İçimizdeki Hapishane Labirentin Sonu

Stok Kodu:
9789750501425
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
172
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012-05
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%20 indirimli
4.44
3.56
9789750501425
12040
İçimizdeki Hapishane Labirentin Sonu
İçimizdeki Hapishane Labirentin Sonu
3.555
Hapishaneler toplumların zuladaki resimleridir. Hapishaneler, arada sırada ceplerden çıkarıp bakmaya bile cesaret edilemeyen, duvarlar arasına hapsedilmiş dünyalardır. Türkiye'de siyası mahkumların varlığının devam etmesi, hapishanelerin zuladan sık sık çıkarılmasını gerektirir. Özellikle sol/sosyalist hareketlerin tarihlerinde hapishanede geçirilen dönemler üzerine devasa bir 'güzelleme' külliyatı oluşturulmuştur. Ama buna mukabil bilhassa son dönemlerde sol/sosyalist hareketler "dışarıdaki" seslerini yitirmeye başladıklarında, seslerini "içeriden" daha gür çıkartmaya, iradelerini ve politik hatlarının doğruluğunu koruduklarını böylece göstermeye yönelirler. Bunun getirdiği sonuç daha fazla içine kapanmak, kapandıkça da o iradeyi yönelmek olur çoğunlukla. Siyasal ayrışmaların daha çok 'kadroların' çoğunun "içeride" olduğu dönemlerde yaşanması herhalde rastlantı değildir. Aytekin Yılmaz, İçimizdeki Hapishane: Labirentin Sonu'nda siyasi mahkumluğun ne çetin bir hayat olduğunu anlatırken, "içerdeki" hapishanelerin nasıl yaratıldığını, nasıl işlediğini ve mapusların neler yaşadıklarını ders alınması gereken bir insanılikle anlatıyor. "İçimizdeki Hapishane: Labirentin Sonu, bu derin acılı, ürkütücü trajedeyi, onun en yoğun biçimde yansıdığı "siyasi hapishane"lerde yaşamış, bu noktadan çıkış umudunu yitirmeyerek ve o çıkış yolu için vicdanımıza ve aklımıza çağrı yapan bir insanın tanıklığıdır. Bu sorunun dışımızda değil, içimizde, yüreğimiz ve aklımızın bir sorunu olduğunu, burada çözüleceğini bilen ve inanan bir tanıklıktır bu." - Ömer Laçiner-
Hapishaneler toplumların zuladaki resimleridir. Hapishaneler, arada sırada ceplerden çıkarıp bakmaya bile cesaret edilemeyen, duvarlar arasına hapsedilmiş dünyalardır. Türkiye'de siyası mahkumların varlığının devam etmesi, hapishanelerin zuladan sık sık çıkarılmasını gerektirir. Özellikle sol/sosyalist hareketlerin tarihlerinde hapishanede geçirilen dönemler üzerine devasa bir 'güzelleme' külliyatı oluşturulmuştur. Ama buna mukabil bilhassa son dönemlerde sol/sosyalist hareketler "dışarıdaki" seslerini yitirmeye başladıklarında, seslerini "içeriden" daha gür çıkartmaya, iradelerini ve politik hatlarının doğruluğunu koruduklarını böylece göstermeye yönelirler. Bunun getirdiği sonuç daha fazla içine kapanmak, kapandıkça da o iradeyi yönelmek olur çoğunlukla. Siyasal ayrışmaların daha çok 'kadroların' çoğunun "içeride" olduğu dönemlerde yaşanması herhalde rastlantı değildir. Aytekin Yılmaz, İçimizdeki Hapishane: Labirentin Sonu'nda siyasi mahkumluğun ne çetin bir hayat olduğunu anlatırken, "içerdeki" hapishanelerin nasıl yaratıldığını, nasıl işlediğini ve mapusların neler yaşadıklarını ders alınması gereken bir insanılikle anlatıyor. "İçimizdeki Hapishane: Labirentin Sonu, bu derin acılı, ürkütücü trajedeyi, onun en yoğun biçimde yansıdığı "siyasi hapishane"lerde yaşamış, bu noktadan çıkış umudunu yitirmeyerek ve o çıkış yolu için vicdanımıza ve aklımıza çağrı yapan bir insanın tanıklığıdır. Bu sorunun dışımızda değil, içimizde, yüreğimiz ve aklımızın bir sorunu olduğunu, burada çözüleceğini bilen ve inanan bir tanıklıktır bu." - Ömer Laçiner-
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat