Hilye-i Saâdet

Stok Kodu:
9789756491249
Boyut:
135-210
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2006-09
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
1.53
1.22
9789756491249
6099
Hilye-i Saâdet
Hilye-i Saâdet
1.221
En güzel insanın güzellikleri Peygamberimizin kutlu vasıfları ile mübarek güzelliklerini anlatan Hilye-i Saadet, asırlar boyu halk arasında makamla okunmuş muhteşem klasiklerimizden birisidir. Hz. Muhammed (s.a.s)'in fiziki, ahlaki, ruhi ve insani özelliklerinin güvenilir kaynaklardan derlenmesiyle meydana getirilen bu eseri okuduğumuzda, iki cihan serveri efendimizin gönüllere esenlik veren güzelliklerini yeniden keşfedecek; ruhen ve bednen onu daha yakından tanıyacaksınız. Bu öyle bir tuhfedir ki zikr-i Huda ile memlu sahabi dillerden, aşk-ı Habibullah ile çarpan şair gönüllere; şefaat-ı Resulullah'a müştak aciz bir kalemden, zübde-i ihlas olacak pırlanta bir nesle sunulmuştur. Türk ruhunda uyanmış bir sevginin tezahürü olarak ortaya çıkan hilye türü ve Hakani'nin Hilye'si, insanımızın yüzyıllar boyu bedii ve dini heyecanını ayakta tutmuş bir gönül çırpıntısıdır. İslami-Türk edebiyatında Hz. Muhammed'in (s.a.s) fiziki ve ruhi portresini konu alan bu türün ilk ve muhteşem örneği Hakani tarafından kaleme alınmıştır. Leyla ile Mecnun Yayınları, işte Hilye geleneğinin bu muhteşem eserini, İskender Pala'nın itinali çalışmasıyla günümüz diline kazandırdı. İskender Pala'nın ilk kez 1982 yılında Hakani'nin Hilye'si ile birlikte, Neşati'nin Hilye-i Enbiya'sı ve Cevri'nin Hilye-i Çaryar-ı Güzin'ini Latin harflerine aktarıp yayına hazırlamıştı. Fakat bazı aksaklıklardan dolayı bu eserler yayınlanamamıştı. On yıl aradan sonra İskender Pala Hakani'nin Hilye'sini tekrar günümüz diline aktardı. Bu ikinci çalışmada metinde geçen Arapça bölüm başlıklarının Türkçe karşılıkları dipnot olarak sayfa altına verildi. Böylece okuyucunun kolayca okuması ve anlaması hedeflenmiş oldu. Ayrıca bazı beyitlerde zikredilen ayetlerin mealleri ve açıklanması gereken mazmunları da kitabın sonuna not olarak ilave edildi. En sona da Arapça-Farça kelimelerin beyit içindeki anlamlarını gösteren küçük bir sözlük ilave edildi. Bütün bunlara ek olarak, okuyucunun konuyu daha iyi kavraması için beyitlerin tamamı günümüz Türkçe'sine aktarıldı. Türk edebiyatında ilk hilye kitabını Hakani yazmıştır. Hakani'nin bu cesareti,ardından gelen bir çok şair ve müellifi de Hilye yazma konusunda cesaretlendirmiştir. Kitaptan Bir Kesit Kâne Rasulullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem, Ezherü'l- Levn 203. İttifak etti bu ma'nâda ümem Ezherü'l-levn idi fahr-ı âlem 204. Yüzünün hâlis idi ağı katı Ruhları sâf idi Sâfi sıfatı 205. Reng-i ruyı gül ile yek-dil idi Gül gibi kırmızıya mâil idi 206. Kaplamıştı yüzünü nur'- sürur Sure-i Nur idi ya matla-ı nur 207. Mushaf-ı hüsn idi ol vech-i cemil Hatt-ı ruhsâresi nass-ı Tenzil Rasullah'ın -salat ve selam üzerine olsun- yüzü aydınlık idi 203. Efendimiz'i gören ümmetleri söz birliği edip dediler ki: "Alemin övüncü olan Hz. Muhammed'in yüzü nurlu (parlak) idi. 204. Yüzünün nuru halis beyaz; yanakları da saf ve berrak idi. Bu safiyet dolayısıyla ona "Safi" diye sıfat konulmuştu. 205. Yüzünün rengi gül pembesi ile tartılırdı ve gül gibi kırmızıya çalardı. 206. Yüzünde bir sevinç nuru bulunurdu. Zannedersin ki ya bizzat Nur suresi; yahut da nurun doğduğu ana kaynak. 207. O müstesna yüz, sanki güzelliğin kutsal kitabı idi de yanağındaki hatlar onun üzerindeki ayetler olmuştu. Hat, yanaktaki ayva tüyü demek olup yazı anlamını da karşılar. Yanakta ve dudağın kenarlarında reyhanı (fesleğen) andıran ayva türleri, aslında reyhani hat ile yazılmış kutsal aşk metinleri gibi yorumlanır.
En güzel insanın güzellikleri Peygamberimizin kutlu vasıfları ile mübarek güzelliklerini anlatan Hilye-i Saadet, asırlar boyu halk arasında makamla okunmuş muhteşem klasiklerimizden birisidir. Hz. Muhammed (s.a.s)'in fiziki, ahlaki, ruhi ve insani özelliklerinin güvenilir kaynaklardan derlenmesiyle meydana getirilen bu eseri okuduğumuzda, iki cihan serveri efendimizin gönüllere esenlik veren güzelliklerini yeniden keşfedecek; ruhen ve bednen onu daha yakından tanıyacaksınız. Bu öyle bir tuhfedir ki zikr-i Huda ile memlu sahabi dillerden, aşk-ı Habibullah ile çarpan şair gönüllere; şefaat-ı Resulullah'a müştak aciz bir kalemden, zübde-i ihlas olacak pırlanta bir nesle sunulmuştur. Türk ruhunda uyanmış bir sevginin tezahürü olarak ortaya çıkan hilye türü ve Hakani'nin Hilye'si, insanımızın yüzyıllar boyu bedii ve dini heyecanını ayakta tutmuş bir gönül çırpıntısıdır. İslami-Türk edebiyatında Hz. Muhammed'in (s.a.s) fiziki ve ruhi portresini konu alan bu türün ilk ve muhteşem örneği Hakani tarafından kaleme alınmıştır. Leyla ile Mecnun Yayınları, işte Hilye geleneğinin bu muhteşem eserini, İskender Pala'nın itinali çalışmasıyla günümüz diline kazandırdı. İskender Pala'nın ilk kez 1982 yılında Hakani'nin Hilye'si ile birlikte, Neşati'nin Hilye-i Enbiya'sı ve Cevri'nin Hilye-i Çaryar-ı Güzin'ini Latin harflerine aktarıp yayına hazırlamıştı. Fakat bazı aksaklıklardan dolayı bu eserler yayınlanamamıştı. On yıl aradan sonra İskender Pala Hakani'nin Hilye'sini tekrar günümüz diline aktardı. Bu ikinci çalışmada metinde geçen Arapça bölüm başlıklarının Türkçe karşılıkları dipnot olarak sayfa altına verildi. Böylece okuyucunun kolayca okuması ve anlaması hedeflenmiş oldu. Ayrıca bazı beyitlerde zikredilen ayetlerin mealleri ve açıklanması gereken mazmunları da kitabın sonuna not olarak ilave edildi. En sona da Arapça-Farça kelimelerin beyit içindeki anlamlarını gösteren küçük bir sözlük ilave edildi. Bütün bunlara ek olarak, okuyucunun konuyu daha iyi kavraması için beyitlerin tamamı günümüz Türkçe'sine aktarıldı. Türk edebiyatında ilk hilye kitabını Hakani yazmıştır. Hakani'nin bu cesareti,ardından gelen bir çok şair ve müellifi de Hilye yazma konusunda cesaretlendirmiştir. Kitaptan Bir Kesit Kâne Rasulullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem, Ezherü'l- Levn 203. İttifak etti bu ma'nâda ümem Ezherü'l-levn idi fahr-ı âlem 204. Yüzünün hâlis idi ağı katı Ruhları sâf idi Sâfi sıfatı 205. Reng-i ruyı gül ile yek-dil idi Gül gibi kırmızıya mâil idi 206. Kaplamıştı yüzünü nur'- sürur Sure-i Nur idi ya matla-ı nur 207. Mushaf-ı hüsn idi ol vech-i cemil Hatt-ı ruhsâresi nass-ı Tenzil Rasullah'ın -salat ve selam üzerine olsun- yüzü aydınlık idi 203. Efendimiz'i gören ümmetleri söz birliği edip dediler ki: "Alemin övüncü olan Hz. Muhammed'in yüzü nurlu (parlak) idi. 204. Yüzünün nuru halis beyaz; yanakları da saf ve berrak idi. Bu safiyet dolayısıyla ona "Safi" diye sıfat konulmuştu. 205. Yüzünün rengi gül pembesi ile tartılırdı ve gül gibi kırmızıya çalardı. 206. Yüzünde bir sevinç nuru bulunurdu. Zannedersin ki ya bizzat Nur suresi; yahut da nurun doğduğu ana kaynak. 207. O müstesna yüz, sanki güzelliğin kutsal kitabı idi de yanağındaki hatlar onun üzerindeki ayetler olmuştu. Hat, yanaktaki ayva tüyü demek olup yazı anlamını da karşılar. Yanakta ve dudağın kenarlarında reyhanı (fesleğen) andıran ayva türleri, aslında reyhani hat ile yazılmış kutsal aşk metinleri gibi yorumlanır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat