Macar Edebiyatı Seti (4 Kitap) Anlaşılmayan İnsan - Tanrı Gözünden Irak - Aziz Petrus'un Şemsiyesi - Kule Saatindeki Kuzgun

Stok Kodu:
2789788621079
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
1008
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-12
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap kağıdı
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
27.00
21.60
2789788621079
516454
Macar Edebiyatı Seti (4 Kitap) Anlaşılmayan İnsan - Tanrı Gözünden Irak - Aziz Petrus'un Şemsiyesi - Kule Saatindeki Kuzgun
Macar Edebiyatı Seti (4 Kitap) Anlaşılmayan İnsan - Tanrı Gözünden Irak - Aziz Petrus'un Şemsiyesi - Kule Saatindeki Kuzgun
21.6
Macar Edebiyatı Seti - Yeni İnsan Yayınevi
Macar edebiyatının önde gelen romancıları "Macar Edebiyatı Seti'nde bir araya geliyor! Macar Edebiyatı Seti'nde dört farklı eser yer alıyor. Hunların büyük lideri Attilâ'nın yaşadığı dönemde köle olarak satılan bir çocuğun çarpıcı hikâyesi "Anlaşılmayan İnsan"; amcasıyle birlikte yaşarken yengesine karşı engellenemez duygular beslemeye başlayan bir lise öğrencisinin anlatıldığı "Tanrı Gözünden Irak"; kutsal olduğu düşünülen olağanüstü bir şemsiyenin etrafında gelişen olayların anlatıldığı "Aziz Petrus'un Şemsiyesi" ve Macar soylularının eleştirel bir gözle okuyucuya sunulduğu "Kule Saatindeki Kuzgun".
Anlaşılmayan İnsan
"Babam beni köle olarak sattığı zaman 12 yaşındaydım. Bir piliç, yahut bir köpek eniği veya bir sıpa gibi, pazara çıkarıldım. Bunun için şikayetçi olduğum sanılmasın, hayır: babam buna ağlaya ağlaya razı olmuştu.
Oturduğumuz yer Doğu Roma İmparatorluğu'nun Trakya Eyaleti'ndeydi. Hükümetin vergi için durmadan sıkıştırdığı günlerdi. Bu sırada Hunlara ödenecek vergiyi halkın sırtından çıkarmayı adet edinmişlerdi. Zaten bütün dünya Hunların adıyla çalkalanıyordu."
Hunların torunları Macarlar, bu kardeş halk, klasik edebi eserleriyle Yeni İnsan Edebiyat'ta sıra sıra diziliyor. Tarihi roman okumayı sevenler, gelin bu kez bir büyük Macar romancının gözünden çok çok öncelere gidelim. Ancak coğrafya tanıdık: Trakya. Devletler tanıdık: Bizans ve Hunlar. Hikaye ise çok sıradışı. Hayatına özgür başlayıp köle olarak satılan bir çocuk ve onun adım adım bu karmaşık siyasi iklimde, kendini yokluktan kurtarma mücadelesi.
Anlaşılmayan İnsan, editörlerimizi önce adıyla cezbetmişti. Ne de olsa hepimiz bir miktar bu sıkıntıyı çekeriz. Peki metin; öyle akıcı, öyle ustaca kurgulanmış ki güçlü bir nehir gibi, önüne çıkanı ardına katıp, akıp gidiyor. Üstelik okurun zihninde yeni tarihsel inşalara olanak veriyor, okurun tarihsel imgeleminin sınırlarını zorluyor.
"Ertesi sabah Atilla'nın borazan başı Kaszon, kral sarayının kulesinde göründü. Büyük, fildişi borusunu kaldırarak ufuklarda akisler uyandıran hareket işaretini verdi. Sanki binlerce boru bu sesle uyanmış, yer gök boru sesleriyle çınlamıştı. Zurnalı çalgı takımları da boru sesine katılmış, hepsi bir ağızdan çalıyordu. Şehir boru ve çalgı sesleriyle inliyordu."

Tanrı Gözünden Irak
Genç bir lise öğrencisi, amcasının kasabadaki evinde öğrenimini tamamlarken, yengesine karşı derin ve içten bir aşk duymaya başlar. Kulağa çok tanıdık gelen bu trajedi, nasıl bir son bulacak acaba?
Macar Edebiyatı, tarihinin en görkemli yazarlarıyla Yeni İnsan Edebiyat Serisi'nde ardı ardına övgü alan yazarlarıyla bir inci kolye gibi diziliyor.
Çok başarılı ve mesleğinde usta çevirmenlerin elinde, romanlar Türkçe'de zevk veren bir metin olarak yeniden doğuyor.
Okurlarımız yeni serimiz için methiye düzen yorumlar gönderiyorlar. Yayıncının da okurun da yüzü gülüyorsa, o tutulan yol en doğru yoldur.

Aziz Petrus'un Şemsiyesi
Aziz Petrus'un Şemsiyesi, bir mucize ile başlıyor. İşte tam o anda okur kendini sırtına yediği bir tekme ile uçaktan atılmış ve paraşütü yeni açılmış gibi hissediyor. Hikaye büyük bir ustalıkla devam ettikçe, okur da paraşütü ile gökyüzünün değişik renkleri arasından süzülerek inmeye başlıyor. Belli ki okurun ayakları yere basacak ve bütün bu mucize düşüncesinin halk arasında yaygın herhangi bir batıl inançtan farklı olmadığı anlaşılacak. Tam bunu anladığınız sırada bu kez aman ayaklarım yere basmasın, ne olur bu roman bitmesin diye düşünmeye başlayacaksınız. Belki daha yavaş okuyacak ve hatta sadece kitap bitmesin diye kısa ve anlamsız aralar vereceksiniz.

Edebiyatın bu büyülü dünyasına okuru ancak ustalar sokar. Kalman Mikszath böylesine bir üstat, siz de hemen ilk bölüm biterken, ona hakkını teslim edeceksiniz.

Kule Saatindeki Kuzgun
"Bir daha tesadüfen bile karşılaşmayalım; bu mektup benden size son söz olsun! Benim için dünyada en sevgili varlık olan aşkımız adına rica ediyor ve ricamı tutacağınızı biliyorum. Ben zaten sadece sizi hatırlamakla yaşayacağım ve yeniden buluşabilmemiz için yılların geçmesini bekleyeceğim... Bundan başka ne olursa olsun, bana göre hepsi bir... Ben buna razı olacak, günlük hayatın renksiz ıssızlığına dalacağım. Allah'a ısmarladık! Rüyalarımı güzelleştirdiğin için sana teşekkür ederim; çünkü aklım erdiği günden beri hep seni hayal ettim."
Kule Saatindeki Kuzgun, Macar Edebiyatı'nın usta kalemi Kálmán Csathó'nun şüphesiz ki en iyi romanıdır. 19.yy. Macar Edebiyatı'nın en büyük romancılarından biri kabul edilen Kálmán Mikszáth'ın izinde yürüyen Csathó, akıcı ve nükteli bir dile sahip olup, kendisinin de içinde bulunduğu Macar asil sınıfını çok iyi kavramış ve resmedebilmiştir. Modernleşme süreciyle birlikte toprağından olan bu sınıf geleneksel yaşam ve düşünce tarzını değiştirmek ve modernitenin getirdiği yeni koşullara uyum sağlamak zorunda kalmıştır.
Roman kahramanlarından biri olan ve can alıcı cazibesiyle etrafındaki herkesi kendine hayran bırakan Laszlo Sivany de aristokratik tavır ve gururundan vazgeçmeyen bir Don Juan'dır. Lenke ise Sivany'i bütün ömrü boyunca büyük bir aşk ve hayranlıkla sevmiş genç bir kadındır. Ancak Lenke'nin büyük aşkına aşılmaz engeller, geçilmez hudutlar mânidir. Sevdiğiniz insana kavuşmak için neler yapabilir, aşkınız için ne kadar ileri gidebilirsiniz? Macar asil sınıfının tarihsel dönüşümünü arka planına alan bu sürükleyici roman sayesinde kendinize bu soruları soracaksınız.
Macar Edebiyatı Seti - Yeni İnsan Yayınevi
Macar edebiyatının önde gelen romancıları "Macar Edebiyatı Seti'nde bir araya geliyor! Macar Edebiyatı Seti'nde dört farklı eser yer alıyor. Hunların büyük lideri Attilâ'nın yaşadığı dönemde köle olarak satılan bir çocuğun çarpıcı hikâyesi "Anlaşılmayan İnsan"; amcasıyle birlikte yaşarken yengesine karşı engellenemez duygular beslemeye başlayan bir lise öğrencisinin anlatıldığı "Tanrı Gözünden Irak"; kutsal olduğu düşünülen olağanüstü bir şemsiyenin etrafında gelişen olayların anlatıldığı "Aziz Petrus'un Şemsiyesi" ve Macar soylularının eleştirel bir gözle okuyucuya sunulduğu "Kule Saatindeki Kuzgun".
Anlaşılmayan İnsan
"Babam beni köle olarak sattığı zaman 12 yaşındaydım. Bir piliç, yahut bir köpek eniği veya bir sıpa gibi, pazara çıkarıldım. Bunun için şikayetçi olduğum sanılmasın, hayır: babam buna ağlaya ağlaya razı olmuştu.
Oturduğumuz yer Doğu Roma İmparatorluğu'nun Trakya Eyaleti'ndeydi. Hükümetin vergi için durmadan sıkıştırdığı günlerdi. Bu sırada Hunlara ödenecek vergiyi halkın sırtından çıkarmayı adet edinmişlerdi. Zaten bütün dünya Hunların adıyla çalkalanıyordu."
Hunların torunları Macarlar, bu kardeş halk, klasik edebi eserleriyle Yeni İnsan Edebiyat'ta sıra sıra diziliyor. Tarihi roman okumayı sevenler, gelin bu kez bir büyük Macar romancının gözünden çok çok öncelere gidelim. Ancak coğrafya tanıdık: Trakya. Devletler tanıdık: Bizans ve Hunlar. Hikaye ise çok sıradışı. Hayatına özgür başlayıp köle olarak satılan bir çocuk ve onun adım adım bu karmaşık siyasi iklimde, kendini yokluktan kurtarma mücadelesi.
Anlaşılmayan İnsan, editörlerimizi önce adıyla cezbetmişti. Ne de olsa hepimiz bir miktar bu sıkıntıyı çekeriz. Peki metin; öyle akıcı, öyle ustaca kurgulanmış ki güçlü bir nehir gibi, önüne çıkanı ardına katıp, akıp gidiyor. Üstelik okurun zihninde yeni tarihsel inşalara olanak veriyor, okurun tarihsel imgeleminin sınırlarını zorluyor.
"Ertesi sabah Atilla'nın borazan başı Kaszon, kral sarayının kulesinde göründü. Büyük, fildişi borusunu kaldırarak ufuklarda akisler uyandıran hareket işaretini verdi. Sanki binlerce boru bu sesle uyanmış, yer gök boru sesleriyle çınlamıştı. Zurnalı çalgı takımları da boru sesine katılmış, hepsi bir ağızdan çalıyordu. Şehir boru ve çalgı sesleriyle inliyordu."

Tanrı Gözünden Irak
Genç bir lise öğrencisi, amcasının kasabadaki evinde öğrenimini tamamlarken, yengesine karşı derin ve içten bir aşk duymaya başlar. Kulağa çok tanıdık gelen bu trajedi, nasıl bir son bulacak acaba?
Macar Edebiyatı, tarihinin en görkemli yazarlarıyla Yeni İnsan Edebiyat Serisi'nde ardı ardına övgü alan yazarlarıyla bir inci kolye gibi diziliyor.
Çok başarılı ve mesleğinde usta çevirmenlerin elinde, romanlar Türkçe'de zevk veren bir metin olarak yeniden doğuyor.
Okurlarımız yeni serimiz için methiye düzen yorumlar gönderiyorlar. Yayıncının da okurun da yüzü gülüyorsa, o tutulan yol en doğru yoldur.

Aziz Petrus'un Şemsiyesi
Aziz Petrus'un Şemsiyesi, bir mucize ile başlıyor. İşte tam o anda okur kendini sırtına yediği bir tekme ile uçaktan atılmış ve paraşütü yeni açılmış gibi hissediyor. Hikaye büyük bir ustalıkla devam ettikçe, okur da paraşütü ile gökyüzünün değişik renkleri arasından süzülerek inmeye başlıyor. Belli ki okurun ayakları yere basacak ve bütün bu mucize düşüncesinin halk arasında yaygın herhangi bir batıl inançtan farklı olmadığı anlaşılacak. Tam bunu anladığınız sırada bu kez aman ayaklarım yere basmasın, ne olur bu roman bitmesin diye düşünmeye başlayacaksınız. Belki daha yavaş okuyacak ve hatta sadece kitap bitmesin diye kısa ve anlamsız aralar vereceksiniz.

Edebiyatın bu büyülü dünyasına okuru ancak ustalar sokar. Kalman Mikszath böylesine bir üstat, siz de hemen ilk bölüm biterken, ona hakkını teslim edeceksiniz.

Kule Saatindeki Kuzgun
"Bir daha tesadüfen bile karşılaşmayalım; bu mektup benden size son söz olsun! Benim için dünyada en sevgili varlık olan aşkımız adına rica ediyor ve ricamı tutacağınızı biliyorum. Ben zaten sadece sizi hatırlamakla yaşayacağım ve yeniden buluşabilmemiz için yılların geçmesini bekleyeceğim... Bundan başka ne olursa olsun, bana göre hepsi bir... Ben buna razı olacak, günlük hayatın renksiz ıssızlığına dalacağım. Allah'a ısmarladık! Rüyalarımı güzelleştirdiğin için sana teşekkür ederim; çünkü aklım erdiği günden beri hep seni hayal ettim."
Kule Saatindeki Kuzgun, Macar Edebiyatı'nın usta kalemi Kálmán Csathó'nun şüphesiz ki en iyi romanıdır. 19.yy. Macar Edebiyatı'nın en büyük romancılarından biri kabul edilen Kálmán Mikszáth'ın izinde yürüyen Csathó, akıcı ve nükteli bir dile sahip olup, kendisinin de içinde bulunduğu Macar asil sınıfını çok iyi kavramış ve resmedebilmiştir. Modernleşme süreciyle birlikte toprağından olan bu sınıf geleneksel yaşam ve düşünce tarzını değiştirmek ve modernitenin getirdiği yeni koşullara uyum sağlamak zorunda kalmıştır.
Roman kahramanlarından biri olan ve can alıcı cazibesiyle etrafındaki herkesi kendine hayran bırakan Laszlo Sivany de aristokratik tavır ve gururundan vazgeçmeyen bir Don Juan'dır. Lenke ise Sivany'i bütün ömrü boyunca büyük bir aşk ve hayranlıkla sevmiş genç bir kadındır. Ancak Lenke'nin büyük aşkına aşılmaz engeller, geçilmez hudutlar mânidir. Sevdiğiniz insana kavuşmak için neler yapabilir, aşkınız için ne kadar ileri gidebilirsiniz? Macar asil sınıfının tarihsel dönüşümünü arka planına alan bu sürükleyici roman sayesinde kendinize bu soruları soracaksınız.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat