Hazâna Sürgün Bahâr Keçecizade İzzet Molla ve Divan-ı Bahar-ı Efkar

Stok Kodu:
9719756743239
Boyut:
165-240
Sayfa Sayısı:
768
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2005-12
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
15.00
12.00
9719756743239
53025
Hazâna Sürgün Bahâr
Hazâna Sürgün Bahâr Keçecizade İzzet Molla ve Divan-ı Bahar-ı Efkar
12
Keçecizade İzzet Molla adına hem siyasi hem de edebi kroniklerin tamamında rastlanır. 100 kiloyu aşan cüssesiyle intihar ve iftihar arasında gidip gelen bir ömür çizgisinde sürüklenmiş bu dev adam, siyasi muarızları veya edebi garezkarlarıyla değil, kendisini her bakımdan geçikmiş kılan kaderiyle mücadele etmiştir aslında. Devletin ihtişamlı günlerinde parmak ısırtan muhteşem edebiyatı kedisine hayat veren can damarları gibi kurumuş, çok değil henüz bir asır evvel zarif, nükteli, derinlikli söyleyişler ve dahiyane buluşlarla seleflerini kıskandıran Nedim, Sünbülzade Vehbi, Şeyh Galib ve Süruri gibi şairlerin yerini taklit mazmunlar, eskimiş redifler ve pörsümüş kafiyeler etrafında günlerini nazire eyyamcılığıyla geçiren nesiller almıştır. Hayata sürgünde veda etmek zorunda kalan Keçecizade İzzet Molla, devletin ve toplumun kurum ve gelenekleri tam anlamıyla hazan mevsimini idrak ettiği böyle bir devirde siyasi ve edebi olarak kişilikli bir duruş sergilemiştir. Hatta zekası, yaratıcılığı ve hassasiyeti ile Hazana Sürgün Bahar olduğunun öylesine farkındadır ki divançesinin adını Hazan-ı Asar, elinizdeki divanın adını ise Bahar-ı Efkar koymuştur....
Keçecizade İzzet Molla adına hem siyasi hem de edebi kroniklerin tamamında rastlanır. 100 kiloyu aşan cüssesiyle intihar ve iftihar arasında gidip gelen bir ömür çizgisinde sürüklenmiş bu dev adam, siyasi muarızları veya edebi garezkarlarıyla değil, kendisini her bakımdan geçikmiş kılan kaderiyle mücadele etmiştir aslında. Devletin ihtişamlı günlerinde parmak ısırtan muhteşem edebiyatı kedisine hayat veren can damarları gibi kurumuş, çok değil henüz bir asır evvel zarif, nükteli, derinlikli söyleyişler ve dahiyane buluşlarla seleflerini kıskandıran Nedim, Sünbülzade Vehbi, Şeyh Galib ve Süruri gibi şairlerin yerini taklit mazmunlar, eskimiş redifler ve pörsümüş kafiyeler etrafında günlerini nazire eyyamcılığıyla geçiren nesiller almıştır. Hayata sürgünde veda etmek zorunda kalan Keçecizade İzzet Molla, devletin ve toplumun kurum ve gelenekleri tam anlamıyla hazan mevsimini idrak ettiği böyle bir devirde siyasi ve edebi olarak kişilikli bir duruş sergilemiştir. Hatta zekası, yaratıcılığı ve hassasiyeti ile Hazana Sürgün Bahar olduğunun öylesine farkındadır ki divançesinin adını Hazan-ı Asar, elinizdeki divanın adını ise Bahar-ı Efkar koymuştur....
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat