Kardaki Ayak izleri

Stok Kodu:
9786055009991
Boyut:
125-190
Sayfa Sayısı:
155
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-12
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
6.00
4.80
9786055009991
175441
Kardaki Ayak izleri
Kardaki Ayak izleri
4.8
Bir yolculuğa çıktığınızda, aynı anda içinizde de bir yolculuk başlar; her iki yolculuğa ait görüntüler birbirine karışır, birbirini çoğaltır ve çoğunlukla da çatışırlar. İçinizde ve dışınızda eşzamanlı gelişen yolculuklar beraberinde sorgulamayı getirir, yaşanmış ve yaşanması olası her şey şüpheli hale gelir, sorgulanmaya başlar. Kardaki Ayak İzleri'nin yolcusu Murat da ölüm döşeğinde onu bekleyen babasını son bir kez görebilmek, ilk ve son defa "Seni seviyorum baba!" diyebilmek için karla kaplı yolda ilerlerken, geçmişe, babasıyla çatışmalar ve anlaşmazlıklarla geçen çocukluk ve gençlik yıllarına ait görüntülerle hesaplaşmaya başlar. Yaşamındaki her şey bir soru işaretine dönüşür, geçmişe ve şimdiye ait ayak izleri birbirine karışır ve yolculuğun sonunda değişmiş bir insan olarak bambaşka bir yolda ilerlemeye devam eder. 

Bu yolculukta Murat'a ve onun karmaşık yaşamına eşlik ederken, siz de kendinizi, çevrenizdeki insanlarla ilişkilerinizi, yaşadığınız mekânları sorgulamaya başlayacak, geçmişin bazen aydınlık, bazen karanlık koridorlarında kendi ayak izlerinizin peşine düşeceksiniz. Son sayfaya ulaştığınızda ise, sizin yolculuğunuzun nerede ve nasıl son bulacağını sizden başka kimse bilemez.

İnsanlar anlaşılması en zor yaratıklar, öyle görünüyor ki akıl dedikleri şey onları doğallıklarından, gerçek tabiatlarından uzaklaştırarak tanınmaz hale getiriyor, bin yıl yaşayan birisi bile, ölüm döşeğinde celladını beklerken dahi asla "insanı tanıdım" diyemiyor, sadece aynaya yansıyan kendi ikiyüzlü, makyajlı görüntüsünü, yine dilin aldatıcı gücünden faydalanarak betimliyor, gerisi yalanın karanlık gölgesinde görünmez oluyor.

Karlı yolda kaplumbağa hızıyla Beyşehir'e doğru yol alırken, ihtiyar yoldaşım yolun başlangıcına göre daha sakin ve huzurlu görünüyor, özellikle anlattığı aşk hikâyesinden sonra değişmiş görünüyor. "İstersen hiç dokunma tenine, bir kadınla bir hikâyen olduğu zaman artık aynı adam değilsindir, onların dokunuşları, nefesleri büyülüdür, seni değiştirmek için sana bakmaları yeter" demişti...
(Tanıtım Bülteninden)
Bir yolculuğa çıktığınızda, aynı anda içinizde de bir yolculuk başlar; her iki yolculuğa ait görüntüler birbirine karışır, birbirini çoğaltır ve çoğunlukla da çatışırlar. İçinizde ve dışınızda eşzamanlı gelişen yolculuklar beraberinde sorgulamayı getirir, yaşanmış ve yaşanması olası her şey şüpheli hale gelir, sorgulanmaya başlar. Kardaki Ayak İzleri'nin yolcusu Murat da ölüm döşeğinde onu bekleyen babasını son bir kez görebilmek, ilk ve son defa "Seni seviyorum baba!" diyebilmek için karla kaplı yolda ilerlerken, geçmişe, babasıyla çatışmalar ve anlaşmazlıklarla geçen çocukluk ve gençlik yıllarına ait görüntülerle hesaplaşmaya başlar. Yaşamındaki her şey bir soru işaretine dönüşür, geçmişe ve şimdiye ait ayak izleri birbirine karışır ve yolculuğun sonunda değişmiş bir insan olarak bambaşka bir yolda ilerlemeye devam eder. 

Bu yolculukta Murat'a ve onun karmaşık yaşamına eşlik ederken, siz de kendinizi, çevrenizdeki insanlarla ilişkilerinizi, yaşadığınız mekânları sorgulamaya başlayacak, geçmişin bazen aydınlık, bazen karanlık koridorlarında kendi ayak izlerinizin peşine düşeceksiniz. Son sayfaya ulaştığınızda ise, sizin yolculuğunuzun nerede ve nasıl son bulacağını sizden başka kimse bilemez.

İnsanlar anlaşılması en zor yaratıklar, öyle görünüyor ki akıl dedikleri şey onları doğallıklarından, gerçek tabiatlarından uzaklaştırarak tanınmaz hale getiriyor, bin yıl yaşayan birisi bile, ölüm döşeğinde celladını beklerken dahi asla "insanı tanıdım" diyemiyor, sadece aynaya yansıyan kendi ikiyüzlü, makyajlı görüntüsünü, yine dilin aldatıcı gücünden faydalanarak betimliyor, gerisi yalanın karanlık gölgesinde görünmez oluyor.

Karlı yolda kaplumbağa hızıyla Beyşehir'e doğru yol alırken, ihtiyar yoldaşım yolun başlangıcına göre daha sakin ve huzurlu görünüyor, özellikle anlattığı aşk hikâyesinden sonra değişmiş görünüyor. "İstersen hiç dokunma tenine, bir kadınla bir hikâyen olduğu zaman artık aynı adam değilsindir, onların dokunuşları, nefesleri büyülüdür, seni değiştirmek için sana bakmaları yeter" demişti...
(Tanıtım Bülteninden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat