Kırk Gram Tebessüm

"Evin oğlu bir hafta sonra sünnet olacağı için, ben sünnetçi falan mı geldi diye düşünürken, gitgide yaklaşan bir hırıltı sarıyor ortalığı. Salim, kardeşi Selma ile birlikte "Mak İntoş!.. Mak İntoş!.." diye tezahürat yaparken, dört ayak üzerindeki yüksekliği en az 1; iki ayak üzerindeki yüksekliği ise en az 2 metre olan dev bir köpek giriyor içeriye, boynundaki kalın zincirin ucunda, köpeği getiren adamı sürükleyerek..." Dünya hayatı zorluklarla dolu olduğu için her adım başı bir başka problemle karşılaşıyor ve onları aşma yolunda bir sürü sıkıntı çekiyoruz. Bu arada gülmeyi de unutuyoruz sanki. İnsanların yüzü her geçen gün biraz daha asılıyor ve sahte mutluluklardan sahte gülümsemeler yayılıyor ortalığa. Bu rahatsızlığı gidermek için ortaya atılan formüllerin çoğu da, ne yazık ki sadece yüz çizgilerindeki değişimlerden başka bir mutluluk sağlamıyor insanoğluna. Yüz, insanın aynasıdır. Bu yüzden de ruhen ağlayan bir insanın gerçek mânâda gülmesi mümkün değildir. O halde bütün mesele, ebedî olan ve ebedî bir âlem için yaratılan ruhların güldürülmesine bağlıdır. Elinizdeki kitabı okurken, "Kırk gram" cık da olsa gerçek tebessümün örneklerini yaşayacak ve her hadisede güzel bir şeyler bulunduğunu keşfedeceksiniz.