Hakikat ve Hurafe

Stok Kodu:
9799752560726
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
111
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2006-11
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
1.80
1.44
9799752560726
69275
Hakikat ve Hurafe
Hakikat ve Hurafe
1.44
Dücane Cündioğlu, 31 yazısından oluşan bu kitapta hurafe kavramına çok farklı bir bakış açısından yaklaşıyor. Meselenin derinine inince klişeleşmiş "hurafeyi olumsuz, hakikati olumlu" bir yere yerleştirme eğilimi de sorgulanıyor: Tanrı'nın kendisinin ve sözünün dahi bir hurafe olarak telakki edildiği modern dünyada, şayet Müslümanlar insan'ın, tarih'in, insanî ve tarihî olanın hurafe olarak ilan edilmesi karşısında susarlarsa, hiç kuşku duyulmamalı ki bir daha konuşma imkânı da bulamayacaklardır. Hal böyleyken niçin pazarlık yapalım ve hiç de gerek yokken hurafelerimizin masumiyetinden vazgeçmek, asri sathiliğe ram olup hakikatimizi feda etmek gibi sadedilliklerde bulunalım? İçindekiler ben hakikatim ya ben öleyim mi söylemeyince? ben ki şiirimi nesrimle yazdım burnum değdi(ğinde) burnuna yokun sevda kuşun kanadında sevda şimdi kimin kanadında? söyle bana, denizkızı niçin ağlıyor? melâmet daşı kurb-i sultân âteş-i sûzan akıntıya kapılmayanları akıntı asla kapmaz ibn'ul-vakt hâlâ orada imiş ve/veya: vâveylâ hızır'ın huzurunda hâzır olmak edatlar tek başlarına bir anlam ifade etmezler hem dilsiz, hem dilsûz ey esirân! ne yazık ki biz suçsuzuz peynir büyük, yol kısa benim neslimin büyük günahı öz-eleştiri: özü-eleştiri hurafelerimizin zerresini bile feda etmeyiz onlarca hurafe, bizce hakikat hurafesini kaybetmiş bir dünyanın çocukları islâmsız türkiye, türkiyesiz islâm ahlâk ile siyaseti birbirine karıştırmak ihtilâl'den inkılâba gazete okuyan adamın imameti câiz midir? hiçliğin grameri islâmcılığın dilsel hermeneutiği üzerine hakikatin zahiri, zahirin hakikati
Dücane Cündioğlu, 31 yazısından oluşan bu kitapta hurafe kavramına çok farklı bir bakış açısından yaklaşıyor. Meselenin derinine inince klişeleşmiş "hurafeyi olumsuz, hakikati olumlu" bir yere yerleştirme eğilimi de sorgulanıyor: Tanrı'nın kendisinin ve sözünün dahi bir hurafe olarak telakki edildiği modern dünyada, şayet Müslümanlar insan'ın, tarih'in, insanî ve tarihî olanın hurafe olarak ilan edilmesi karşısında susarlarsa, hiç kuşku duyulmamalı ki bir daha konuşma imkânı da bulamayacaklardır. Hal böyleyken niçin pazarlık yapalım ve hiç de gerek yokken hurafelerimizin masumiyetinden vazgeçmek, asri sathiliğe ram olup hakikatimizi feda etmek gibi sadedilliklerde bulunalım? İçindekiler ben hakikatim ya ben öleyim mi söylemeyince? ben ki şiirimi nesrimle yazdım burnum değdi(ğinde) burnuna yokun sevda kuşun kanadında sevda şimdi kimin kanadında? söyle bana, denizkızı niçin ağlıyor? melâmet daşı kurb-i sultân âteş-i sûzan akıntıya kapılmayanları akıntı asla kapmaz ibn'ul-vakt hâlâ orada imiş ve/veya: vâveylâ hızır'ın huzurunda hâzır olmak edatlar tek başlarına bir anlam ifade etmezler hem dilsiz, hem dilsûz ey esirân! ne yazık ki biz suçsuzuz peynir büyük, yol kısa benim neslimin büyük günahı öz-eleştiri: özü-eleştiri hurafelerimizin zerresini bile feda etmeyiz onlarca hurafe, bizce hakikat hurafesini kaybetmiş bir dünyanın çocukları islâmsız türkiye, türkiyesiz islâm ahlâk ile siyaseti birbirine karıştırmak ihtilâl'den inkılâba gazete okuyan adamın imameti câiz midir? hiçliğin grameri islâmcılığın dilsel hermeneutiği üzerine hakikatin zahiri, zahirin hakikati
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat