Fereydûn-i Muşîrî ve Çağdaş İran Şiiri

Stok Kodu:
9786058173392
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
154
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-05
Kapak Türü:
Kuşe
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
5.40
4.32
9786058173392
445082
Fereydûn-i Muşîrî ve Çağdaş İran Şiiri
Fereydûn-i Muşîrî ve Çağdaş İran Şiiri
4.32
XX. yüzyıl Çağdaş İran Edebiyatı'nın önemli şairlerinden Fereydûn-i Muşîrî, 30 Şehrîver 1305 hş./22 Eylül 1926'da Tahran'da dünyaya gelmiştir. Edebiyatla iç içe bir ailede büyüyen Fereydûn-i Muşîrî, okuma yazmayı öğrendikten sonra İran edebiyatının en ünlü simaları arasında yer alan Hâfız-i Şîrâzî, Sa'dî-yi Şîrâzî, Nizamî-yi Gencevî ve Firdevsî gibi şairlerin eserlerini okumaya başlamıştır. Şiir yazmaya gençlik yıllarında yaklaşık on beş yaşındayken başlayan Muşîrî, şiirlerini Şâhnâme okuyan babasından etkilenerek yazmıştır. On yedi yaşındayken PTT'de işe başlamıştır ve otuz üç yaşına kadar bu işte çalışmış; basın danışmanlığı, gazetecilik, daire müdürlüğü, edebiyat uzmanlığı gibi çeşitli görevlerde yer almıştır.
Şiirlerinde çok geniş kitlelerin duygularına tercüman olması nedeniyle eserleri her dönemde halk tarafından büyük ilgi görmüştür. Bu özelliğinden dolayı İran'da halk şairi, sokak şairi olarak tanınan şair şiirlerinde daha çok Farsça kelimeler kullanmaya dikkat etmiş, Arapça kelimelerden kaçınmıştır.
Terk edilmiş ya da az kullanılan lâfızları ve vezinleri kullanmaktan kaçınan Fereydûn-i Muşîrî, düşüncelerini samimiyetle ve gerçeklerden yola çıkarak mısralara aktarmaya çalışmıştır. Daha çok gençlere yönelik şiirler yazmıştır. Özellikle Kûçe (Sokak) adlı şiiri, aşk şiirleri arasında en güzel şiirlerden biri kabul edilir. Şiirinde sosyal konulara yer vermesinin yanında lirik şiirler de eserlerinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Muşîrî, şiirlerini Nîmâ tarzı şiirin ilkelerine dayanarak yazmaya çalışmıştır. Diğer yenilikçi şairlerden farklı olarak İran şiir geleneğinin söyleyiş biçimini klâsik kalıpların içerisinde devam ettirmektedir. Muşîrî'nin yeri geldiğinde gazel formuna yaklaşan, yeri geldiğinde de rubaîye ya da klâsik söyleyişe yaslanan şiirleri vardır. Onun şiirlerinde konular, kavramlar, bakış açıları değiştiği hâlde değişmeyen tek şey; eserlerindeki lirizm, romantizm, hüzün ve duygu yoğunluğudur.
XX. yüzyıl Çağdaş İran Edebiyatı'nın önemli şairlerinden Fereydûn-i Muşîrî, 30 Şehrîver 1305 hş./22 Eylül 1926'da Tahran'da dünyaya gelmiştir. Edebiyatla iç içe bir ailede büyüyen Fereydûn-i Muşîrî, okuma yazmayı öğrendikten sonra İran edebiyatının en ünlü simaları arasında yer alan Hâfız-i Şîrâzî, Sa'dî-yi Şîrâzî, Nizamî-yi Gencevî ve Firdevsî gibi şairlerin eserlerini okumaya başlamıştır. Şiir yazmaya gençlik yıllarında yaklaşık on beş yaşındayken başlayan Muşîrî, şiirlerini Şâhnâme okuyan babasından etkilenerek yazmıştır. On yedi yaşındayken PTT'de işe başlamıştır ve otuz üç yaşına kadar bu işte çalışmış; basın danışmanlığı, gazetecilik, daire müdürlüğü, edebiyat uzmanlığı gibi çeşitli görevlerde yer almıştır.
Şiirlerinde çok geniş kitlelerin duygularına tercüman olması nedeniyle eserleri her dönemde halk tarafından büyük ilgi görmüştür. Bu özelliğinden dolayı İran'da halk şairi, sokak şairi olarak tanınan şair şiirlerinde daha çok Farsça kelimeler kullanmaya dikkat etmiş, Arapça kelimelerden kaçınmıştır.
Terk edilmiş ya da az kullanılan lâfızları ve vezinleri kullanmaktan kaçınan Fereydûn-i Muşîrî, düşüncelerini samimiyetle ve gerçeklerden yola çıkarak mısralara aktarmaya çalışmıştır. Daha çok gençlere yönelik şiirler yazmıştır. Özellikle Kûçe (Sokak) adlı şiiri, aşk şiirleri arasında en güzel şiirlerden biri kabul edilir. Şiirinde sosyal konulara yer vermesinin yanında lirik şiirler de eserlerinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Muşîrî, şiirlerini Nîmâ tarzı şiirin ilkelerine dayanarak yazmaya çalışmıştır. Diğer yenilikçi şairlerden farklı olarak İran şiir geleneğinin söyleyiş biçimini klâsik kalıpların içerisinde devam ettirmektedir. Muşîrî'nin yeri geldiğinde gazel formuna yaklaşan, yeri geldiğinde de rubaîye ya da klâsik söyleyişe yaslanan şiirleri vardır. Onun şiirlerinde konular, kavramlar, bakış açıları değiştiği hâlde değişmeyen tek şey; eserlerindeki lirizm, romantizm, hüzün ve duygu yoğunluğudur.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat