Kütüphaneci

Stok Kodu:
9789944826402
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
272
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-02
Çeviren:
Gökhan Yücel
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
3.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
8.25
6.60
9789944826402
368318
Kütüphaneci
Kütüphaneci
6.6
Judith Kuckart, Her hareketin hedefi durağanlıktır, çünkü her hareketin sonunda kalıcı bir şey olması gerekir, sözüyle süslediği Kütüphaneci ile bizleri duvarın ayırdığı Berline götürüyor. Şehrin enfes tasviri, bir kütüphaneci ve bir dansçının ilişkisi, karakterlerin kesif mazileri, en mahrem anlar ve hisler, iz bırakan bir anlatım tarzıyla gözümüzde canlanıyor.

() Girişteki raftan bir yığın kitap çıkarmış ve bunları yere aynı yükseklikte iki kule gibi üst üste dizmiş, diz çöküp ellerini yere koymuştu. Yedi, sekiz, dokuz derken terlemeye, ayakuçları ve sonra kolları titremeye başlamıştı. On birde bıraktı. Elleri yorgunluktan terlemiş, Thomas Mannın yüzüne yapışmıştı. Kitabın üstüne vurdu, omzuna kastetmişti, Thomas Mannın omzuna. Ona sesli sesli dedi ki: Kütüphaneci artık kitap okumuyor. Böylece yarın kitaplarının üzerinde on beş kez şınav çekmeyi başaracak ve bunu yaparken de gözlüğünü çıkaracak. Kütüphanecinin Jelena için nasıl antrenman yaptığını göreceksin. Sen de benim yerimde olsan yaparsın bunu. Düşünsene...
Thomas Mann olunca aklına hiçbir şey gelmemişti, hiçbir şey. Ama Heimito von Doderer olunca başkaydı. Yarın onu en üste koyacaktı.Hans-Ullrich ayağa kalkıp banyoya gitti. Bir çift olabilirlerdi. Normal bir çift. Çocuklu. Çocuk olmazsa daha iyi diye karar verdi Hans-Ullrich ve terini sildi. ()
Judith Kuckart, Her hareketin hedefi durağanlıktır, çünkü her hareketin sonunda kalıcı bir şey olması gerekir, sözüyle süslediği Kütüphaneci ile bizleri duvarın ayırdığı Berline götürüyor. Şehrin enfes tasviri, bir kütüphaneci ve bir dansçının ilişkisi, karakterlerin kesif mazileri, en mahrem anlar ve hisler, iz bırakan bir anlatım tarzıyla gözümüzde canlanıyor.

() Girişteki raftan bir yığın kitap çıkarmış ve bunları yere aynı yükseklikte iki kule gibi üst üste dizmiş, diz çöküp ellerini yere koymuştu. Yedi, sekiz, dokuz derken terlemeye, ayakuçları ve sonra kolları titremeye başlamıştı. On birde bıraktı. Elleri yorgunluktan terlemiş, Thomas Mannın yüzüne yapışmıştı. Kitabın üstüne vurdu, omzuna kastetmişti, Thomas Mannın omzuna. Ona sesli sesli dedi ki: Kütüphaneci artık kitap okumuyor. Böylece yarın kitaplarının üzerinde on beş kez şınav çekmeyi başaracak ve bunu yaparken de gözlüğünü çıkaracak. Kütüphanecinin Jelena için nasıl antrenman yaptığını göreceksin. Sen de benim yerimde olsan yaparsın bunu. Düşünsene...
Thomas Mann olunca aklına hiçbir şey gelmemişti, hiçbir şey. Ama Heimito von Doderer olunca başkaydı. Yarın onu en üste koyacaktı.Hans-Ullrich ayağa kalkıp banyoya gitti. Bir çift olabilirlerdi. Normal bir çift. Çocuklu. Çocuk olmazsa daha iyi diye karar verdi Hans-Ullrich ve terini sildi. ()
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat