Riyakarlık

Stok Kodu:
9786056995934
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
382
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-06
Çeviren:
Damla Özpir
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
5.40
4.32
9786056995934
502464
Riyakarlık
Riyakarlık
4.32
Lirik bir felsefe metninin önsözü, bir evin girişi gibi olmalıdır;
ne yanındaki diğer evlerin kötü görünmesine yol açacak kadar
büyüleyici ne de evin odalarının merak edilmesini önleyecek kadar
sönük olmalıdır.
Ahlakın eleştirisine giriş olarak nitelendirebileceğimiz bu kitapta,
bazı okuyucular yazarın öznel hakikati üzerine avare bir şekilde takılı
kalmasına aldanıp öfkelenebilir. Tıpkı Montaigne gibi gereksiz
satırlara ilaveten, riyakârlık tapınaklarla sınırlı olsaydı, bu suçlama
nesnel olarak da temellendirilebilirdi. Fakat bu metinde konuşan dil
daha kapsamlı bir hükümranlığa sahip. O, siyasetteki her kılıktan
üçkâğıtçılık ve kurnazca demagojilerden nefret ediyor; edebiyat ise
onun bilgiçliği ve şarlatanı...
Yazarın lehine bir fırtına ummak; memnun edici aptalların tehdit
edici soluğuyla yelkenini şişirir. Kafaları kurbağa gibi; zehirli,
mücevhersiz ancak büyük bir kafa. Kılıcı kınından uzağa at, şiddetli
ve sert esen rüzgârda fırtınanın tadını çıkar; fikir affedilebilir fakat
akılsızlık asla!
"Sonrasında sövüp sayın, sersemler! Ağır suistimal içindesiniz.
İlhamımı lanetlemek için yüksek sesle tezahürat ediyorsunuz. Ne
şairin şöhretini zalim gülüşlerle doldurmak ne de onları küflenmiş
methiyelerle yakmak... Öfkeni serbest bırak, parlamasına izin verme.
Dostluk harap olduysa hiciv övülür" diyen yazara göre hakikat
korkuyla birlikte dikkate değer olandır; çünkü cesaret ve
kaygısızlık arkadan gelir.
Öfkenin, kanın ve öcün kısa duraksamasında biçimlenen bu
parlak sayfalarda söndürülememiş ateşin ışıltısı uğuldar. Şiddetle
gelen bitmemiş mücadele, genç bir şövalyenin özgür ruhuyla cüretli
yiğitliğini gösterir ve anılarını şöhret parşömenine kazır.
Ey okur, nadir bulunan yeteneklerin kime ait? Kaynağını keşfetmek
şarkıların med cezir kuralı! Ey sen, eleştirmenler okulunun uygun
gördüğü yeri dolduran üstat, şairliğin kılavuzu; köpüren atı
dizginlemek ancak irfanla olur. Geliyor; kürsünde diz çöküp kararını
sorgulayacak olan. İtiraz yok! Ürpertici çatık kaşların artık
gücendirmeyecek, sert serzenişlerin değişecek. Canını bağışlayan
bıçak değil; ah etmek yok! Dudaklardan dökülecek tüm ilham.
Karanlığı aydınlatan deruni bir arınmayla lüzumsuz olanı buda, hatalı
satırı çiz, mahsulü arttırmak için incelikleri öğrenmeye cüret et;
çiçeği zekâ, kökünü ses kıl!
Lirik bir felsefe metninin önsözü, bir evin girişi gibi olmalıdır;
ne yanındaki diğer evlerin kötü görünmesine yol açacak kadar
büyüleyici ne de evin odalarının merak edilmesini önleyecek kadar
sönük olmalıdır.
Ahlakın eleştirisine giriş olarak nitelendirebileceğimiz bu kitapta,
bazı okuyucular yazarın öznel hakikati üzerine avare bir şekilde takılı
kalmasına aldanıp öfkelenebilir. Tıpkı Montaigne gibi gereksiz
satırlara ilaveten, riyakârlık tapınaklarla sınırlı olsaydı, bu suçlama
nesnel olarak da temellendirilebilirdi. Fakat bu metinde konuşan dil
daha kapsamlı bir hükümranlığa sahip. O, siyasetteki her kılıktan
üçkâğıtçılık ve kurnazca demagojilerden nefret ediyor; edebiyat ise
onun bilgiçliği ve şarlatanı...
Yazarın lehine bir fırtına ummak; memnun edici aptalların tehdit
edici soluğuyla yelkenini şişirir. Kafaları kurbağa gibi; zehirli,
mücevhersiz ancak büyük bir kafa. Kılıcı kınından uzağa at, şiddetli
ve sert esen rüzgârda fırtınanın tadını çıkar; fikir affedilebilir fakat
akılsızlık asla!
"Sonrasında sövüp sayın, sersemler! Ağır suistimal içindesiniz.
İlhamımı lanetlemek için yüksek sesle tezahürat ediyorsunuz. Ne
şairin şöhretini zalim gülüşlerle doldurmak ne de onları küflenmiş
methiyelerle yakmak... Öfkeni serbest bırak, parlamasına izin verme.
Dostluk harap olduysa hiciv övülür" diyen yazara göre hakikat
korkuyla birlikte dikkate değer olandır; çünkü cesaret ve
kaygısızlık arkadan gelir.
Öfkenin, kanın ve öcün kısa duraksamasında biçimlenen bu
parlak sayfalarda söndürülememiş ateşin ışıltısı uğuldar. Şiddetle
gelen bitmemiş mücadele, genç bir şövalyenin özgür ruhuyla cüretli
yiğitliğini gösterir ve anılarını şöhret parşömenine kazır.
Ey okur, nadir bulunan yeteneklerin kime ait? Kaynağını keşfetmek
şarkıların med cezir kuralı! Ey sen, eleştirmenler okulunun uygun
gördüğü yeri dolduran üstat, şairliğin kılavuzu; köpüren atı
dizginlemek ancak irfanla olur. Geliyor; kürsünde diz çöküp kararını
sorgulayacak olan. İtiraz yok! Ürpertici çatık kaşların artık
gücendirmeyecek, sert serzenişlerin değişecek. Canını bağışlayan
bıçak değil; ah etmek yok! Dudaklardan dökülecek tüm ilham.
Karanlığı aydınlatan deruni bir arınmayla lüzumsuz olanı buda, hatalı
satırı çiz, mahsulü arttırmak için incelikleri öğrenmeye cüret et;
çiçeği zekâ, kökünü ses kıl!
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat