Modern Bilinç ve Trendeki Yolculuk

Stok Kodu:
9789757325253
Boyut:
135-195
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2000
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
0.97
0.78
9789757325253
26880
Modern Bilinç ve Trendeki Yolculuk
Modern Bilinç ve Trendeki Yolculuk
0.777
Yüzyılımız modernist yok ediciliğin doruğa çıktığı bir yüzyıl oldu. Modernizmin bu yok edici etkileri Çinden Afrikaya, Amazondan Alaskaya kadar yayıldı. Aslında görünmez temelleri batıda 17. yüzyıldan itibaren atılan modernist yok edicilik, bütünüyle bir yaşam biçimi olarak kendini 20. yüzyılda gösterdi. Göstermeye başlamasıyla birlikte 300 yıllık bir (antik) geçmişin tamamlığa erdiği evrede yok edici etkileri de tüm dünyaya yayılarak ortaya çıktı. Modernizmin tüm dünyadaki etkileri üzerine ne söylenirse söylensin, sonuç olarak Çinli He Yon Yaşadığımız dünya dev bir çöp tenekesi gibi. İnsanlar kurtçuklara benziyor.. Bu karmaşada dişimizle tırnağımızla dövüşüyoruz. Bazıları diet yaparken bazıları açlıktan ölüyor... cümlesiyle modern zamanların bilançosunu hiçbir izaha gerek duyulmayacak bir biçimde sunuyor. Batının XVII. yüzyıl ile XX. yüzyıl arasındaki serüveni ve özellikle Modernizm ve Modern Zamanlar üzerine marjinal eleştirilerden ciddî tepkilere kadar oldukça yoğun şeyler söylendi... Ülkemizde de Mordern Zamanları anlatan, sorgulayan kitapları zaman zaman görüyoruz. MODERN BİLİNÇ VE TRENDEKİ YOLCULUKda Yahya DÜZENLİnin kaleminden bir yönüyle Modernizmi sorgulayan bir yolculuk. Kendi ifadesiyle; ...Bu kitaptaki yazılar modern dünyanın üzerimizdeki dayatmalarına bir karşı söylem olarak oluşturuldu. Ama bu söylem, içinde çözüm önerileri barındırmıyor. Çözümün insanın kendisinde saklı olduğu inancını taşıyoruz. Dayıtılan her çözüm önerisinin tiranca tavırların eseri olacağını yaşadığımız çağ yeterince ispatlıyor bize. Radikal tutumlar taşıyan bu denemelerde ne belli bir paradigmanın sözcülüğü yapılıyor ne de çağımızın tapınılan protest tavrına özeniliyor. Temelde, çağın ruhumuza verdiği büyük ıstırabı hâl ilminden anlayanlara bir parça olsun iletmek istedik. Çoğu yerde tarihe tanıklık edenler aldı sözü, biz sustuk... Eser; kapak adıyla Modern Bilinç ve Trendeki Yolculuk diye iki bölüme ayrılmış ve bölüm başlarında Şair Dertlinin Anasır gömleğin giymezden evvel, Azade başıma hünkâr idim ben! mısraı ile Yunusun Kasdım budur: Şehre varam, Feryad ü figan koparam! mısraları var. Düzenli, her ne kadar Kitapta çözüm önerilmiyor. diyorsa da (dayatma anlamında bir çözüm önerilmiyor kitapta) çözümler satır aralarında saklı sanki.. Kitap, oldukça yoğun doğulu ve batılı düşünce ve sanat adamlarından yakıcı cümlelerle yüklü.. İşte bunlardan birkaçı: .. Çağımızın en üzücü özelliği, sıradan insanın bugün, güzeli ve geçici olmayanı yansıtmakla ilgili olan herşeyden koparılmış olmasıdır. Tüketicilere göre biçilmiş günümüz kitle kültürü ruhları ... Eğilimleri, içinde bulundukları çağın eğilimleri ile uyum içinde bulunanlar, mevcut olanla tatmin olmaktan başka bir şey yapamazlar; bu durumu, kendilerince içinde bulundukları çağın bir öncekine göre ilerlemiş olduğu şeklinde ifade ederler... (R. Guenon, 1924) ... Bir zamanlar uyum içerisinde işbirliği eden kurumlar, toplumsal düzenler, bireysel kafalar, şimdi şaşkın bir çatışma içinde yuvarlanıyor, eziliyor. Kaçınılmaz olarak böyle oluyor. Çünkü bu, en sonunda kendini göstermiş olan bir dünya yanlışının çöküşüdür... (T. Carlyle) .. Çağımızın en üzücü özelliği, sıradan insanın bugün, güzeli ve geçici olmayanı yansıtmakla ilgili olan herşeyden koparılmış olmasıdır. Tüketicilere göre biçilmiş günümüz kitle kültürü ruhları sakatlıyor; insanın kendi varlığıyla ilgili en temel soruları sormasını, bir ruhsal varlık olarak kendisinin bilincine varmasını giderek artan bir şekilde engelliyor... (A. Tarkovski) Yahya Düzenli Modern Bilinç ve Trendeki Yolculukta Modernist yok edicilikten çarpıcı kesitler veriyor. Kendisiyle, kitabının birinci baskısı üzerine yapılan bir söyleşide şunları söylüyor: Yaşayan insan uzun süredir modernist yok ediciliğe karşı direniyor. Bu direniş, modernizmi yok sayan, görmeyen bir kör direniş olmamalı. Özellikle batıda marjinal diyebileceğimiz türden bir tepkici direniş bizim karşı söylemimiz olamaz.. Bu karşı söylemin rafineleşmesi, temellerinin oynak olmayan sıhhatli bir zemine oturtulması gerekiyor... Ve sağlam tarihî - toplumsal temellendirmeler üzerinde köklü eleştiriler getiriyor modernizme... Kitaptan alıntılar sunuyoruz: Bilimsel dönüşümlerden Forsalığa: .. Öyle bir çevrim içerisindeyiz ki orijini aklın kiliseden intikamına dayanan ve Kopernik, Galile ve Dekartla devam eden batının bilimsel düşünce hareketi serüvenine başladığı andan itibaren tabuluğunu da ilân etti. Kilisenin kutsal abeslerine karşı aklın isyanı bu kez karşı kutsal bilim dogmalarıyla kiliseleşti. Kâşifler misyonerleşti, bilimciler papazlaştı... Akıl, sınır tanımaz büyüsüyle yıkılmaz manastırlar inşa etti... Uzun süre, kimse çıkıp da bu abeslere imanı sorgulamadı, sorgulayamadı... Sorgulayanlar da bilim dışılığın afarozuna uğradı... Teknopoller Yol Ayrımında:... Yüzyılımızda kimilerine göre büyüleyici, kimelerine göre yıkıcı, kimelerine göre de kurtarıcı manastır hâline gelen teknoloji, oluşturduğu çevre ve insan tipiyle dünyayı sürekli bir savaş alanı, insanı da yenenleri ve yenilenlerinin sürekli değiştiği savaşçısı hâline getirmiştir. Kehanet üretmeye gerek yok.. Gerçek ve gerçeküstünün birbirine karıştığı, tarih ve efsanenin örtüştüğü bir dünyada yaşıyoruz. Teknolojinin ürettiği aygıtların, insanı tüketim şartlarına göre biçimlendirdiği atmosferde insanî olan her şeyden ışık hızıyla uzaklaşıyoruz. Hiçbir şeyin başarılı olamayacağı bir uç noktaya doğru ilerliyoruz... Modern Bilinç ve Trendeki Yolculuk: Yeni dünya ve yeni toplum düzeni rüzgârları kaotik bir biçimde yaşlı dünyamızda eserken, beyaz adamın iki yüzyıldır insanı, toplumu, doğayı kirletmenin bedelini ödemeye hazırlandığı da yalın bir gerçek olsa gerek... Beyaz adam, önce coğrafyasını kana buladı, sonra rutinleşti eylemleri... Hukukunu kendisi tayin etti. Yargıları kendi verdi. Sorgusuz ölümler dizisi oluşturdu... Öyle ki ürküttüklerinin onun için kuzeyden esen soğuk hava gibi geldiği söylenir. Adı kuzeyde korkuyla çağrılır. Beyaz adam ülkeme girdiğinde ardında kandan bir iz bırakıyor.
Yüzyılımız modernist yok ediciliğin doruğa çıktığı bir yüzyıl oldu. Modernizmin bu yok edici etkileri Çinden Afrikaya, Amazondan Alaskaya kadar yayıldı. Aslında görünmez temelleri batıda 17. yüzyıldan itibaren atılan modernist yok edicilik, bütünüyle bir yaşam biçimi olarak kendini 20. yüzyılda gösterdi. Göstermeye başlamasıyla birlikte 300 yıllık bir (antik) geçmişin tamamlığa erdiği evrede yok edici etkileri de tüm dünyaya yayılarak ortaya çıktı. Modernizmin tüm dünyadaki etkileri üzerine ne söylenirse söylensin, sonuç olarak Çinli He Yon Yaşadığımız dünya dev bir çöp tenekesi gibi. İnsanlar kurtçuklara benziyor.. Bu karmaşada dişimizle tırnağımızla dövüşüyoruz. Bazıları diet yaparken bazıları açlıktan ölüyor... cümlesiyle modern zamanların bilançosunu hiçbir izaha gerek duyulmayacak bir biçimde sunuyor. Batının XVII. yüzyıl ile XX. yüzyıl arasındaki serüveni ve özellikle Modernizm ve Modern Zamanlar üzerine marjinal eleştirilerden ciddî tepkilere kadar oldukça yoğun şeyler söylendi... Ülkemizde de Mordern Zamanları anlatan, sorgulayan kitapları zaman zaman görüyoruz. MODERN BİLİNÇ VE TRENDEKİ YOLCULUKda Yahya DÜZENLİnin kaleminden bir yönüyle Modernizmi sorgulayan bir yolculuk. Kendi ifadesiyle; ...Bu kitaptaki yazılar modern dünyanın üzerimizdeki dayatmalarına bir karşı söylem olarak oluşturuldu. Ama bu söylem, içinde çözüm önerileri barındırmıyor. Çözümün insanın kendisinde saklı olduğu inancını taşıyoruz. Dayıtılan her çözüm önerisinin tiranca tavırların eseri olacağını yaşadığımız çağ yeterince ispatlıyor bize. Radikal tutumlar taşıyan bu denemelerde ne belli bir paradigmanın sözcülüğü yapılıyor ne de çağımızın tapınılan protest tavrına özeniliyor. Temelde, çağın ruhumuza verdiği büyük ıstırabı hâl ilminden anlayanlara bir parça olsun iletmek istedik. Çoğu yerde tarihe tanıklık edenler aldı sözü, biz sustuk... Eser; kapak adıyla Modern Bilinç ve Trendeki Yolculuk diye iki bölüme ayrılmış ve bölüm başlarında Şair Dertlinin Anasır gömleğin giymezden evvel, Azade başıma hünkâr idim ben! mısraı ile Yunusun Kasdım budur: Şehre varam, Feryad ü figan koparam! mısraları var. Düzenli, her ne kadar Kitapta çözüm önerilmiyor. diyorsa da (dayatma anlamında bir çözüm önerilmiyor kitapta) çözümler satır aralarında saklı sanki.. Kitap, oldukça yoğun doğulu ve batılı düşünce ve sanat adamlarından yakıcı cümlelerle yüklü.. İşte bunlardan birkaçı: .. Çağımızın en üzücü özelliği, sıradan insanın bugün, güzeli ve geçici olmayanı yansıtmakla ilgili olan herşeyden koparılmış olmasıdır. Tüketicilere göre biçilmiş günümüz kitle kültürü ruhları ... Eğilimleri, içinde bulundukları çağın eğilimleri ile uyum içinde bulunanlar, mevcut olanla tatmin olmaktan başka bir şey yapamazlar; bu durumu, kendilerince içinde bulundukları çağın bir öncekine göre ilerlemiş olduğu şeklinde ifade ederler... (R. Guenon, 1924) ... Bir zamanlar uyum içerisinde işbirliği eden kurumlar, toplumsal düzenler, bireysel kafalar, şimdi şaşkın bir çatışma içinde yuvarlanıyor, eziliyor. Kaçınılmaz olarak böyle oluyor. Çünkü bu, en sonunda kendini göstermiş olan bir dünya yanlışının çöküşüdür... (T. Carlyle) .. Çağımızın en üzücü özelliği, sıradan insanın bugün, güzeli ve geçici olmayanı yansıtmakla ilgili olan herşeyden koparılmış olmasıdır. Tüketicilere göre biçilmiş günümüz kitle kültürü ruhları sakatlıyor; insanın kendi varlığıyla ilgili en temel soruları sormasını, bir ruhsal varlık olarak kendisinin bilincine varmasını giderek artan bir şekilde engelliyor... (A. Tarkovski) Yahya Düzenli Modern Bilinç ve Trendeki Yolculukta Modernist yok edicilikten çarpıcı kesitler veriyor. Kendisiyle, kitabının birinci baskısı üzerine yapılan bir söyleşide şunları söylüyor: Yaşayan insan uzun süredir modernist yok ediciliğe karşı direniyor. Bu direniş, modernizmi yok sayan, görmeyen bir kör direniş olmamalı. Özellikle batıda marjinal diyebileceğimiz türden bir tepkici direniş bizim karşı söylemimiz olamaz.. Bu karşı söylemin rafineleşmesi, temellerinin oynak olmayan sıhhatli bir zemine oturtulması gerekiyor... Ve sağlam tarihî - toplumsal temellendirmeler üzerinde köklü eleştiriler getiriyor modernizme... Kitaptan alıntılar sunuyoruz: Bilimsel dönüşümlerden Forsalığa: .. Öyle bir çevrim içerisindeyiz ki orijini aklın kiliseden intikamına dayanan ve Kopernik, Galile ve Dekartla devam eden batının bilimsel düşünce hareketi serüvenine başladığı andan itibaren tabuluğunu da ilân etti. Kilisenin kutsal abeslerine karşı aklın isyanı bu kez karşı kutsal bilim dogmalarıyla kiliseleşti. Kâşifler misyonerleşti, bilimciler papazlaştı... Akıl, sınır tanımaz büyüsüyle yıkılmaz manastırlar inşa etti... Uzun süre, kimse çıkıp da bu abeslere imanı sorgulamadı, sorgulayamadı... Sorgulayanlar da bilim dışılığın afarozuna uğradı... Teknopoller Yol Ayrımında:... Yüzyılımızda kimilerine göre büyüleyici, kimelerine göre yıkıcı, kimelerine göre de kurtarıcı manastır hâline gelen teknoloji, oluşturduğu çevre ve insan tipiyle dünyayı sürekli bir savaş alanı, insanı da yenenleri ve yenilenlerinin sürekli değiştiği savaşçısı hâline getirmiştir. Kehanet üretmeye gerek yok.. Gerçek ve gerçeküstünün birbirine karıştığı, tarih ve efsanenin örtüştüğü bir dünyada yaşıyoruz. Teknolojinin ürettiği aygıtların, insanı tüketim şartlarına göre biçimlendirdiği atmosferde insanî olan her şeyden ışık hızıyla uzaklaşıyoruz. Hiçbir şeyin başarılı olamayacağı bir uç noktaya doğru ilerliyoruz... Modern Bilinç ve Trendeki Yolculuk: Yeni dünya ve yeni toplum düzeni rüzgârları kaotik bir biçimde yaşlı dünyamızda eserken, beyaz adamın iki yüzyıldır insanı, toplumu, doğayı kirletmenin bedelini ödemeye hazırlandığı da yalın bir gerçek olsa gerek... Beyaz adam, önce coğrafyasını kana buladı, sonra rutinleşti eylemleri... Hukukunu kendisi tayin etti. Yargıları kendi verdi. Sorgusuz ölümler dizisi oluşturdu... Öyle ki ürküttüklerinin onun için kuzeyden esen soğuk hava gibi geldiği söylenir. Adı kuzeyde korkuyla çağrılır. Beyaz adam ülkeme girdiğinde ardında kandan bir iz bırakıyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat