Kendi Kentimi Yazdım

Stok Kodu:
9786056546532
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
354
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-03
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%20 indirimli
6.00
4.80
9786056546532
592559
Kendi Kentimi Yazdım
Kendi Kentimi Yazdım
4.8
Kadim şehrin zenginliğini, ayrıcalığını ve refahını sosyal hayatta hissetmeyen, yaşayamayan evlatları yönünü Batıya çevirerek İstanbul, Bursa, İzmir gibi illeri kendilerine vaat edilmiş topraklar gibi görmekte, aralıksız bu şehirlere göç etmektedirler. Bu göçün elbette başta ekonomik nedenler olmak üzere birçok nedeni var; ancak en önemli nedenlerinden biri şehrin zihinsel daralması, küçülmesidir. Farklılıkların yok edilmesi, insanların birbirlerine karşı tahammül edemeyişidir. Kendisi içe kapanan ve kendisindekileri de içe kapatan şehirden kaçıştır aslında bu göçler. Koşullu yaşamaktan koşulsuzluğa kaçış... Başkaları tarafından belirlenen kurallar ve normlara başkaldırıdır. Büyükşehirde kaybolma uğruna insanlar kasaba kültüründen kaçmaktadır.
Şehir; iç dinamikleri ve farklılıklarını azgelişmiş kültürün baskısı, kasaba bencilliği de diyebileceğimiz şehir romantizminin egemenliği altında hissettiğinde, özgüven kaybı yaşar; öğrenilmiş çaresizliğe düşer. Küçük şeylerle mutlu ve tatmin olan, en basit hizmeti bile gözünde büyüten, dış dünyadan habersiz şehir... Kendilerini şehrin sahibi sananlar, bu azgelişmişlikte bir gösteri değeri bulabilirler ve şehir bu zihniyet izlencesinin bir parçası olabilir. Ancak şehrin aydınlarına düşen; özeleştiriyi geliştirmek ve sorunları tüm çıplaklığıyla cesaretle ifade edebilmek, çözümler üzerinde tartışmaktır.
Kadim şehrin zenginliğini, ayrıcalığını ve refahını sosyal hayatta hissetmeyen, yaşayamayan evlatları yönünü Batıya çevirerek İstanbul, Bursa, İzmir gibi illeri kendilerine vaat edilmiş topraklar gibi görmekte, aralıksız bu şehirlere göç etmektedirler. Bu göçün elbette başta ekonomik nedenler olmak üzere birçok nedeni var; ancak en önemli nedenlerinden biri şehrin zihinsel daralması, küçülmesidir. Farklılıkların yok edilmesi, insanların birbirlerine karşı tahammül edemeyişidir. Kendisi içe kapanan ve kendisindekileri de içe kapatan şehirden kaçıştır aslında bu göçler. Koşullu yaşamaktan koşulsuzluğa kaçış... Başkaları tarafından belirlenen kurallar ve normlara başkaldırıdır. Büyükşehirde kaybolma uğruna insanlar kasaba kültüründen kaçmaktadır.
Şehir; iç dinamikleri ve farklılıklarını azgelişmiş kültürün baskısı, kasaba bencilliği de diyebileceğimiz şehir romantizminin egemenliği altında hissettiğinde, özgüven kaybı yaşar; öğrenilmiş çaresizliğe düşer. Küçük şeylerle mutlu ve tatmin olan, en basit hizmeti bile gözünde büyüten, dış dünyadan habersiz şehir... Kendilerini şehrin sahibi sananlar, bu azgelişmişlikte bir gösteri değeri bulabilirler ve şehir bu zihniyet izlencesinin bir parçası olabilir. Ancak şehrin aydınlarına düşen; özeleştiriyi geliştirmek ve sorunları tüm çıplaklığıyla cesaretle ifade edebilmek, çözümler üzerinde tartışmaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat