Immanuel Kant Muğla Üniversitesi Uluslararası Kant Sempozyumu Bildirileri

Stok Kodu:
9789756768778
Boyut:
165-240
Sayfa Sayısı:
679
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2007-02
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe - İspanyolca
%20 indirimli
11.11
8.89
9789756768778
70442
Immanuel Kant
Immanuel Kant Muğla Üniversitesi Uluslararası Kant Sempozyumu Bildirileri
8.889
Bazı dönemlerde bazı filozoflar veya felsefe anlayışları pek ilgi çeker, yaygınlaşır; sonra bazılarının uzun süreler adlarından bile söz edilmez olur. Buna karşılık büyük filozoflar moda dalgalarından pek etkilenmezler; onlar her dönemde kendilerine başvurulan adlardır. Başka bir deyişle, onlar eskimezler; çünkü felsefeye katkıları kalıcıdır. Platon, Aristoteles, Leibniz, Hegel, Marx, örneğin, bu adlardandır. Ve Kant da bu adlar arasında yer alır. Özellikle günümüz felsefesindeki aşırı dağınıklık ve sistematik ve temellendirici düşünmeden uzaklaşma eğilimi göz önünde tutulduğunda, felsefede sistematik ve temellendirici düşünmenin anıtlarından biri olan Kant´ı gündemde her zamankinden daha fazla tutmanın önemi daha da artmıştır. Sempozyumun bu topraklarda yaşayan bizler için önemini ise şurada buluyorum: Batı felsefesi ile Batı kültürü arasında yüzlerce yıldan beri süren bir etkileşim olduğu bilinen bir husustur. Batı´da yaşam felsefeyi etkilediği kadar, felsefe de yaşamı etkilemiştir. Dolayısıyla Batı´yı anlamanın en uygun yollarından biri, Batı kültürü ile Batı felsefesi arasındaki bu etkileşimi kavramaktır. m'i ; Bu nedenle, örneğin bir Kant´ı anlamak, modern Batı´yı oluşturan yönlerin bir kısmını da anlamak demektir. Bunun bizler için yaşamsal önemi şuradadır: Son 200 yıldır Batı kültürünün etki alanı içindeyiz ve Batı´yla ne yapacağımızı 200 yıldan beri kendimize sorup duruyor, fakat bu soruya felsefi düzeyde veya felsefece desteklenmiş yanıtlar bulmakta zorlanıyoruz. Çünkü 9-13. yüzyıllar arasında İslâm felsefesine yaptığımız katkılar dışında, 19. yüzyılın ortalarına kadar bizde felsefenin varlığından söz etmek, istisnalar dışında, pek olanaklı görünmüyor. Son 60-70 yıldır ise ülkemizde felsefe alanında önemli atılımların gerçekleştirilmiş olduğu, felsefenin kurumlaşmaya başladığı, bizce bilinen hususlardır. Batı felsefesi öğrenciliğinden, felsefe ithalciliğinden, bu edilgin, tüketici ve pek de eleştirel olmayan konumdan etkin, üretici ve eleştirel bir konuma geçmeye başladığımız bir döneme girmiş olduğumuzu düşünüyorum. Anlamak; etkin, üretici ve eleştirel olmakla olanaklıdır ve biz bu olanağa artık açığız. Kant´ı anlamak ve Kant´ı tartışmak, Batı´yla ne yapacağımıza ilişkin 200 yıllık sorumuza felsefi düzeyde bir yanıt verme konusunda bize bazı ışıklı yollar açabilir. -Prof. Dr. Doğan Özlem
Bazı dönemlerde bazı filozoflar veya felsefe anlayışları pek ilgi çeker, yaygınlaşır; sonra bazılarının uzun süreler adlarından bile söz edilmez olur. Buna karşılık büyük filozoflar moda dalgalarından pek etkilenmezler; onlar her dönemde kendilerine başvurulan adlardır. Başka bir deyişle, onlar eskimezler; çünkü felsefeye katkıları kalıcıdır. Platon, Aristoteles, Leibniz, Hegel, Marx, örneğin, bu adlardandır. Ve Kant da bu adlar arasında yer alır. Özellikle günümüz felsefesindeki aşırı dağınıklık ve sistematik ve temellendirici düşünmeden uzaklaşma eğilimi göz önünde tutulduğunda, felsefede sistematik ve temellendirici düşünmenin anıtlarından biri olan Kant´ı gündemde her zamankinden daha fazla tutmanın önemi daha da artmıştır. Sempozyumun bu topraklarda yaşayan bizler için önemini ise şurada buluyorum: Batı felsefesi ile Batı kültürü arasında yüzlerce yıldan beri süren bir etkileşim olduğu bilinen bir husustur. Batı´da yaşam felsefeyi etkilediği kadar, felsefe de yaşamı etkilemiştir. Dolayısıyla Batı´yı anlamanın en uygun yollarından biri, Batı kültürü ile Batı felsefesi arasındaki bu etkileşimi kavramaktır. m'i ; Bu nedenle, örneğin bir Kant´ı anlamak, modern Batı´yı oluşturan yönlerin bir kısmını da anlamak demektir. Bunun bizler için yaşamsal önemi şuradadır: Son 200 yıldır Batı kültürünün etki alanı içindeyiz ve Batı´yla ne yapacağımızı 200 yıldan beri kendimize sorup duruyor, fakat bu soruya felsefi düzeyde veya felsefece desteklenmiş yanıtlar bulmakta zorlanıyoruz. Çünkü 9-13. yüzyıllar arasında İslâm felsefesine yaptığımız katkılar dışında, 19. yüzyılın ortalarına kadar bizde felsefenin varlığından söz etmek, istisnalar dışında, pek olanaklı görünmüyor. Son 60-70 yıldır ise ülkemizde felsefe alanında önemli atılımların gerçekleştirilmiş olduğu, felsefenin kurumlaşmaya başladığı, bizce bilinen hususlardır. Batı felsefesi öğrenciliğinden, felsefe ithalciliğinden, bu edilgin, tüketici ve pek de eleştirel olmayan konumdan etkin, üretici ve eleştirel bir konuma geçmeye başladığımız bir döneme girmiş olduğumuzu düşünüyorum. Anlamak; etkin, üretici ve eleştirel olmakla olanaklıdır ve biz bu olanağa artık açığız. Kant´ı anlamak ve Kant´ı tartışmak, Batı´yla ne yapacağımıza ilişkin 200 yıllık sorumuza felsefi düzeyde bir yanıt verme konusunda bize bazı ışıklı yollar açabilir. -Prof. Dr. Doğan Özlem
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat