Eski Türkler ve Osmanlılar'da Halkla İlişkiler

Stok Kodu:
9789944204095
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
104
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2007-05
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
1.39
1.11
9789944204095
74239
Eski Türkler ve Osmanlılar'da Halkla İlişkiler
Eski Türkler ve Osmanlılar'da Halkla İlişkiler
1.11
Platon'un 'Devlet' adlı eserinde, Sokrates: Devlet, bütünlüğünü kaybetmediği ölçüde genişlesin, kabul; ama bütünlüğünü, birliğini boğacak kadar da genişlemesini istemiyoruz... der. Peki ya bir devlet, Sokrates'in istemediği kadar genişlerse ve buna rağmen de bütünlüğü, birliği boğulmasın isterse'.. 'Halkla İlişkiler' kavramının önemi, Sokrates ve onun yaşadığı dönemde bugünkü kadar kavranabilmiş miydi bilinmez; ancak şu bir gerçek ki, Eski Türkler ve devamı sayılabilecek Osmanlı İmparatorluğu'nda bu kavramın öneminin hemen herkes farkındaydı. Yoksa, bugün 600 yıl ayakta kalmayı başarmış bir İmparatorluktan söz etmek pek kolay olmayacaktı. Tarih boyu 'göçebe' yaşamı sürmüş Türklerin Anadolu'ya yerleşmesi ve burada yarım asırdan fazla bir zaman 'devlet' olarak kalması, her açıdan hem ilgi çekici hem de hayret vericidir. Pek çok tarihçi için ise bu tablo, bir 'hazine' görünümündedir. Türklerin tarihi araştırılırken, onların birbirleriyle kurdukları iletişimde, diğer milletlerden şaşırtıcı bir biçimde farklı davranışlar sergilediğini göz ardı etmek doğru olmaz. İşte, Eski Türkler ve Osmanlı Devleti'nin yapısındaki hiyerarşinin, 'yöneten-yönetilen' arasındaki mükemmel uyumla birlikte nasıl şekillendiğini; yüzyıllarca ayakta kalmayı başarmış olan Türklerde 'halkla ilişkiler' dişlilerinin nasıl çalıştığını elinizde tuttuğunuz bu kitapta bulacaksınız.
Platon'un 'Devlet' adlı eserinde, Sokrates: Devlet, bütünlüğünü kaybetmediği ölçüde genişlesin, kabul; ama bütünlüğünü, birliğini boğacak kadar da genişlemesini istemiyoruz... der. Peki ya bir devlet, Sokrates'in istemediği kadar genişlerse ve buna rağmen de bütünlüğü, birliği boğulmasın isterse'.. 'Halkla İlişkiler' kavramının önemi, Sokrates ve onun yaşadığı dönemde bugünkü kadar kavranabilmiş miydi bilinmez; ancak şu bir gerçek ki, Eski Türkler ve devamı sayılabilecek Osmanlı İmparatorluğu'nda bu kavramın öneminin hemen herkes farkındaydı. Yoksa, bugün 600 yıl ayakta kalmayı başarmış bir İmparatorluktan söz etmek pek kolay olmayacaktı. Tarih boyu 'göçebe' yaşamı sürmüş Türklerin Anadolu'ya yerleşmesi ve burada yarım asırdan fazla bir zaman 'devlet' olarak kalması, her açıdan hem ilgi çekici hem de hayret vericidir. Pek çok tarihçi için ise bu tablo, bir 'hazine' görünümündedir. Türklerin tarihi araştırılırken, onların birbirleriyle kurdukları iletişimde, diğer milletlerden şaşırtıcı bir biçimde farklı davranışlar sergilediğini göz ardı etmek doğru olmaz. İşte, Eski Türkler ve Osmanlı Devleti'nin yapısındaki hiyerarşinin, 'yöneten-yönetilen' arasındaki mükemmel uyumla birlikte nasıl şekillendiğini; yüzyıllarca ayakta kalmayı başarmış olan Türklerde 'halkla ilişkiler' dişlilerinin nasıl çalıştığını elinizde tuttuğunuz bu kitapta bulacaksınız.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat