nebze Tolkienvari denecek bir üslupla yazıldığını söylemiştim. Ama sonra, eleştirmen Baird Searles´in yazdığı gibi, ´100. sayfada bir kapı açılıyor ve okur birden kendini, daha önce asla gitmediği yerlere giden bir lunapark eğlence treninde buluyor.´ Aşina olandan aşina olmayana geçişin o açık şokunu yaşatmak istedim. - Terry Brooks´un "Shannara" dizisinin "Yüzüklerin Efendisi" ile paralel bir hikâye ve yapıyla kaleme alındığını söylemek mümkün. Daha sonra Terry Goodkind´ın "Sword of Truth" ve Mark Anthony´nin "The Last Rune" dizilerinin "Zaman Çarkı" ile benzer bir paralellik izlemeleri gibi. Buna ilişkin olarak, fantazya edebiyatında genelde hikâyelerin özgünlüğü üzerine nasıl bir yorumda bulunursunuz' Bir süre sonra hikâyelerin kendilerini ya da birbirlerini tekrarlamalarının kaçınılmaz olduğuna inanıyor musunuz' - Ben fantazyada da, diğerleri kadar özgünlük olabileceğine inanıyorum. Hemen hemen bütün yazarlar okudukları başka yazarlardan etkilenirler; kimi daha büyük ölçüde, kimi daha küçük ölçüde. Hikâyelerin kaçınılmaz bir şekilde birbirlerini tekrarladıklarına kesinlikle inanmıyorum. Bazı kişilerin iddia ettiği gibi, yeni olay örgüleri olmayabilir, ama daima yeni hikâyeler vardır. - Bu noktada dizideki kitapların on tanesi şimdiye kadar yazılıp basılmış durumda ve diziyi tamamlamak için 2 ya da 3 kitap daha yazacağınız söyleniyor. Son kitaptan anlaşıldığı kadarıyla, çok sayıda ikincil olay örgüsünün birbirine bağlanması ve sonuca kavuşturulması gerekiyor. Ayrıca, okurların son kitabın planlama üzerinde fazlaca odaklandığı yolundaki eleştirilerini de göz önüne alacak olursak, son kitapların hacim olarak daha büyük ve aksiyondan yana daha yoğun olacağını varsayabilir miyiz' - Zaman Çarkı 12 tane birbirini izleyen ana kitapla, sonunda sayıları 3´e varacak ve aralarında New Spring´in de bulunduğu, daha önceki olayları anlatan kitaplardan oluşacak. Dizinin 11´nci kitabı olan Düşlerin Hançeri ile dizinin 12´nci ve son kitabının daha önceki romanlardan daha kalın olacağı hemen hemen kesin. Aynı şekilde kesinlikle, aksiyon, olay ve çözüm yönünden de daha yoğun olacaklar. 11´İNCİ KİTAP - Diziden önceki olayları anlatan "New Spring" bu yıl basıldı, büyük ilgiyle Karşılandı. Bu cinsten iki kitap daha yazmayı planladığınızı biliyoruz. Bu kitaplar hakkında, hikâyenin başına dönme tecrübesinin sizin için ne ifade ettiği hakkında bir şeyler söyleyebilir misiniz' Serinin 11´nci kitabını, daha önceki olayları anlatan iki kitabı tamamladıktan sonra yazmaya devam etmeyi mi planlıyorsunuz' - Her şeyden önce, 11´inci kitabı şu anda yazıyorum, ama önceki olaylara ilişkin geri kalan iki kitap biraz ertelenecek. Ne kadar süreceğini, tam olarak bilmiyorum. Bu kitapların birincisi, Tom al´Thor´un bebek Rand´ı bulması ve Tam´ın neden başarılı bir askeri kariyerden vazgeçip eve dönerek çok uzak ir bölgede bir çiftlik aldığı üzerine. İkinci kitap ise doğrudan doğruya, Moiraine ile Lan´ın Dünyanın Gözü´nde Two Rivers´e nasıl ve neden kılı kılına yetiştiklerini anlatacak. - Dizide Zaman Çarkı´nı döndüren Büyük Ejder, kadim Doğu Türk kozmolojisinde evreni döndürdüğü ve zamanın geçmesini sağladığı varsayılan büyük ejdere çok benziyor. Bu gerçek bir referans mı, sadece tesadüf mü' - Kimi kadim Türk kozmolojilerindeki büyük ejderin farkındaydım, ama Büyük Ejder´in kaynağı o değil. Kendi kuyruğunu yiyen yılan, tıpkı kitaplarda olduğu gibi, sonsuzluk için çok kadim bir Avrupa sembolüdür. - Özellikle son 20 yılda, fantazya ede ti, gotik fantazyadan hicvi işleyene kadar uzanan gerçek bir sanayi oldu. Dünyada fantazya edebiyatının şimdiki durumunu nasıl değerlendirirsiniz' - Şu an fantazya edebiyatının genelde serpilip geliştiğine inanıyorum. Gelecekte nereye gideceğine gelince, umarım, hem kitapların niteliği hem de satılan kitap sayısı açısından büyümeye devam eder ama başvuru formundaki eksik bir imza yüzünden falcı ruhsatı alamadığım için, gerçekte ne olacağını söyleyemem. Cumhuriyet Kitap - 26 Kasım 2004
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat