Parma Manastırı

Stok Kodu:
9786053242598
Boyut:
135-200
Sayfa Sayısı:
306
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2000
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
6.83
5.46
9786053242598
526034
Parma Manastırı
Parma Manastırı
5.46
General Bonaparte, 15 Mayıs 1796'da Lodi Köprüsü'nü aşan o genç ordusunun başında Milano'ya girdi, İskender'le, Sezar'a bunca yüzyıl sonra bir halef çıktığını dünyaya gösterdi. Daha Fransızların gelişinden sekiz gün önceye dek Milanolular onları bir haydut çetesinden başka bir şey saymıyorlardı..

Ortaçağda, Cumhuriyetçi Lombardiyalılar, Fransızlarınkine eşit bir yiğitlik göstermişler, bu nedenle de şehirlerin Alman imparatorlarınca taş taş üstünde kalmamacasına yıkıldığını görmeyi hak etmişlerdi. O günden sonra da sadık uyruklar haline gelmişlerdi. Soylu yada zengin bir ailenin kızı evlenince pembe taraftan küçücük mendiller üzerine maniler basmak da başlıca işleri olmuştu. Hayatındaki bu büyük olaydan iki, üç yıl sonra bu kız bir erkek arkadaş edinirdi. Kimi zaman kocanın ailesince seçilen bu arkadaşın adı nikah sözleşmesinde önemli yer tutardı. Çok geçmeden yeni ve tutkulu alışkanlıklar boy gösterirdi. Avusturya alayının gidişiyle birlikte canını tehlikeye atmak moda oldu. Yüzlerce yıl süren yavan duygulardan sonra yurdunu gerçek bir sevgiyle sevmek, yiğitçe işler peşinde koşmak gerektiğini herkes anladı. V. Carlos'un, II. Felipe'nin zorbalık idaresinin sürüp gitmesi yüzünden, halk derin karanlıklara gömülmüştü. İkisinin de heykelleri alaşağı edildi.
General Bonaparte, 15 Mayıs 1796'da Lodi Köprüsü'nü aşan o genç ordusunun başında Milano'ya girdi, İskender'le, Sezar'a bunca yüzyıl sonra bir halef çıktığını dünyaya gösterdi. Daha Fransızların gelişinden sekiz gün önceye dek Milanolular onları bir haydut çetesinden başka bir şey saymıyorlardı..

Ortaçağda, Cumhuriyetçi Lombardiyalılar, Fransızlarınkine eşit bir yiğitlik göstermişler, bu nedenle de şehirlerin Alman imparatorlarınca taş taş üstünde kalmamacasına yıkıldığını görmeyi hak etmişlerdi. O günden sonra da sadık uyruklar haline gelmişlerdi. Soylu yada zengin bir ailenin kızı evlenince pembe taraftan küçücük mendiller üzerine maniler basmak da başlıca işleri olmuştu. Hayatındaki bu büyük olaydan iki, üç yıl sonra bu kız bir erkek arkadaş edinirdi. Kimi zaman kocanın ailesince seçilen bu arkadaşın adı nikah sözleşmesinde önemli yer tutardı. Çok geçmeden yeni ve tutkulu alışkanlıklar boy gösterirdi. Avusturya alayının gidişiyle birlikte canını tehlikeye atmak moda oldu. Yüzlerce yıl süren yavan duygulardan sonra yurdunu gerçek bir sevgiyle sevmek, yiğitçe işler peşinde koşmak gerektiğini herkes anladı. V. Carlos'un, II. Felipe'nin zorbalık idaresinin sürüp gitmesi yüzünden, halk derin karanlıklara gömülmüştü. İkisinin de heykelleri alaşağı edildi.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat