Kültür Bilimleri ve Kültür Felsefesi

Stok Kodu:
9789758717439
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
269
Basım Yeri:
İstanbul
Basım Tarihi:
2000
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
5.40
4.32
9789758717439
103413
Kültür Bilimleri ve Kültür Felsefesi
Kültür Bilimleri ve Kültür Felsefesi
4.32
Bu kitapta, kültür bilimleri ve kültür felsefesine ilişkin olarak son yıllarda Yazko Felsefe Yazıları ve Seminer (Ege Üniversi­tesi Edebiyat Fakültesi yayını) dergilerinde yayınlanmış olan yazılarımı ve diğer yazılarımı biraraya topladım. Kitapta yer alan yazılardan ikisi (Tinsel Bilimlere Girişin Yüzüncü Yılı ve Dilthey) ve (Doğalcı ve İnsancı Yaklaşımlar Altında Kültür Kavramı), Dilthey ve Cassirerden çevirdiğim iki yazının aynı zamanda birer açıklaması ve yorumu niteliği de taşıdığından, kitapta bu çevirilere de yer vermek gereğini duydum. Okuyucu, yazılarda kültür bilimi (Kulturwissenschaft) teriminden çok tinsel (manevî) bilim (Geisteswissenschaft) terimini kullandığımı saptayacaktır. Kültür bilimi terimi, Dilthey ve okulu ve hermeneutikçilerin kullandığı tinsel (ma­nevî) bilim terimine karşılık, Yeni Kantçıların (Windelband, Rickert) kullandığı bir terim olmuştur ve terim Yeni Kantçı okul içinde özel bir anlam kazanmıştır. Ama terim, günü­müzde, ona Yeni Kantçıların yüklediği özel anlamın ötesinde, son yüzyıldır başvurulan insan bilimleri, tarih bilimleri, idiografık bilimler, tinsel (manevî) bilimler vd. gibi değişik adlandırmalar yerine belli bir yaygınlıkla kullanılır hâle de gel­miştir. Bu nedenle kitabın başlığında bu terimi kullanmayı yeğledim. Ülkemizde bilim felsefesi araştırmalarında çok uzun süre pozitivist ve neopozitivist geleneğin ağır bastığını, hattâ poziti­vist ve neopozitivist bilim felsefesinin neredeyse tek ve biri­cik bilim felsefesi olarak sunulduğunu belirtmek abartma olmayacaktır. Bu kitaptaki yazılar, en az yüz yıllık bir geleneğe sahip olan başka bir bilim felsefesi geleneğinin, pozitivist bilim felsefesi geleneğiyle yoğun bir tartışma içindeki gelişimini ta­nıtmaya yönelik yanıyla, ülkemizdeki bilim felsefesi çalışmala­rına egemen olduğunu ileri sürdüğüm tek yanlılığı gidermeye de yöneliktir. Çünkü, ülkemizdeki bilim felsefesi çalışmalarının çoğu, pozitivist ve neopozitivist anlayışın doğal bir sonucu olarak, bilim kavramını doğa bilimi (Naturwissenschaft) kavramı ile özdeşleştiren, kültür bilimlerinin bilimsellikini doğa bilimi modeli açısından değerlendiren ve bu değerlen­dirme genellikle olumsuz olduğundan, kültür bilimlerini ikincil kılan ve hattâ bu bilimleri dışlamaya kadar varabilen çalışma­lardır. Oysa bu kitaptaki yazılar, pek çok bakımdan kültür bilimlerinin birincilliğini savunan ve onların felsefî dayanakla­rını sorgulayan yazılar olarak, doğa bilimleri felsefesi olarak adlandırabileceğim bir bilim felsefesi geleneğiyle tartışma için­deki bir kültür bilimleri felsefesi geleneğini izlemektedir. Bu yönüyle yazıların, ülkemizde yeni yeni başlayan felsefî içerikli bir doğa bilimleri-kültür bilimleri tartışmasının genişlemesine vesile olmasından sevinç duyacağım. Bir kültür bilimleri felsefesi, genelinde kültür kavra­mından ne anlaşıldığını sorgulayan bir kültür felsefesi ile sürekli bir karşılıklı etkileşim içinde olmak zorundadır. Hattâ Kantın bir ünlü sözüyle andırışım içinde şu söylenebilir ki; kültür bilimlerinden yoksun bir kültür felsefesi boş, kültür felsefesinden yoksun kültür bilimleri kördür. Kitabın sonunda yer alan Ernst Cassirerin ünlü yazısının, bu karşılıklı etkileşi­min niteliğini açıkça göstereceğine inanıyorum. İzmir/Karşıyaka, 1986 Dördüncü Baskıya Önsöz Kitabın ikinci ve üçüncü baskıları, birinci baskısının tıpkı­basımları olarak yayımlanmışlardı. Bu nedenle bu baskılarda genişletme ve düzeltmeler yapamamıştım. Bu baskıda kitabı bütünüyle yeniden gözden geçirdim, küçük düzeltmeler ve genişletmeler yaptım. Önceki baskılarda Diltheydan çevirerek kitaba ek metin olarak koyduğum Tinsel Bilimlere Giriş adlı yazı, bu baskıda Tin Bilimlerine Giriş (Ek-1) adıyla yer alı­yor. Bu yazıya, önceki baskılarda bulunmayan açıklayıcı dip­notları ekledim. Bu baskıya özgü olarak, kitaptaki yazıları Kültür Bilimleri ve Kültür Felsefesi başlıklı iki kısımda topladım. İkinci kıs­mın başına, daha önce Felsefe Yazıları (Anahtar Kitaplar Yayı­nevi, İstanbul 1993) adlı kitabımda yer almış olan tanıtıcı bir yazı olarak, Kültür Felsefesi adlı yazımı koymayı gerekli buldum. Önceki baskılarda bibliyografya ve dizin yer almıyordu; bu baskıya bibliyografya ve dizin ekledim. İzmir/Karşıyaka Ocak 2000
Bu kitapta, kültür bilimleri ve kültür felsefesine ilişkin olarak son yıllarda Yazko Felsefe Yazıları ve Seminer (Ege Üniversi­tesi Edebiyat Fakültesi yayını) dergilerinde yayınlanmış olan yazılarımı ve diğer yazılarımı biraraya topladım. Kitapta yer alan yazılardan ikisi (Tinsel Bilimlere Girişin Yüzüncü Yılı ve Dilthey) ve (Doğalcı ve İnsancı Yaklaşımlar Altında Kültür Kavramı), Dilthey ve Cassirerden çevirdiğim iki yazının aynı zamanda birer açıklaması ve yorumu niteliği de taşıdığından, kitapta bu çevirilere de yer vermek gereğini duydum. Okuyucu, yazılarda kültür bilimi (Kulturwissenschaft) teriminden çok tinsel (manevî) bilim (Geisteswissenschaft) terimini kullandığımı saptayacaktır. Kültür bilimi terimi, Dilthey ve okulu ve hermeneutikçilerin kullandığı tinsel (ma­nevî) bilim terimine karşılık, Yeni Kantçıların (Windelband, Rickert) kullandığı bir terim olmuştur ve terim Yeni Kantçı okul içinde özel bir anlam kazanmıştır. Ama terim, günü­müzde, ona Yeni Kantçıların yüklediği özel anlamın ötesinde, son yüzyıldır başvurulan insan bilimleri, tarih bilimleri, idiografık bilimler, tinsel (manevî) bilimler vd. gibi değişik adlandırmalar yerine belli bir yaygınlıkla kullanılır hâle de gel­miştir. Bu nedenle kitabın başlığında bu terimi kullanmayı yeğledim. Ülkemizde bilim felsefesi araştırmalarında çok uzun süre pozitivist ve neopozitivist geleneğin ağır bastığını, hattâ poziti­vist ve neopozitivist bilim felsefesinin neredeyse tek ve biri­cik bilim felsefesi olarak sunulduğunu belirtmek abartma olmayacaktır. Bu kitaptaki yazılar, en az yüz yıllık bir geleneğe sahip olan başka bir bilim felsefesi geleneğinin, pozitivist bilim felsefesi geleneğiyle yoğun bir tartışma içindeki gelişimini ta­nıtmaya yönelik yanıyla, ülkemizdeki bilim felsefesi çalışmala­rına egemen olduğunu ileri sürdüğüm tek yanlılığı gidermeye de yöneliktir. Çünkü, ülkemizdeki bilim felsefesi çalışmalarının çoğu, pozitivist ve neopozitivist anlayışın doğal bir sonucu olarak, bilim kavramını doğa bilimi (Naturwissenschaft) kavramı ile özdeşleştiren, kültür bilimlerinin bilimsellikini doğa bilimi modeli açısından değerlendiren ve bu değerlen­dirme genellikle olumsuz olduğundan, kültür bilimlerini ikincil kılan ve hattâ bu bilimleri dışlamaya kadar varabilen çalışma­lardır. Oysa bu kitaptaki yazılar, pek çok bakımdan kültür bilimlerinin birincilliğini savunan ve onların felsefî dayanakla­rını sorgulayan yazılar olarak, doğa bilimleri felsefesi olarak adlandırabileceğim bir bilim felsefesi geleneğiyle tartışma için­deki bir kültür bilimleri felsefesi geleneğini izlemektedir. Bu yönüyle yazıların, ülkemizde yeni yeni başlayan felsefî içerikli bir doğa bilimleri-kültür bilimleri tartışmasının genişlemesine vesile olmasından sevinç duyacağım. Bir kültür bilimleri felsefesi, genelinde kültür kavra­mından ne anlaşıldığını sorgulayan bir kültür felsefesi ile sürekli bir karşılıklı etkileşim içinde olmak zorundadır. Hattâ Kantın bir ünlü sözüyle andırışım içinde şu söylenebilir ki; kültür bilimlerinden yoksun bir kültür felsefesi boş, kültür felsefesinden yoksun kültür bilimleri kördür. Kitabın sonunda yer alan Ernst Cassirerin ünlü yazısının, bu karşılıklı etkileşi­min niteliğini açıkça göstereceğine inanıyorum. İzmir/Karşıyaka, 1986 Dördüncü Baskıya Önsöz Kitabın ikinci ve üçüncü baskıları, birinci baskısının tıpkı­basımları olarak yayımlanmışlardı. Bu nedenle bu baskılarda genişletme ve düzeltmeler yapamamıştım. Bu baskıda kitabı bütünüyle yeniden gözden geçirdim, küçük düzeltmeler ve genişletmeler yaptım. Önceki baskılarda Diltheydan çevirerek kitaba ek metin olarak koyduğum Tinsel Bilimlere Giriş adlı yazı, bu baskıda Tin Bilimlerine Giriş (Ek-1) adıyla yer alı­yor. Bu yazıya, önceki baskılarda bulunmayan açıklayıcı dip­notları ekledim. Bu baskıya özgü olarak, kitaptaki yazıları Kültür Bilimleri ve Kültür Felsefesi başlıklı iki kısımda topladım. İkinci kıs­mın başına, daha önce Felsefe Yazıları (Anahtar Kitaplar Yayı­nevi, İstanbul 1993) adlı kitabımda yer almış olan tanıtıcı bir yazı olarak, Kültür Felsefesi adlı yazımı koymayı gerekli buldum. Önceki baskılarda bibliyografya ve dizin yer almıyordu; bu baskıya bibliyografya ve dizin ekledim. İzmir/Karşıyaka Ocak 2000
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat