Peygamberimizin Mutlu Yuvası (a.s.m.) (Set) Hz. Hatice-Hz. Aişe-Hz. Ümmü Seleme-Hz. Zeynep-Hz. Fatıma

Stok Kodu:
9789752099207
Boyut:
135-215
Sayfa Sayısı:
80
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2011-03
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
4.17
3.33
9789752099207
129836
Peygamberimizin Mutlu Yuvası (a.s.m.) (Set)
Peygamberimizin Mutlu Yuvası (a.s.m.) (Set) Hz. Hatice-Hz. Aişe-Hz. Ümmü Seleme-Hz. Zeynep-Hz. Fatıma
3.333
PEYGAMBERİMİZİN EN SEVDİĞİ HANIM Hz. AİŞE Peygamberimiz, sevgili eşi Hz. Aişeyi çok severdi. Ve ona olan sevgisini sık sık dile getirirdi. Bununla da yetinmez, sevgisini göstermek için ona sevimli isimler takardı. Mesela beyaz tenli olduğu için zaman zaman Hümeyra yani Kırmızıcık derdi ona. Hz. Âişe de Peygamber Efendimizi çok severdi. Ve onun kendisini ne kadar çok sevdiğini bilirdi. Ama yine de bunu duymaktan çok hoşlanırdı. Bir gün, Peygamber Efendimize: - Beni nasıl seviyorsun, diye sordu. Peygamber Efendimiz: - Kör düğüm gibi, diyerek onu ne kadar çok sevdiğini ifade etti. Hz. Aişe bu sevgiye layık bir hanımdı. Güzel ahlakıyla ve ilmiyle örnek bir hanımefendiydi. Öylesine bilgiliydi ki, evi, ondan bir şeyler öğrenmek için gelenlerle dolup taşardı. İslam dünyasının dört bir tarafından gelen insanlar, ondan güzel şeyler öğrenirlerdi. Akıllarına takılan soruların cevaplarını ondan alırlardı. Hayatının sonuna kadar bu böyle devam etti. Hz. Aişe son nefesini verene dek etrafını aydınlatmaya devam etti. PEYGAMBERİMİZİN GÜL GONCASI Hz. FATIMA Hz. Fatıma, Peygamber Efendimizin en küçük kızıydı. Başta babası olmak üzere ailesindeki ve çevresindeki herkesle yakından ilgilenen sevgi dolu bir hanımdı. Yakın uzak herkesin acı ve tatlı anlarını, hüzün ve mutluluklarını paylaşırdı. Fakirlere ve yetimlere sahip çıkar, onlara yardım ederdi. Çocukları çok sever, onlarla yakından ilgilenirdi. Bunun için çevresindekiler onu çok sever, ona güzel isimlerle seslenirlerdi. Mesela, nadide bir çiçeğe benzediği için Zehrâ; yanlış davranışlardan yüz çevirdiği, Allaha yöneldiği için Betül derlerdi. Kötülüklerden uzak durmayı başarabildiği için Tâhire; babasına çok düşkün olduğu, hep onu korumaya çalıştığı için Ümmü Ebîhâ yani Babasının Annesi diye çağırırlardı. Peygamber Efendimiz tarafından çok sevildiği ve hem dış görünüşü hem de kişiliğiyle ona çok benzediği için de Binti Ebîhâ yani Babasının Kızı lakabıyla hitap ederlerdi. SABRIN ZİRVESİNDEKİ HANIM Hz. ÜMMÜ SELEME Hz. Ümmü Seleme, cesur ve kararlı bir hanımdı. Ailesinin ve akrabalarının baskılarına aldırmadan İslamı kabul etmişti. Tüm zorluklara karşı direnmeyi bilmişti. Bu uğurda eşinden ve oğlundan ayrı düşmüş, ancak bu acıya bile katlanmıştı. Tüm hayatı hasretle geçmişti. Çok çalışkan, gayretli ve zeki bir hanımdı Hz. Ümmü Seleme... Ayrıca dikkatli ve duyarlıydı. Çevresinde olup bitenlerle ilgilenir, problemleri çözmeye gayret ederdi. Bilmediği, yetersiz kaldığı konulardaysa Peygamberimize danışırdı. Kafasına takılan her soruyu ona sorardı. Bu sayede hem kendisi hem de başkaları pek çok şey öğrenirdi Peygamber Efendimizden... Hz. Ümmü Seleme, ilme ve öğrenmeye çok önem verirdi. Çocuklarının eğitimiyle de yakından ilgilenirdi. Dört çocuğunu da âlim olarak yetiştirdi. Ayrıca birçok âlimin yetişmesine de katkıda bulundu. Bunlardan biri de sütannelik yaptığı büyük âlim Hasan-ı Basrîydi. PEYGAMBERİMİZİN VEFAKÂR EŞİ Hz. HATİCE Peygamber Efendimizin eşi Hz. Hatice akıllı, becerikli ve iyi ahlaklı bir hanımdı. Başarılı bir iş kadını, dürüst bir tüccardı. Her haliyle ve davranışıyla örnek bir hanımefendiydi. Bunun için de etrafındaki herkesin sevgisini ve saygısını kazanmıştı. Mekkeliler kişiliğine ve ahlakına öylesine hayranlardı ki ona güzel lakaplar vermişlerdi. Ne kadar güçlü olduğunu anlatmak için Kureyşli Kadınların Hanımefendisi demişlerdi. Ne denli güzel ahlaklı olduğunu ifade etmek için de Tâhire yani Tertemiz bir hanımefendi diye seslenmişlerdi. Hz. Hatice tüm bu güzel özelliklerinin yanı sıra çok da iyi bir anneydi. Fedakâr bir eşti. Sevgili Peygamberimizin can dostuydu. Onun teselli kaynağı ve en önemli destekçisiydi. Hz. Hatice, Allaha ve Peygamber Efendimize iman eden ilk insandı. İlk vahyin ardından hemen iman etmiş ve hayatı boyunca Peygamber Efendimize bu yolda destek olmuştu. Onun için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamış, elinden geldiğince ona yardımcı olmaya çalışmıştı. PEYGAMBERİMİZİN SEVGİLİ KIZI Hz. ZEYNEP Peygamber Efendimizin ilk kızıydı. Birbirlerini çok seven dört kız kardeşin en büyüğüydü. Rukiye, Ümmü Gülsüm ve Fatımanın ablasıydı. Peygamberimiz hem onu hem de diğer kızlarını çok sever, yeri geldikçe Kız babasıyım diye övünürdü. Hz. Zeynep, kişiliği ve terbiyesiyle herkesi kendisine hayran bırakan bir hanımefendiydi. İnsanları iyiliğe çağıran bir peygamber kızıydı. İnançlı, sabırlı ve güçlü bir hanımdı. Hayırlı bir evlattı. Vahyin gelişini ilk öğrenenlerden ve ilk iman edenlerdendi. Peygamber Efendimizin yaşadığı tüm sıkıntıların da en yakın şahidiydi. Ve onun en önemli destekçilerindendi. Müşriklerin kötülüklerine karşı hep babasının yanındaydı. Onu teselli etmek, ona yardımcı olmak için elinden geleni yapardı. Hz. Zeynep, her zorluğa katlanan vefalı bir eş, fedakâr bir anneydi. İnancı uğruna, yıllarca eşinden ayrı kaldı. Ancak türlü zorluğa ve hasretle geçen yıllara rağmen hep sabretti. Dua etti. Hayatıyla, sabrın ve duanın gücünü gösteren bir ibret hikâyesi yazdı.
PEYGAMBERİMİZİN EN SEVDİĞİ HANIM Hz. AİŞE Peygamberimiz, sevgili eşi Hz. Aişeyi çok severdi. Ve ona olan sevgisini sık sık dile getirirdi. Bununla da yetinmez, sevgisini göstermek için ona sevimli isimler takardı. Mesela beyaz tenli olduğu için zaman zaman Hümeyra yani Kırmızıcık derdi ona. Hz. Âişe de Peygamber Efendimizi çok severdi. Ve onun kendisini ne kadar çok sevdiğini bilirdi. Ama yine de bunu duymaktan çok hoşlanırdı. Bir gün, Peygamber Efendimize: - Beni nasıl seviyorsun, diye sordu. Peygamber Efendimiz: - Kör düğüm gibi, diyerek onu ne kadar çok sevdiğini ifade etti. Hz. Aişe bu sevgiye layık bir hanımdı. Güzel ahlakıyla ve ilmiyle örnek bir hanımefendiydi. Öylesine bilgiliydi ki, evi, ondan bir şeyler öğrenmek için gelenlerle dolup taşardı. İslam dünyasının dört bir tarafından gelen insanlar, ondan güzel şeyler öğrenirlerdi. Akıllarına takılan soruların cevaplarını ondan alırlardı. Hayatının sonuna kadar bu böyle devam etti. Hz. Aişe son nefesini verene dek etrafını aydınlatmaya devam etti. PEYGAMBERİMİZİN GÜL GONCASI Hz. FATIMA Hz. Fatıma, Peygamber Efendimizin en küçük kızıydı. Başta babası olmak üzere ailesindeki ve çevresindeki herkesle yakından ilgilenen sevgi dolu bir hanımdı. Yakın uzak herkesin acı ve tatlı anlarını, hüzün ve mutluluklarını paylaşırdı. Fakirlere ve yetimlere sahip çıkar, onlara yardım ederdi. Çocukları çok sever, onlarla yakından ilgilenirdi. Bunun için çevresindekiler onu çok sever, ona güzel isimlerle seslenirlerdi. Mesela, nadide bir çiçeğe benzediği için Zehrâ; yanlış davranışlardan yüz çevirdiği, Allaha yöneldiği için Betül derlerdi. Kötülüklerden uzak durmayı başarabildiği için Tâhire; babasına çok düşkün olduğu, hep onu korumaya çalıştığı için Ümmü Ebîhâ yani Babasının Annesi diye çağırırlardı. Peygamber Efendimiz tarafından çok sevildiği ve hem dış görünüşü hem de kişiliğiyle ona çok benzediği için de Binti Ebîhâ yani Babasının Kızı lakabıyla hitap ederlerdi. SABRIN ZİRVESİNDEKİ HANIM Hz. ÜMMÜ SELEME Hz. Ümmü Seleme, cesur ve kararlı bir hanımdı. Ailesinin ve akrabalarının baskılarına aldırmadan İslamı kabul etmişti. Tüm zorluklara karşı direnmeyi bilmişti. Bu uğurda eşinden ve oğlundan ayrı düşmüş, ancak bu acıya bile katlanmıştı. Tüm hayatı hasretle geçmişti. Çok çalışkan, gayretli ve zeki bir hanımdı Hz. Ümmü Seleme... Ayrıca dikkatli ve duyarlıydı. Çevresinde olup bitenlerle ilgilenir, problemleri çözmeye gayret ederdi. Bilmediği, yetersiz kaldığı konulardaysa Peygamberimize danışırdı. Kafasına takılan her soruyu ona sorardı. Bu sayede hem kendisi hem de başkaları pek çok şey öğrenirdi Peygamber Efendimizden... Hz. Ümmü Seleme, ilme ve öğrenmeye çok önem verirdi. Çocuklarının eğitimiyle de yakından ilgilenirdi. Dört çocuğunu da âlim olarak yetiştirdi. Ayrıca birçok âlimin yetişmesine de katkıda bulundu. Bunlardan biri de sütannelik yaptığı büyük âlim Hasan-ı Basrîydi. PEYGAMBERİMİZİN VEFAKÂR EŞİ Hz. HATİCE Peygamber Efendimizin eşi Hz. Hatice akıllı, becerikli ve iyi ahlaklı bir hanımdı. Başarılı bir iş kadını, dürüst bir tüccardı. Her haliyle ve davranışıyla örnek bir hanımefendiydi. Bunun için de etrafındaki herkesin sevgisini ve saygısını kazanmıştı. Mekkeliler kişiliğine ve ahlakına öylesine hayranlardı ki ona güzel lakaplar vermişlerdi. Ne kadar güçlü olduğunu anlatmak için Kureyşli Kadınların Hanımefendisi demişlerdi. Ne denli güzel ahlaklı olduğunu ifade etmek için de Tâhire yani Tertemiz bir hanımefendi diye seslenmişlerdi. Hz. Hatice tüm bu güzel özelliklerinin yanı sıra çok da iyi bir anneydi. Fedakâr bir eşti. Sevgili Peygamberimizin can dostuydu. Onun teselli kaynağı ve en önemli destekçisiydi. Hz. Hatice, Allaha ve Peygamber Efendimize iman eden ilk insandı. İlk vahyin ardından hemen iman etmiş ve hayatı boyunca Peygamber Efendimize bu yolda destek olmuştu. Onun için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamış, elinden geldiğince ona yardımcı olmaya çalışmıştı. PEYGAMBERİMİZİN SEVGİLİ KIZI Hz. ZEYNEP Peygamber Efendimizin ilk kızıydı. Birbirlerini çok seven dört kız kardeşin en büyüğüydü. Rukiye, Ümmü Gülsüm ve Fatımanın ablasıydı. Peygamberimiz hem onu hem de diğer kızlarını çok sever, yeri geldikçe Kız babasıyım diye övünürdü. Hz. Zeynep, kişiliği ve terbiyesiyle herkesi kendisine hayran bırakan bir hanımefendiydi. İnsanları iyiliğe çağıran bir peygamber kızıydı. İnançlı, sabırlı ve güçlü bir hanımdı. Hayırlı bir evlattı. Vahyin gelişini ilk öğrenenlerden ve ilk iman edenlerdendi. Peygamber Efendimizin yaşadığı tüm sıkıntıların da en yakın şahidiydi. Ve onun en önemli destekçilerindendi. Müşriklerin kötülüklerine karşı hep babasının yanındaydı. Onu teselli etmek, ona yardımcı olmak için elinden geleni yapardı. Hz. Zeynep, her zorluğa katlanan vefalı bir eş, fedakâr bir anneydi. İnancı uğruna, yıllarca eşinden ayrı kaldı. Ancak türlü zorluğa ve hasretle geçen yıllara rağmen hep sabretti. Dua etti. Hayatıyla, sabrın ve duanın gücünü gösteren bir ibret hikâyesi yazdı.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat