İrfan Eşitlik Özgürlük

Stok Kodu:
3002679100089
Boyut:
135-215
Sayfa Sayısı:
36
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2006
Çeviren:
Yakup Aslan
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
1.20
0.96
3002679100089
71836
İrfan Eşitlik Özgürlük
İrfan Eşitlik Özgürlük
0.96
Mevcut, resmi, hali hazırdaki formel dinlerin en büyük zaafı; insanı, gerçek insan olmaktan çıkarmasıdır. Onu kendi gücünün dışında gaybi güçlere ve onların yeryüzündeki temsilcilerine yalvaran köle haline getirmektedir. İnsanı kendisine, özüne ve iradesine yabancılaştırmaktadır. Aslında Din, yani ilahî kaynaktan geldiği safiyetinde olan, hakiki din, bir topluma kendine özgü bir kişilik kazandırır ve aynı zamanda o toplumun kültür çekirdeğine bir kişilik ve yön kazandırmış ve onu özgürleştirmiştir. Özünde insanı her türlü putperestlikten ve kölelikten kurtarma ve özgürleştirme, adalet-i mahzayı esas alan bir eşitlik içerisinde evrensel bir insanlık projesi olan din, zaman içerisinde özgürlük ve eşitlik değerlerinin dinden soyutlanması neticesinde günümüzdeki insanı köleleştiren bir anlayışa meydan veren bir durama dönüşmüştür. Said-i Kurdî nin ifadesiyle ...Teslimiyetçi miskin bir durumda karar kılmıştır Bu yeni oluşumda ise Ulûhiyet Rububiyet Hâkimiyet kavramları, maksatları yön değiştirmiştir. Avrupada dinin, fikre ve düşünceye olan baskısı neticesinde derinliğine gelişen özgürlükçü Humanizm ve Sosyalizm hareketiyle eşitlik temeline dayalı bir düşünce gelişti. Bu her iki hareket de ister istemez kendini dinin karşısında buldu. Zira bu hareketlerin oluşum evrelerinde din, daha doğrusu onun temsilcileri olduğunu iddia eden kurum ve kişiler özgürlükler ve eşitliğin yanında yer almadılar, ne yazık ki... İslam dünyası için ise, Ustad Said-i Kurdînin ifadesiyle Mesail-i diniyedeki istibdad-ı ilmiyedir ki, Mutezile, Cebrie, Mürceie, Mücessime gibi fırkaları intaç etmiştir. Evet taklidin pederi ve istibdad-ı siyasininveledi olan istibdad-ı ilmidir ki, İslamiyeti müşevveş eden bir yöne götürmüştür. Yani siyasi baskılar, neticesinde ilmi/bilimsel baskılara dönüştü ve İslamiyeti bulandırdı. Burada ne yapılması gerekir' Ya beşerin Fatihasını okuyup bütün ihtiyaçlarını, bütün varlık boyutlarını uzaklara atmamız ve şüphecilik, nihilizm ve Hayyamvari bir sufiliğe gidip ne olduğunu görmemiz, ya da eğer insan karşında sorumlu isek; Allahı dünyada resmi din namıyla var olan bu donuk ve hurafe mecmuasından; aşk, irfan değerlerinin özünde olduğu ve insana anlam vermenin temel kaynağı olarak varlık, yaşam, adalet, özgürlük kavramlarını kapitalizmin elinden, insanî eşitliği de Marksizmden kurtarmamız gerekir. Bu insanın üç misyonudur. Bu iş maya ister, kültür ve tarihî gerçeklik ister, sağlam temelli bir yer ve ruhi, itikadi, zihni bir bağlılık ister. Bu kapsamlı insanlık projesinin gerçeklemesi de ancak İslamiyet ile olur. Zira, insanı insana köle olmaktan kurtaracak eşitliği, insanı hayvanlıktan kurtaracak özgürlüğü ve insanı kendi özüne yabancılaşmaktan kurtaracak irfan ancak ve ancak İslamiyettedir. O halde hakikat ne olmalıdır. Kuran Fikir ve hayata ne verdi' Tevhid ve istikamet İnsanların bir birlerini ezmesinin ve sömürmesinin çaresi edir' İrfan, Eşitlik , Özgürlük.
Mevcut, resmi, hali hazırdaki formel dinlerin en büyük zaafı; insanı, gerçek insan olmaktan çıkarmasıdır. Onu kendi gücünün dışında gaybi güçlere ve onların yeryüzündeki temsilcilerine yalvaran köle haline getirmektedir. İnsanı kendisine, özüne ve iradesine yabancılaştırmaktadır. Aslında Din, yani ilahî kaynaktan geldiği safiyetinde olan, hakiki din, bir topluma kendine özgü bir kişilik kazandırır ve aynı zamanda o toplumun kültür çekirdeğine bir kişilik ve yön kazandırmış ve onu özgürleştirmiştir. Özünde insanı her türlü putperestlikten ve kölelikten kurtarma ve özgürleştirme, adalet-i mahzayı esas alan bir eşitlik içerisinde evrensel bir insanlık projesi olan din, zaman içerisinde özgürlük ve eşitlik değerlerinin dinden soyutlanması neticesinde günümüzdeki insanı köleleştiren bir anlayışa meydan veren bir durama dönüşmüştür. Said-i Kurdî nin ifadesiyle ...Teslimiyetçi miskin bir durumda karar kılmıştır Bu yeni oluşumda ise Ulûhiyet Rububiyet Hâkimiyet kavramları, maksatları yön değiştirmiştir. Avrupada dinin, fikre ve düşünceye olan baskısı neticesinde derinliğine gelişen özgürlükçü Humanizm ve Sosyalizm hareketiyle eşitlik temeline dayalı bir düşünce gelişti. Bu her iki hareket de ister istemez kendini dinin karşısında buldu. Zira bu hareketlerin oluşum evrelerinde din, daha doğrusu onun temsilcileri olduğunu iddia eden kurum ve kişiler özgürlükler ve eşitliğin yanında yer almadılar, ne yazık ki... İslam dünyası için ise, Ustad Said-i Kurdînin ifadesiyle Mesail-i diniyedeki istibdad-ı ilmiyedir ki, Mutezile, Cebrie, Mürceie, Mücessime gibi fırkaları intaç etmiştir. Evet taklidin pederi ve istibdad-ı siyasininveledi olan istibdad-ı ilmidir ki, İslamiyeti müşevveş eden bir yöne götürmüştür. Yani siyasi baskılar, neticesinde ilmi/bilimsel baskılara dönüştü ve İslamiyeti bulandırdı. Burada ne yapılması gerekir' Ya beşerin Fatihasını okuyup bütün ihtiyaçlarını, bütün varlık boyutlarını uzaklara atmamız ve şüphecilik, nihilizm ve Hayyamvari bir sufiliğe gidip ne olduğunu görmemiz, ya da eğer insan karşında sorumlu isek; Allahı dünyada resmi din namıyla var olan bu donuk ve hurafe mecmuasından; aşk, irfan değerlerinin özünde olduğu ve insana anlam vermenin temel kaynağı olarak varlık, yaşam, adalet, özgürlük kavramlarını kapitalizmin elinden, insanî eşitliği de Marksizmden kurtarmamız gerekir. Bu insanın üç misyonudur. Bu iş maya ister, kültür ve tarihî gerçeklik ister, sağlam temelli bir yer ve ruhi, itikadi, zihni bir bağlılık ister. Bu kapsamlı insanlık projesinin gerçeklemesi de ancak İslamiyet ile olur. Zira, insanı insana köle olmaktan kurtaracak eşitliği, insanı hayvanlıktan kurtaracak özgürlüğü ve insanı kendi özüne yabancılaşmaktan kurtaracak irfan ancak ve ancak İslamiyettedir. O halde hakikat ne olmalıdır. Kuran Fikir ve hayata ne verdi' Tevhid ve istikamet İnsanların bir birlerini ezmesinin ve sömürmesinin çaresi edir' İrfan, Eşitlik , Özgürlük.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat