Oduncular

Stok Kodu:
9789750847554
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
128
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-09
Çeviren:
Deniz Canefe
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap kağıdı
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
4.80
3.84
9789750847554
534420
Oduncular
Oduncular
3.84
"Hiçbir kasaba böylesine sessiz olmamıştır."
Fin kuvvetlerinin Ruslar gelmeden yakıp yıktığı
Suomussalmi kasabasında bir kişi kalmıştı. Oduncu
Timmo'nun oradan ayrılmaya hiç niyeti yoktu; hem
kasabaya sahip çıkacak, hem de vahşi savaşın ortasında
her zaman doğru olanı yapmaya çalışacaktı...
Norveç'in yaşayan en önemli yazarlarından Roy Jacobsen,
yeri göğü kaplayan ölümcül kuzey kışının ve İkinci Dünya
Savaşı'nın gölgesinde yaşananları göz alıcı bir üslupla
anlatıyor: Timmo'nun taze karda bıraktığı derin ayak izleri,
gürül gürül yanan odun sobaları, bir çift kadın ayakkabısı ve
minnet duygusu üzerine kurulan incelikli bir hikâye.
Hiçbir yerde ışık yanmıyordu, kum gibi kuru karlarda tek bir
ayak sesi duyulmuyordu, konuşmalar yoktu, köpek
havlamaları yoktu, tepinen ya da burunlarından soluyan
atlar yoktu, kasabanın sesleri sönüp gitmişti ve her şeyden
önemlisi bacalardan duman çıkmıyordu; dört bin nüfusun
ve en az bir o kadar hayvanın yaşadığı kasaba birkaç saat
içinde, insanlarla hayvanların yaratılması düşünülmeden
çok önceki zamanlardan beri buradaki ormanları kasıp
kavuran buz gibi soğukta omuz omuza verip soluklarını
tutarak bekleşen boş ağaç kabuklarına dönüşmüştü.
"Hiçbir kasaba böylesine sessiz olmamıştır."
Fin kuvvetlerinin Ruslar gelmeden yakıp yıktığı
Suomussalmi kasabasında bir kişi kalmıştı. Oduncu
Timmo'nun oradan ayrılmaya hiç niyeti yoktu; hem
kasabaya sahip çıkacak, hem de vahşi savaşın ortasında
her zaman doğru olanı yapmaya çalışacaktı...
Norveç'in yaşayan en önemli yazarlarından Roy Jacobsen,
yeri göğü kaplayan ölümcül kuzey kışının ve İkinci Dünya
Savaşı'nın gölgesinde yaşananları göz alıcı bir üslupla
anlatıyor: Timmo'nun taze karda bıraktığı derin ayak izleri,
gürül gürül yanan odun sobaları, bir çift kadın ayakkabısı ve
minnet duygusu üzerine kurulan incelikli bir hikâye.
Hiçbir yerde ışık yanmıyordu, kum gibi kuru karlarda tek bir
ayak sesi duyulmuyordu, konuşmalar yoktu, köpek
havlamaları yoktu, tepinen ya da burunlarından soluyan
atlar yoktu, kasabanın sesleri sönüp gitmişti ve her şeyden
önemlisi bacalardan duman çıkmıyordu; dört bin nüfusun
ve en az bir o kadar hayvanın yaşadığı kasaba birkaç saat
içinde, insanlarla hayvanların yaratılması düşünülmeden
çok önceki zamanlardan beri buradaki ormanları kasıp
kavuran buz gibi soğukta omuz omuza verip soluklarını
tutarak bekleşen boş ağaç kabuklarına dönüşmüştü.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat