Düzyazının Sorgulayan Gücü

Stok Kodu:
9789752203082
Boyut:
14-20
Sayfa Sayısı:
400
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2009-08
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%20 indirimli
12.30
9.84
9789752203082
102881
Düzyazının Sorgulayan Gücü
Düzyazının Sorgulayan Gücü
9.84
Düzyazının Sorgulayan Gücü, Emin Özdemir'in "deneme" olarak adlandırılan yazın türünü ve yerli-yabancı ünlü denemecileri okurlarımıza tanıtmak için hazırladığı bir seçki. Özdemir, kitabın ilk bölümünde "Deneme Deyince" başlığı altında, denemenin nasıl bir yazın türü olduğunu tartışıyor. Denemenin nasıl ve ne zaman ortaya çıktığı, denemecinin kalemi eline alırken neyi amaçladığı konusunda bizi bilgilendiriyor. Bu yazm türünün aslında Aydınlanma Çağının meyvesi olduğunu öğreniyoruz. Bir metnin "deneme" olabilmesi için belli bir felsefi öğretinin parçası olmaması gerekiyor. Tartışılan fikirlerin belli sonuçlara bağlanmaya çalışılması metnin deneme olma özelliğine gölge düşürüyor. Aklın özgürce hareket edebilmesi, herhangi bir öğretiye boyun eğmemesi gerekiyor. Öte yandan bu, "saf" bir akıl olmamalı, yaşamı çıkış noktası yapmalı. Denemeci, yaşadıklarını yazan bir insan olmalı. Özdemir'e göre deneme, niteliği en çok tartışılan yazın türlerinden biridir. Onun en ayırt edici niteliklerinden biri, denemecinin kendisidir. Her yazar denemeye ayrı bir soluk, ayrı bir tanım getirebilir. Denemeler, türün babası ve büyük üstadı sayılan Montaigne'in "Ölüm" adlı yazısı ile başlıyor, Bertrand Russell, Thomas Mann, Aldous Huxley, Jean-Paul Sartre, Nurullah Ataç, Melih Cevdet Anday, Murat Belge, Vedat Günyol... gibi yazarların metinleriyle devam ediyor.
Düzyazının Sorgulayan Gücü, Emin Özdemir'in "deneme" olarak adlandırılan yazın türünü ve yerli-yabancı ünlü denemecileri okurlarımıza tanıtmak için hazırladığı bir seçki. Özdemir, kitabın ilk bölümünde "Deneme Deyince" başlığı altında, denemenin nasıl bir yazın türü olduğunu tartışıyor. Denemenin nasıl ve ne zaman ortaya çıktığı, denemecinin kalemi eline alırken neyi amaçladığı konusunda bizi bilgilendiriyor. Bu yazm türünün aslında Aydınlanma Çağının meyvesi olduğunu öğreniyoruz. Bir metnin "deneme" olabilmesi için belli bir felsefi öğretinin parçası olmaması gerekiyor. Tartışılan fikirlerin belli sonuçlara bağlanmaya çalışılması metnin deneme olma özelliğine gölge düşürüyor. Aklın özgürce hareket edebilmesi, herhangi bir öğretiye boyun eğmemesi gerekiyor. Öte yandan bu, "saf" bir akıl olmamalı, yaşamı çıkış noktası yapmalı. Denemeci, yaşadıklarını yazan bir insan olmalı. Özdemir'e göre deneme, niteliği en çok tartışılan yazın türlerinden biridir. Onun en ayırt edici niteliklerinden biri, denemecinin kendisidir. Her yazar denemeye ayrı bir soluk, ayrı bir tanım getirebilir. Denemeler, türün babası ve büyük üstadı sayılan Montaigne'in "Ölüm" adlı yazısı ile başlıyor, Bertrand Russell, Thomas Mann, Aldous Huxley, Jean-Paul Sartre, Nurullah Ataç, Melih Cevdet Anday, Murat Belge, Vedat Günyol... gibi yazarların metinleriyle devam ediyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat