Peygamberimizin Mucizeleri

Stok Kodu:
9789756836064
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
208
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2002-12
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
2.75
2.20
9789756836064
6249
Peygamberimizin Mucizeleri
Peygamberimizin Mucizeleri
2.202
Hazreti Câbir anlatıyor: "Bin beşyüz kadar sahabi, Hudeybiye Gazvesinde susamıştık. Peygamber Efendimiz, "kırba" adı verilen bir deri tulum içindeki sudan abdest aldıktan sonra elini onun içine soktu. Gördüm ki, parmaklarından oluk oluk su akıyordu. Daha sonra bin beşyüz kişi sırayla geldi ve doya doya içip, kaplarını o kırbadan doldurdular." Hazreti Salim, bu mucizeyi gören Hazreti Câbir'den sormuş: "Kaç kişiydiniz'" Câbir demiş ki: "Binbeşyüz kişiydik. Fakat yüzbin kişi de olsaydı, o su yetecekti." Bulutlar, güvercinler ve melekler; güneşten rahatsız olmaması için O Peygambere gölge yaptı. Örümcekler; O'nun sığındığı mağarayı bulan müşrikleri yanıltmak için, mağara kapısına ağ ördü. Ağaçlar; kendisini görebilmek için, köklerini yerden söküp O şefkâtli Resûl'ün yanına geldiler. En vahşî hayvanlar bile O'na itaat ettiler, O'nun için konuştular, dertlerini O'na açtılar. Çölde susuz kalan İslâm Ordusu, O'nun parmaklarından akan sularla susuzluğunu giderdi. Ay; O'nun bir işaretiyle ikiye ayrılırken; taşlar O'nun avucunda Allah'ı zikretti. İşte O, öyle bir Peygamberdi. Ve bizleri çok seviyordu.
Hazreti Câbir anlatıyor: "Bin beşyüz kadar sahabi, Hudeybiye Gazvesinde susamıştık. Peygamber Efendimiz, "kırba" adı verilen bir deri tulum içindeki sudan abdest aldıktan sonra elini onun içine soktu. Gördüm ki, parmaklarından oluk oluk su akıyordu. Daha sonra bin beşyüz kişi sırayla geldi ve doya doya içip, kaplarını o kırbadan doldurdular." Hazreti Salim, bu mucizeyi gören Hazreti Câbir'den sormuş: "Kaç kişiydiniz'" Câbir demiş ki: "Binbeşyüz kişiydik. Fakat yüzbin kişi de olsaydı, o su yetecekti." Bulutlar, güvercinler ve melekler; güneşten rahatsız olmaması için O Peygambere gölge yaptı. Örümcekler; O'nun sığındığı mağarayı bulan müşrikleri yanıltmak için, mağara kapısına ağ ördü. Ağaçlar; kendisini görebilmek için, köklerini yerden söküp O şefkâtli Resûl'ün yanına geldiler. En vahşî hayvanlar bile O'na itaat ettiler, O'nun için konuştular, dertlerini O'na açtılar. Çölde susuz kalan İslâm Ordusu, O'nun parmaklarından akan sularla susuzluğunu giderdi. Ay; O'nun bir işaretiyle ikiye ayrılırken; taşlar O'nun avucunda Allah'ı zikretti. İşte O, öyle bir Peygamberdi. Ve bizleri çok seviyordu.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat