Nibelung'lar Destanı (Ciltli)

Stok Kodu:
9789750803078
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
484
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2000
Çeviren:
Bilge Umar
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
5.00
4.00
9789750803078
103821
Nibelung'lar Destanı (Ciltli)
Nibelung'lar Destanı (Ciltli)
4.002
Ortaçağ Alman yazınının başyapıtlarından ve Avrupa kültürünün temel taşlarından biri olan Nibelung'lar Destanı, Türkçede ilk kez tam metin halinde yayınlandı. Destan, bize ulaşan metniyle, tıpkı İlyada'yı "yazan" rhapsod (türkü dikicisi), Bey konaklarında ağırlanan saz çalıcı ozan gibi biri tarafından 1200'lü yıllarda üretilmiş. Adı bilinmeyen bu kişinin, bugünkü Avusturya topraklarında bulunan sarayların, şatoların birinden ötekine gidip gelen bir ozan olduğu sanılıyor. Günümüze ulaşmış, özgün metni içerdiği kabul edilen elyazmaları, Orta Yüksek Almancayla kaleme alınmış. Çevirmen Bilge Umar da, hem bu metinden günümüz Almancasına Felix Genzmer'in yaptığı çeviriyi, hem de yine aynı metinden İngilizceye A. T. Hatto'nun düzyazı biçiminde yaptığı çeviriyi esas aldı. Tadımlık 1103 Siegmund öptü Kriemhild'i; onun gelmek istemediğini görüp Kararlılığını anlayınca hüzün dolu bir sesle şöyle dedi: "Yurda dönüyoruz içimiz mutsuz, Ancak şimdi anlıyorum, gönlümü bürüyen tasanın nice yaman olduğunu." 1104 At sırtında yol aldı Nibelung'lar Worms'dan Ren boyunca akıntı aşağıya. Önceleri yoktu yanlarında koruma birliği; Güvendiler kendi yiğitliklerine kendilerini savunmak için Bir düşmanlıkla karşılaşma hâlinde. Gözüpek Nibelung'ların kendi bilekleri koruyacaktı bu erleri. 1105 Hiç kimseden destur istemediler ayrılıp gitmek için. Derken gördüler Gernot ile Giselher'in kendilerine doğru dostça geldiğini; Her iki yiğit açıkladı onlara Uğradıkları kayıptan dolayı içlerinde duydukları üzüntüyü. 1106 Nezaketle konuştu gözüpek Gernot: "Gökteki Tanrı biliyor ya, hiçbir günahım yok Siegfried'in öldürülmesinde; Burada kim idi onun düşmanı, duymuş bile değilim, İçten yanıyorum onun ölümüne." 1107 Genç Giselher, yanlarına koruyucu birlik verdi. Özenle sağladı onların güvenliğini, götürdü onları ülke sınırına, Hatta yoldaşlık etti bahadırlara Alçak Ülke'ye kadar; Kimse yoktu orada Siegfried'in hısımlarından yas içinde olmayan. 1108 Nasıl geçti yaşamları daha sonra, bilmiyorum orasını; Bildiğim şu ki, uzakta hiç bitmedi Kriemhild'in ağlayıp sızlaması; Kimse teselli veremedi onun yüreğine Temiz yürekli, vefalı Giselher'den başka. 1109 Dilber Brünhild oturup durdu tahtında azametle; Kriemhild'in ağlaması hiç umurunda olmadı, Hiç içinden gelmedi bir daha, ona sevgi göstermek; Ama gün geldi Kriemhild Hatun da katlanılmaz acı verdi ona.
Ortaçağ Alman yazınının başyapıtlarından ve Avrupa kültürünün temel taşlarından biri olan Nibelung'lar Destanı, Türkçede ilk kez tam metin halinde yayınlandı. Destan, bize ulaşan metniyle, tıpkı İlyada'yı "yazan" rhapsod (türkü dikicisi), Bey konaklarında ağırlanan saz çalıcı ozan gibi biri tarafından 1200'lü yıllarda üretilmiş. Adı bilinmeyen bu kişinin, bugünkü Avusturya topraklarında bulunan sarayların, şatoların birinden ötekine gidip gelen bir ozan olduğu sanılıyor. Günümüze ulaşmış, özgün metni içerdiği kabul edilen elyazmaları, Orta Yüksek Almancayla kaleme alınmış. Çevirmen Bilge Umar da, hem bu metinden günümüz Almancasına Felix Genzmer'in yaptığı çeviriyi, hem de yine aynı metinden İngilizceye A. T. Hatto'nun düzyazı biçiminde yaptığı çeviriyi esas aldı. Tadımlık 1103 Siegmund öptü Kriemhild'i; onun gelmek istemediğini görüp Kararlılığını anlayınca hüzün dolu bir sesle şöyle dedi: "Yurda dönüyoruz içimiz mutsuz, Ancak şimdi anlıyorum, gönlümü bürüyen tasanın nice yaman olduğunu." 1104 At sırtında yol aldı Nibelung'lar Worms'dan Ren boyunca akıntı aşağıya. Önceleri yoktu yanlarında koruma birliği; Güvendiler kendi yiğitliklerine kendilerini savunmak için Bir düşmanlıkla karşılaşma hâlinde. Gözüpek Nibelung'ların kendi bilekleri koruyacaktı bu erleri. 1105 Hiç kimseden destur istemediler ayrılıp gitmek için. Derken gördüler Gernot ile Giselher'in kendilerine doğru dostça geldiğini; Her iki yiğit açıkladı onlara Uğradıkları kayıptan dolayı içlerinde duydukları üzüntüyü. 1106 Nezaketle konuştu gözüpek Gernot: "Gökteki Tanrı biliyor ya, hiçbir günahım yok Siegfried'in öldürülmesinde; Burada kim idi onun düşmanı, duymuş bile değilim, İçten yanıyorum onun ölümüne." 1107 Genç Giselher, yanlarına koruyucu birlik verdi. Özenle sağladı onların güvenliğini, götürdü onları ülke sınırına, Hatta yoldaşlık etti bahadırlara Alçak Ülke'ye kadar; Kimse yoktu orada Siegfried'in hısımlarından yas içinde olmayan. 1108 Nasıl geçti yaşamları daha sonra, bilmiyorum orasını; Bildiğim şu ki, uzakta hiç bitmedi Kriemhild'in ağlayıp sızlaması; Kimse teselli veremedi onun yüreğine Temiz yürekli, vefalı Giselher'den başka. 1109 Dilber Brünhild oturup durdu tahtında azametle; Kriemhild'in ağlaması hiç umurunda olmadı, Hiç içinden gelmedi bir daha, ona sevgi göstermek; Ama gün geldi Kriemhild Hatun da katlanılmaz acı verdi ona.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat