Parti İçi Demokrasi

Stok Kodu:
9786051461106
Boyut:
145-205
Sayfa Sayısı:
270
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2015-02
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%20 indirimli
10.50
8.40
9786051461106
390462
Parti İçi Demokrasi
Parti İçi Demokrasi
8.4
Parti İçi Demokrasi- adını taşıyan, 2002 yılında doktora tezi olarak hazırladığım bu kitabın baskısı uzun yıllar önce bitmişti. Parti içi demokrasinin gerçekleşmediği ve fakat bu konuda geri gidişlerin olduğunun gözlemlendiği bu süreçte, kitabın konusunun halen güncelliğini ve önemini koruduğu düşünülmektedir.
Gerçekten de, günümüzde Türkiye'de yaşanan siyasi sorunların büyük çoğunluğu, siyasi partilerdeki parti içi demokrasinin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bu kitabın ilk baskısının yapıldığı tarihten bu yana 10 yıldan fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen, Türkiye, demokratik gelişmişlik bakımından dünyada yetmişinci sıradan daha yukarılara tırmanmayı ne yazık ki başaramamıştır. Ekonomik, sosyal ve diğer bakımlardan kayda değer gelişmeler gösteren, Türkiye'de anılan unsurlardaki ilerlemeler, gelişmiş bir demokratik anayasal kurumsallaşma ile taçlandırılmadığı sürece devamlılığını koruyamayacaktır.
Türkiye'de demokrasinin kurumsallaşmasının ön şartı ise kuşkusuz, katılımcı, çoğulcu, sivil ve demokratik yeni bir anayasanın yapılması ve halk oyuyla kabul edilmesidir. Tersi durumda, yapılış sürecindeki kimi sorunlar nedeniyle meşruiyeti tartışmalı, onlarca kez yapılan değişikliklerle kendi mantıki iç tutarlılığını büyük ölçüde yitirmiş ve vesayetçi bir anlayışı yansıtan, yürürlükteki 1982 Anayasası ile Türkiye'nin emin adımlarla geleceğe ilerlemesi olanaklı görünmemektedir.
Diğer taraftan parti içi demokrasinin yaşama geçmesi için, yeni anayasa yapıldıktan sonra, süratle çağdaş ve demokratik ilkelere uygun olarak siyasi partiler kanunu ve diğer mevzuat çalışmalarının yapılması da şarttır. Kuşkusuz bu anılan değişikliklerin etkili olabilmesi büyük ölçüde, siyasi partilerin program, mevzuat ve tüzüklerini aynı yönde değiştirmelerine bağlıdır.
Elbette tüm bunların yapılabilmesi için öncelikle güçlü bir istek ve toplumsal irade gerekir. Zira bu denli köklü anayasal ve yasal değişiklikler köklü zihinsel ve kültürel değişiklikler olmadan gerçekleştirilemez. Bu nedenle toplumumuzun her ferdi, demokrasimizi kurumsallaştıracak yeni anayasanın yapılması ve parti içi demokrasinin gerçekleştirilmesi için sürekli talepkar olmalı ve bunlar yaşama geçene kadar toplumsal baskıyı sürdürmelidir.
Kitabın ikinci basısında, birinci basıya göre esasa ilişkin fazlaca bir değişiklik yapılmamış; birinci basıda bulunduğu düşünülen kimi yazım hataları düzeltilmekle yetinilmiştir.
Parti İçi Demokrasi- adını taşıyan, 2002 yılında doktora tezi olarak hazırladığım bu kitabın baskısı uzun yıllar önce bitmişti. Parti içi demokrasinin gerçekleşmediği ve fakat bu konuda geri gidişlerin olduğunun gözlemlendiği bu süreçte, kitabın konusunun halen güncelliğini ve önemini koruduğu düşünülmektedir.
Gerçekten de, günümüzde Türkiye'de yaşanan siyasi sorunların büyük çoğunluğu, siyasi partilerdeki parti içi demokrasinin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bu kitabın ilk baskısının yapıldığı tarihten bu yana 10 yıldan fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen, Türkiye, demokratik gelişmişlik bakımından dünyada yetmişinci sıradan daha yukarılara tırmanmayı ne yazık ki başaramamıştır. Ekonomik, sosyal ve diğer bakımlardan kayda değer gelişmeler gösteren, Türkiye'de anılan unsurlardaki ilerlemeler, gelişmiş bir demokratik anayasal kurumsallaşma ile taçlandırılmadığı sürece devamlılığını koruyamayacaktır.
Türkiye'de demokrasinin kurumsallaşmasının ön şartı ise kuşkusuz, katılımcı, çoğulcu, sivil ve demokratik yeni bir anayasanın yapılması ve halk oyuyla kabul edilmesidir. Tersi durumda, yapılış sürecindeki kimi sorunlar nedeniyle meşruiyeti tartışmalı, onlarca kez yapılan değişikliklerle kendi mantıki iç tutarlılığını büyük ölçüde yitirmiş ve vesayetçi bir anlayışı yansıtan, yürürlükteki 1982 Anayasası ile Türkiye'nin emin adımlarla geleceğe ilerlemesi olanaklı görünmemektedir.
Diğer taraftan parti içi demokrasinin yaşama geçmesi için, yeni anayasa yapıldıktan sonra, süratle çağdaş ve demokratik ilkelere uygun olarak siyasi partiler kanunu ve diğer mevzuat çalışmalarının yapılması da şarttır. Kuşkusuz bu anılan değişikliklerin etkili olabilmesi büyük ölçüde, siyasi partilerin program, mevzuat ve tüzüklerini aynı yönde değiştirmelerine bağlıdır.
Elbette tüm bunların yapılabilmesi için öncelikle güçlü bir istek ve toplumsal irade gerekir. Zira bu denli köklü anayasal ve yasal değişiklikler köklü zihinsel ve kültürel değişiklikler olmadan gerçekleştirilemez. Bu nedenle toplumumuzun her ferdi, demokrasimizi kurumsallaştıracak yeni anayasanın yapılması ve parti içi demokrasinin gerçekleştirilmesi için sürekli talepkar olmalı ve bunlar yaşama geçene kadar toplumsal baskıyı sürdürmelidir.
Kitabın ikinci basısında, birinci basıya göre esasa ilişkin fazlaca bir değişiklik yapılmamış; birinci basıda bulunduğu düşünülen kimi yazım hataları düzeltilmekle yetinilmiştir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat