Göç İltica ve Sığınma Hukuku

Stok Kodu:
9789750242335
Boyut:
160-240
Sayfa Sayısı:
632
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2017-03
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
24.69
19.76
9789750242335
422993
Göç İltica ve Sığınma Hukuku
Göç İltica ve Sığınma Hukuku
19.755
Göç, iltica ve sığınma hukukunun Türkiye için önemi, bugüne kadar ayrıntılı bir mevzuatı olmaksızın yürütülmesindendir. Yine de uluslararası korumanın temeli olan 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi, 1967 Protokolüne ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olan Türkiye ulusal mevzuatı olmasa da mülteciler konusundaki uluslararası sorumluluktan kaçınamamıştır.

Yabancılar Hukuku ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 04.04.2013 tarihinde kabul edilmesi ile Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'ne ilişkin hükümler dışındaki hükümler 2014 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu suretle ilk defa Türkiye'nin ayrıntılı bir "Göç, iltica, Sığınma" mevzuatı olmuştur. Sorun, 1951 Cenevre Mülteciler Hukuku Sözleşmesi'nde Türkiye'nin saklı tuttuğu "Avrupa'dan gelen mülteciler kaydının" AB ile yapılan geri kabul anlaşması ile bağlantılı olarak kaldırılıp, kaldırılmayacağıdır.

Türkiye'nin, son zamanlarda doğudan, özellikle Suriye'den kitle akını halinde gelen çok sayıda mülteciye kapısını açmak zorunda kalması, konunun önemini daha da arttırmaktadır. Geçici koruma statüsü verilen bu kişilerin Türkiye'de kalışları 2011'den beri sürmektedir. Savaş devam ettiği için ülkelerine dönemeyen sığınmacılar için kalıcı bir çözüm yolu henüz bulunamamıştır.

Ekonomik nedenlerle Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine gitmek isteyen kaçak göçmenlerin sayısında da son yıllarda artış olmuştur. Avrupa ülkeleri ve ABD çözümü sınırlarına duvar çekmekte bulmuştur. Ancak bu duvarların zorunlu göçü önleyip önleyemeyeceğini zaman gösterecektir. Batı'ya doğru göçün artması ırkçılık ve yabancı düşmanlığı gibi popülist eğilimlerin artmasına neden olmaktadır.
Göç, iltica ve sığınma hukukunun Türkiye için önemi, bugüne kadar ayrıntılı bir mevzuatı olmaksızın yürütülmesindendir. Yine de uluslararası korumanın temeli olan 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi, 1967 Protokolüne ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olan Türkiye ulusal mevzuatı olmasa da mülteciler konusundaki uluslararası sorumluluktan kaçınamamıştır.

Yabancılar Hukuku ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 04.04.2013 tarihinde kabul edilmesi ile Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'ne ilişkin hükümler dışındaki hükümler 2014 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu suretle ilk defa Türkiye'nin ayrıntılı bir "Göç, iltica, Sığınma" mevzuatı olmuştur. Sorun, 1951 Cenevre Mülteciler Hukuku Sözleşmesi'nde Türkiye'nin saklı tuttuğu "Avrupa'dan gelen mülteciler kaydının" AB ile yapılan geri kabul anlaşması ile bağlantılı olarak kaldırılıp, kaldırılmayacağıdır.

Türkiye'nin, son zamanlarda doğudan, özellikle Suriye'den kitle akını halinde gelen çok sayıda mülteciye kapısını açmak zorunda kalması, konunun önemini daha da arttırmaktadır. Geçici koruma statüsü verilen bu kişilerin Türkiye'de kalışları 2011'den beri sürmektedir. Savaş devam ettiği için ülkelerine dönemeyen sığınmacılar için kalıcı bir çözüm yolu henüz bulunamamıştır.

Ekonomik nedenlerle Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine gitmek isteyen kaçak göçmenlerin sayısında da son yıllarda artış olmuştur. Avrupa ülkeleri ve ABD çözümü sınırlarına duvar çekmekte bulmuştur. Ancak bu duvarların zorunlu göçü önleyip önleyemeyeceğini zaman gösterecektir. Batı'ya doğru göçün artması ırkçılık ve yabancı düşmanlığı gibi popülist eğilimlerin artmasına neden olmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat