Pazartesi Ya Da Salı

Stok Kodu:
9786058017894
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
224
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-12
Çeviren:
İlknur Özdemir
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
7.50
6.00
9786058017894
485344
Pazartesi Ya Da Salı
Pazartesi Ya Da Salı
6
Pazartesi ya da Salı
Virginia Woolf'un edebiyat alanında ilk çalışmaları 1900'lerin başından itibaren gazetelerde
yayımlanmaya başladı. Romandan önce öyküyle edebiyat dünyasına adım atan Woolf'un,
sonrasında romanlarında sıkça yer vereceği, uygulayacağı bilinçakışı tekniğinin ayak sesleri
bu öykülerinde hissediliyordu.
Bu kitabın başında yer verdiğimiz "Phyllis ve Rosamund"un, Virginia Woolf'un ilk öyküsü
olduğu düşünülüyor. Kitabın sonundaki "Kaplıca" ise ölümünden kısa bir süre önce, 1941'de
tamamladığı son öyküsü. Bu iki öyküyü ve aralarında kalan ve 35 yıllık yazarlık sürecinde
yazdığı etkileyici öyküleri okumak yazarın öykücülüğündeki gelişmeyi göstermesi
bakımından ilginç bir deneyim.
"Hayatı herhangi bir şeyle kıyaslamak istersek onu saatte yüz kilometre hızla metronun
içinde savrulmaya benzetebiliriz - öbür uca vardığımızda saçlarımızda tek bir toka bile
kalmaz. Postanede mektup kutusunun deliğinden içeri atılan ambalajlı paketler gibi
tepetaklak düşeriz çirişotu tarlalarına. Yarış atlarının kuyrukları gibi geriye savrulur
Pazartesi ya da Salı
Virginia Woolf'un edebiyat alanında ilk çalışmaları 1900'lerin başından itibaren gazetelerde
yayımlanmaya başladı. Romandan önce öyküyle edebiyat dünyasına adım atan Woolf'un,
sonrasında romanlarında sıkça yer vereceği, uygulayacağı bilinçakışı tekniğinin ayak sesleri
bu öykülerinde hissediliyordu.
Bu kitabın başında yer verdiğimiz "Phyllis ve Rosamund"un, Virginia Woolf'un ilk öyküsü
olduğu düşünülüyor. Kitabın sonundaki "Kaplıca" ise ölümünden kısa bir süre önce, 1941'de
tamamladığı son öyküsü. Bu iki öyküyü ve aralarında kalan ve 35 yıllık yazarlık sürecinde
yazdığı etkileyici öyküleri okumak yazarın öykücülüğündeki gelişmeyi göstermesi
bakımından ilginç bir deneyim.
"Hayatı herhangi bir şeyle kıyaslamak istersek onu saatte yüz kilometre hızla metronun
içinde savrulmaya benzetebiliriz - öbür uca vardığımızda saçlarımızda tek bir toka bile
kalmaz. Postanede mektup kutusunun deliğinden içeri atılan ambalajlı paketler gibi
tepetaklak düşeriz çirişotu tarlalarına. Yarış atlarının kuyrukları gibi geriye savrulur
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat