Hikmetlerin Özü Fusus'ül Hikem

Stok Kodu:
9786055698423
Boyut:
135-215
Sayfa Sayısı:
240
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010-03
Çeviren:
Orhan Tuncay
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%20 indirimli
3.33
2.67
9786055698423
112492
Hikmetlerin Özü
Hikmetlerin Özü Fusus'ül Hikem
2.667
Muhiddin-i Arabi tarafından kaleme alınan "Hikmetlerin Özü" olarak adlandırabileceğimiz Fusus'ül Hikem, yazarın çeşitli dillere çevrilen en önemli eserlerinin arasındadır. Eserin ilgi çekici yanı, Muhiddin-i Arabi'nin, kitabın içindeki bilgilerin rüyasına giren Hz. Muhammed tarafından ona birebir aktarılmış olduğunu kitabın başında ifade etmesidir. Muhiddin-i Arabi kitabında olağanüstü bilgiler verirken, birçok peygamber ve veliyle görüştüğünü belirtir. Verdiği bilgilere göre bu görüşmeler rüyada görerek, onları dünyaya davet ederek ve bedenini terk edip onların bulunduğu yere ulaşarak gerçekleşmiştir. Muhiddin-i Arabi, Fusus'ül Hikem'i yazma nedenini "Hicret'in 627. yılı, Muharrem ayının son günlerinde Şam'dayken Hz. Muhammed'i gerçek bir rüya anlamında gördüm. Elinde bir kitap tutuyordu. Bana dedi ki, bu Fusus'ül-Hikem kitabıdır. Bunun al ve halka açıkla. Bu bilgilerden herkes yararlansın" diyerek açıklamıştır. Muhiddin-i Arabi'nin inançlarının merkezini Vahdet-i Vücut ve dinlerin birliği düşüncesi oluşturur. İlk defa nüve şeklinde Tirmizi'de açığa çıkan Vahdet-i Vücut insanı, Muhiddin-i Arabi'de zirvesine ulaşır. Bu son duruma göre Yaratan ve yaratılan iki varlık vardır. Ancak bu ayrılık sadece isimdedir. Gerçekte bunlar aynı varlıklardır. Allah ile Kâinat bütünleşmiş tek varlık halindedir. Bu nedenle Vahdet-i Vücut'çu için görünen, hissedilen âlemden başka varlık yoktur. Buna ise Tabiat veya Allah denmesi fark etmez. İki ayrı isim de aynı şeyi ifade ederler. Kabul etmemiz gerekir ki ontoloji bu olağanüstü zatın düşüncesinin yalnızca bir veçhesidir. Bu düşünce sisteminin, hep birlikte göz önüne alındığında, orijinal ve derin bir dünya görüşünü ortaya koyan ve ontolojiden hiç de daha az önemli olmayan psikoloji, epistemoloji, sembolizm gibi daha başka veçheleri de vardır. Fakat "Vücut" kavramı, göreceğimiz gibi, onun felsefi düşüncesinin gerçek temeli olup "Vücut Teorisi" de hiç kuşkusuz öylesine orijinaldir ve öylesine geniş kapsamlı bir tarihi öneme sahiptir ki bunu tamamen ayrı bir yerde incelemek gerekir. Muhiddin-i Arabi'nin Fusus'ül Hikem'deki Temel Kavramları
Muhiddin-i Arabi tarafından kaleme alınan "Hikmetlerin Özü" olarak adlandırabileceğimiz Fusus'ül Hikem, yazarın çeşitli dillere çevrilen en önemli eserlerinin arasındadır. Eserin ilgi çekici yanı, Muhiddin-i Arabi'nin, kitabın içindeki bilgilerin rüyasına giren Hz. Muhammed tarafından ona birebir aktarılmış olduğunu kitabın başında ifade etmesidir. Muhiddin-i Arabi kitabında olağanüstü bilgiler verirken, birçok peygamber ve veliyle görüştüğünü belirtir. Verdiği bilgilere göre bu görüşmeler rüyada görerek, onları dünyaya davet ederek ve bedenini terk edip onların bulunduğu yere ulaşarak gerçekleşmiştir. Muhiddin-i Arabi, Fusus'ül Hikem'i yazma nedenini "Hicret'in 627. yılı, Muharrem ayının son günlerinde Şam'dayken Hz. Muhammed'i gerçek bir rüya anlamında gördüm. Elinde bir kitap tutuyordu. Bana dedi ki, bu Fusus'ül-Hikem kitabıdır. Bunun al ve halka açıkla. Bu bilgilerden herkes yararlansın" diyerek açıklamıştır. Muhiddin-i Arabi'nin inançlarının merkezini Vahdet-i Vücut ve dinlerin birliği düşüncesi oluşturur. İlk defa nüve şeklinde Tirmizi'de açığa çıkan Vahdet-i Vücut insanı, Muhiddin-i Arabi'de zirvesine ulaşır. Bu son duruma göre Yaratan ve yaratılan iki varlık vardır. Ancak bu ayrılık sadece isimdedir. Gerçekte bunlar aynı varlıklardır. Allah ile Kâinat bütünleşmiş tek varlık halindedir. Bu nedenle Vahdet-i Vücut'çu için görünen, hissedilen âlemden başka varlık yoktur. Buna ise Tabiat veya Allah denmesi fark etmez. İki ayrı isim de aynı şeyi ifade ederler. Kabul etmemiz gerekir ki ontoloji bu olağanüstü zatın düşüncesinin yalnızca bir veçhesidir. Bu düşünce sisteminin, hep birlikte göz önüne alındığında, orijinal ve derin bir dünya görüşünü ortaya koyan ve ontolojiden hiç de daha az önemli olmayan psikoloji, epistemoloji, sembolizm gibi daha başka veçheleri de vardır. Fakat "Vücut" kavramı, göreceğimiz gibi, onun felsefi düşüncesinin gerçek temeli olup "Vücut Teorisi" de hiç kuşkusuz öylesine orijinaldir ve öylesine geniş kapsamlı bir tarihi öneme sahiptir ki bunu tamamen ayrı bir yerde incelemek gerekir. Muhiddin-i Arabi'nin Fusus'ül Hikem'deki Temel Kavramları
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat