Osmanlı İdaresinde Mısır (1839-1882)

Stok Kodu:
9786059408844
Boyut:
165-235
Sayfa Sayısı:
295
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-06
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
12.00
9.60
9786059408844
585827
Osmanlı İdaresinde Mısır
Osmanlı İdaresinde Mısır (1839-1882)
9.6
Tarihin gördüğü en büyük ve köklü medeniyet beşiği olan Mısır, daha çok antik tarihi ile anılmaktadır. Mısır'da kurulan medeniyet, dikkate alındığında bunun normal olduğu anlaşılır. Bin yıllara yayılan Mısır medeniyetinin temelinde coğrafî mevkiî ve bu zengin coğrafyanın bahşettiği üretim ekonomisi bulunmaktadır. Uzun süren medeniyetlere bakıldığında bunların üretim ekonomisine dayandığı görülür. Mısır'ın coğrafyası değişmediğine göre bu özelliğinden doğan önemi aslında tarihin hiçbir döneminde değişmemiştir. Roma, Bizans, İslam devletleri hâkimiyeti ve nihayet Osmanlı idaresinde de Mısır her bakımdan önemliydi. Sadece Akdeniz üzerinden Kızıldeniz'e bir güzergâh değil, aynı zamanda geniş tarım alanlarıyla çevresini ve tabi olduğu ülkeleri besleyen bir ülkeydi. Roma, Bizans ve Osmanlı döneminde büyük şehirlerin, bu bağlamda İstanbul'un buğday ve pirinci Mısır'dan gelirdi. Kızıldeniz'den Hint Okyanusu'na, öte yandan Doğu Afrika'ya, açılan önemli bir mevkideydi. Sudan'dan başlayarak, bütün kuzey Afrika da Mısır'ın iktisadî ve siyasî dairesindeydi.

Mısır'ın bu özelliği Sanayi İnkılabından dünyada eskiye oranla büyük gelişmeler meydana geldi. Binlerce yıldan beri insanlığın kullandığı tabiî enerji kaynaklarına buhar enerjisi eklendi ve birim zamandan birim alandan alınan mal ve hizmet arttı, aşılamayan dağlar daha kolay aşıldı, mesafeler kısaldı. Dünya ekonomisi ve ticaret hacmi genişledi. Bunun sonucu olarak eskiden beri var olan sömürgecilik, bu dönemde olağanüstü boyutlara ulaştı. İngiltere, Fransa, Hollanda, Belçika, ilerleyen yıllarda Almanya ve Rusya'nın ulaşmadıkları sömürmedikleri yer kalmamıştı.

Bu dönemde sanayileşen ülkeler, artık kendi ülkelerinin kaynakları ile yetinmiyorlardı. Sanayi toplumlarının refahı devam ettirmek için hammadde kaynaklarına, pazarlara ve hammadde ile pazarlara giden ana kara ve deniz yollarının kontrolü hayatî önemi haizdi. Böyle bir dönemde elbette Mısır gene ön plana çıkacaktı. İşte 19. yüzyılda ortaya çıkan Mısır Meselesinin temelinde bu tarihî, iktisadî ve siyasî şartlar bulunmaktadır.
Tarihin gördüğü en büyük ve köklü medeniyet beşiği olan Mısır, daha çok antik tarihi ile anılmaktadır. Mısır'da kurulan medeniyet, dikkate alındığında bunun normal olduğu anlaşılır. Bin yıllara yayılan Mısır medeniyetinin temelinde coğrafî mevkiî ve bu zengin coğrafyanın bahşettiği üretim ekonomisi bulunmaktadır. Uzun süren medeniyetlere bakıldığında bunların üretim ekonomisine dayandığı görülür. Mısır'ın coğrafyası değişmediğine göre bu özelliğinden doğan önemi aslında tarihin hiçbir döneminde değişmemiştir. Roma, Bizans, İslam devletleri hâkimiyeti ve nihayet Osmanlı idaresinde de Mısır her bakımdan önemliydi. Sadece Akdeniz üzerinden Kızıldeniz'e bir güzergâh değil, aynı zamanda geniş tarım alanlarıyla çevresini ve tabi olduğu ülkeleri besleyen bir ülkeydi. Roma, Bizans ve Osmanlı döneminde büyük şehirlerin, bu bağlamda İstanbul'un buğday ve pirinci Mısır'dan gelirdi. Kızıldeniz'den Hint Okyanusu'na, öte yandan Doğu Afrika'ya, açılan önemli bir mevkideydi. Sudan'dan başlayarak, bütün kuzey Afrika da Mısır'ın iktisadî ve siyasî dairesindeydi.

Mısır'ın bu özelliği Sanayi İnkılabından dünyada eskiye oranla büyük gelişmeler meydana geldi. Binlerce yıldan beri insanlığın kullandığı tabiî enerji kaynaklarına buhar enerjisi eklendi ve birim zamandan birim alandan alınan mal ve hizmet arttı, aşılamayan dağlar daha kolay aşıldı, mesafeler kısaldı. Dünya ekonomisi ve ticaret hacmi genişledi. Bunun sonucu olarak eskiden beri var olan sömürgecilik, bu dönemde olağanüstü boyutlara ulaştı. İngiltere, Fransa, Hollanda, Belçika, ilerleyen yıllarda Almanya ve Rusya'nın ulaşmadıkları sömürmedikleri yer kalmamıştı.

Bu dönemde sanayileşen ülkeler, artık kendi ülkelerinin kaynakları ile yetinmiyorlardı. Sanayi toplumlarının refahı devam ettirmek için hammadde kaynaklarına, pazarlara ve hammadde ile pazarlara giden ana kara ve deniz yollarının kontrolü hayatî önemi haizdi. Böyle bir dönemde elbette Mısır gene ön plana çıkacaktı. İşte 19. yüzyılda ortaya çıkan Mısır Meselesinin temelinde bu tarihî, iktisadî ve siyasî şartlar bulunmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat