Ruhun Kadınları-Psikanalizin Öncü Kadınları

Stok Kodu:
9789750841774
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
280
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-02
Çeviren:
Öncel Naldemirci
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
6.11
4.89
9789750841774
439211
Ruhun Kadınları-Psikanalizin Öncü Kadınları
Ruhun Kadınları-Psikanalizin Öncü Kadınları
4.89
Psikanaliz çoğunlukla bir "erkek işi" olarak algılanmıştır. Ne ki psikanaliz tarihine kadınlar da, hem de daha ilk zamanlardan itibaren katkıda bulunmuştur. Hasta, ta¬lebe, pratisyen olmuş ve çoğu zaman hayatlarını tehlikeye atma pahasına Viyana'da Freud'un, Zürih'te Jung'un ortaya koydukları teorilerin geliştirilmesinde önemli rol oynamışlardır.
Yirminci yüzyılın başlarında psikanalizin öncü kadınları ruh hakkında ilk adımlarını atmaya başlamışlardır: İlk kadın psikanalist EmmaEckstein gibi, Freud'un sadık savu¬nucuları LouAndreas-Salomé ya da Marie Bonaparte gibi...
Erkek meslektaşları onlara önce şüpheyle bakar ama bir süre sonra üniversite sıra¬larını onlarla paylaşacaklardır. MargaretheHilferding tıp doktoru çıkar ve kapalı bir çevre olan Viyana Psikanaliz Derneği'ne kabul edilen ilk kadın olur.
1920'de, Lahey'deki kongrede neredeyse hepsi oradadır: Anna Freud, MelanieKlein, SabinaSpielrein, HeleneDeutsch, EugénieSokolnicka ve HerminevonHug-Hellmuth. Avrupa'da o dönemde kadınlar kendi davaları için harekete geçmişken, ruha gönül ve¬ren kadınlar bilinçdışı, kadın, cinsellik ve çocuk hakkında yeni bir bakış getirirler.
Ruhun Kadınları, kimi zaman trajik ama her zaman sıradışı bir hayat sürmüş yirminci yüzyılın on dört kadınını anlatıyor, anıyor. Onlar olmasaydı bugünün kadınları başka türlü düşünme hakkına sahip olamazdı.

IsabelleMonsKarşılaştırmalı edebiyat doktorası yapmıştır. Dişil yazın ve edebiyat sanat ilişkisi üzerine çalışmalarını yürütmektedir. 2012'de LouAndreas-Salomé adlı biyografiyi yayımlamıştır.
Psikanaliz çoğunlukla bir "erkek işi" olarak algılanmıştır. Ne ki psikanaliz tarihine kadınlar da, hem de daha ilk zamanlardan itibaren katkıda bulunmuştur. Hasta, ta¬lebe, pratisyen olmuş ve çoğu zaman hayatlarını tehlikeye atma pahasına Viyana'da Freud'un, Zürih'te Jung'un ortaya koydukları teorilerin geliştirilmesinde önemli rol oynamışlardır.
Yirminci yüzyılın başlarında psikanalizin öncü kadınları ruh hakkında ilk adımlarını atmaya başlamışlardır: İlk kadın psikanalist EmmaEckstein gibi, Freud'un sadık savu¬nucuları LouAndreas-Salomé ya da Marie Bonaparte gibi...
Erkek meslektaşları onlara önce şüpheyle bakar ama bir süre sonra üniversite sıra¬larını onlarla paylaşacaklardır. MargaretheHilferding tıp doktoru çıkar ve kapalı bir çevre olan Viyana Psikanaliz Derneği'ne kabul edilen ilk kadın olur.
1920'de, Lahey'deki kongrede neredeyse hepsi oradadır: Anna Freud, MelanieKlein, SabinaSpielrein, HeleneDeutsch, EugénieSokolnicka ve HerminevonHug-Hellmuth. Avrupa'da o dönemde kadınlar kendi davaları için harekete geçmişken, ruha gönül ve¬ren kadınlar bilinçdışı, kadın, cinsellik ve çocuk hakkında yeni bir bakış getirirler.
Ruhun Kadınları, kimi zaman trajik ama her zaman sıradışı bir hayat sürmüş yirminci yüzyılın on dört kadınını anlatıyor, anıyor. Onlar olmasaydı bugünün kadınları başka türlü düşünme hakkına sahip olamazdı.

IsabelleMonsKarşılaştırmalı edebiyat doktorası yapmıştır. Dişil yazın ve edebiyat sanat ilişkisi üzerine çalışmalarını yürütmektedir. 2012'de LouAndreas-Salomé adlı biyografiyi yayımlamıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat