Pervanenin Rüyası

Stok Kodu:
9789759089917
Boyut:
110-180
Sayfa Sayısı:
166
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
4.00
3.20
9789759089917
164440
Pervanenin Rüyası
Pervanenin Rüyası
3.20
Osmanlı dehasının her alanda zirveleştiği 16. yüzyıl. Tabiri diğerle Muhteşem Yüzyıl.. Şimdilerde bu isim o dönemi anlatan bir televizyon dizisinin de ismi aynı zamanda. Bu diziye ait eksik ya da güdük, doğru ya da yanlış değerlendirmeler bir yana, Sultan Süleyman'la birlikte Mimar Sinan'ın, Fuzulî ve Bakî'nin eserleriyle hüküm ferma olduğu döneme farklı açıdan bakan bir romanla karşı karşıyayız. Vedat Ali Tok imzasıyla Sütun Yayınları tarafından yayınlanan Pervanenin Rüyası isimli eser, dönemin yaşanmışlıklarına hiç bakılmamış bir yerden 'şairlerin' penceresinden bakıyor. Ve romanın merkezine Fuzulî'yi koyuyor. Bağdat Seferi neticesinde fethedilen şehirde Fuzulî'yi gören roman anlatıcısı, Fuzulî'yi tanımaya ve tanıtmaya çalışırken aynı zamanda devrin dişe dokunur hadiselerine de ışık tutuyor. Fuzûlî'yi bulmak ve onunla konuşmak için sarf edilen çaba sırasında Kanuni'nin hanımı Hürrem, vezirleri, çocukları Mustafa, Bayezid, Selim ve bunlar arasındaki gizli ya da aşikâr kavgaları da ortaya koyuyor. Osmanlı'nın en haşmetli döneminde bu tür kavgaların yaşanması normaldir. Anormal olan ise koca bir devri sadece kavgaların kısır dünyasına sıkıştırmak olacaktır. Muhteşemliğin ardındaki kahramanlığı, savfet ve samimiyeti arayan bu kitap ihtiras ve kavgaların çok ötesinde bir aşk deryası Fuzûli'yi merkeze alarak okuyucusunu farklı bir iklimin içine çekiyor. Roman her türlü ihtişamın yaşandığı bir dönemde yalnızlığı seçen ve bir kulübeye kendini terk eden Fuzulî'yi yakalıyor ve onunla konuşuyor. Fuzulî ile halleşiyor adeta. Yazdıkları, söyledikleri, arzuları, yaptıkları ve yapamadıkları üzerine sohbet ediyor. Onun şiirden anladığı, hayatı anlamlandırma biçimini sorguluyor. Neden bu kadar ünlü olup, Sultan Süleyman'ın methiyesini kazanıp da payitahta taşınmadığının cevabını buluyor. Şiir nedir, şair kimdir? Niçin yazar? Şair'in güzel şeyler yazması için kendini yalnızlığa mı itmesi lazımdır? Faydasız şiir hangisidir? İlim mi önemlidir, şiir mi? Kişinin şiir yazmaması gereken yasaklı dönemi hangisidir? Leylâ ile Mecnûn yazma fikri ne zaman ve neden geldi aklına? İşte bu tür soruları devrin büyük söz sultanı, Bağdat'ın fethini haber veren bir kâşif Fuzûli cevaplıyor, Pervanenin Rüyası'nda. Bu kitapta Sultan Süleyman'la birlikte Hürrem Sultan, Vezir İbrahim Paşa, Hayatî, Zâtî, Bakî de var, Sinân da. Fuzulî ise saklı bir umman, onun sanat şiir ve kitap üzerine düşündüklerini okumak bir ayrıcalık. Beyitleri üzerine söyleşmek ise farklı bir tat bırakıyor insan aklında. Pervane'nin Rüyası, muhteşem yüzyılda yaşananları sizi yanlışa düşürmeden, nefrete boğmadan, bin bir entrikanın içinde paralamadan en sade haliyle aktarıyor.
Osmanlı dehasının her alanda zirveleştiği 16. yüzyıl. Tabiri diğerle Muhteşem Yüzyıl.. Şimdilerde bu isim o dönemi anlatan bir televizyon dizisinin de ismi aynı zamanda. Bu diziye ait eksik ya da güdük, doğru ya da yanlış değerlendirmeler bir yana, Sultan Süleyman'la birlikte Mimar Sinan'ın, Fuzulî ve Bakî'nin eserleriyle hüküm ferma olduğu döneme farklı açıdan bakan bir romanla karşı karşıyayız. Vedat Ali Tok imzasıyla Sütun Yayınları tarafından yayınlanan Pervanenin Rüyası isimli eser, dönemin yaşanmışlıklarına hiç bakılmamış bir yerden 'şairlerin' penceresinden bakıyor. Ve romanın merkezine Fuzulî'yi koyuyor. Bağdat Seferi neticesinde fethedilen şehirde Fuzulî'yi gören roman anlatıcısı, Fuzulî'yi tanımaya ve tanıtmaya çalışırken aynı zamanda devrin dişe dokunur hadiselerine de ışık tutuyor. Fuzûlî'yi bulmak ve onunla konuşmak için sarf edilen çaba sırasında Kanuni'nin hanımı Hürrem, vezirleri, çocukları Mustafa, Bayezid, Selim ve bunlar arasındaki gizli ya da aşikâr kavgaları da ortaya koyuyor. Osmanlı'nın en haşmetli döneminde bu tür kavgaların yaşanması normaldir. Anormal olan ise koca bir devri sadece kavgaların kısır dünyasına sıkıştırmak olacaktır. Muhteşemliğin ardındaki kahramanlığı, savfet ve samimiyeti arayan bu kitap ihtiras ve kavgaların çok ötesinde bir aşk deryası Fuzûli'yi merkeze alarak okuyucusunu farklı bir iklimin içine çekiyor. Roman her türlü ihtişamın yaşandığı bir dönemde yalnızlığı seçen ve bir kulübeye kendini terk eden Fuzulî'yi yakalıyor ve onunla konuşuyor. Fuzulî ile halleşiyor adeta. Yazdıkları, söyledikleri, arzuları, yaptıkları ve yapamadıkları üzerine sohbet ediyor. Onun şiirden anladığı, hayatı anlamlandırma biçimini sorguluyor. Neden bu kadar ünlü olup, Sultan Süleyman'ın methiyesini kazanıp da payitahta taşınmadığının cevabını buluyor. Şiir nedir, şair kimdir? Niçin yazar? Şair'in güzel şeyler yazması için kendini yalnızlığa mı itmesi lazımdır? Faydasız şiir hangisidir? İlim mi önemlidir, şiir mi? Kişinin şiir yazmaması gereken yasaklı dönemi hangisidir? Leylâ ile Mecnûn yazma fikri ne zaman ve neden geldi aklına? İşte bu tür soruları devrin büyük söz sultanı, Bağdat'ın fethini haber veren bir kâşif Fuzûli cevaplıyor, Pervanenin Rüyası'nda. Bu kitapta Sultan Süleyman'la birlikte Hürrem Sultan, Vezir İbrahim Paşa, Hayatî, Zâtî, Bakî de var, Sinân da. Fuzulî ise saklı bir umman, onun sanat şiir ve kitap üzerine düşündüklerini okumak bir ayrıcalık. Beyitleri üzerine söyleşmek ise farklı bir tat bırakıyor insan aklında. Pervane'nin Rüyası, muhteşem yüzyılda yaşananları sizi yanlışa düşürmeden, nefrete boğmadan, bin bir entrikanın içinde paralamadan en sade haliyle aktarıyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat