Rüya Gözlüğü

Stok Kodu:
9786051751252
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
96
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-05
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
3.90
3.12
9786051751252
444717
Rüya Gözlüğü
Rüya Gözlüğü
3.12
Bu beyaz hasır şapkayı da kim geçirdi başıma? Her an bir şeyler yer değiştiriyor. Durmadan çok neşeli bir ortamdan çok karanlık bir ortama geçiyorum. Bir o, bir başkası. Ehsan'ım ölümümü soğukkanlılıkla izleyebilir. Neyse, anlayamadığım bir şeyler var, ucu karanlık! Meydana götürülecektim az sonra.

Dalgalı saçlarımı mis kokulu defne sabunuyla yıkamıştım. Her telinin üstünde nağmeler, öpücükler, gülücükler vardı. Fırfırlı elbisemin içinden göğüslerim taşmıştı dışarıya, dolgun ve beyaz. Ah mahallenin piçleri... Görmemeliydiniz beni bu halimle. Taşın toprağın sarmaladığı kutsal kentimde günahkardım...

Cehennem Vadi 'sinde katran kazanına atılmadan önce taşlanacaktım... İçimde bir sızı gezindi. Zeytin ağacının gölgesi, taş tapınaklar bizi kutsuyordu. Her şey bir anda var oluyor, tekrar yok oluyordu. Hızlı yaşamımda, hem kendimi görüyordum, hem de var olup yok olanları...

Oysa çaput bağlamıştım alıç ağacına, Ehsan'ımla buluşayım diye. Çözemiyordum bir türlü... Annem, ninem, kimsem yok mu? Yüzü maskeli erkeklerden korkuyorum, iyi kalpli babamı bile yanıma çağıramıyorum. Zavallıya sorarlar, "nedir kızının bu hali?" diye.
Bu beyaz hasır şapkayı da kim geçirdi başıma? Her an bir şeyler yer değiştiriyor. Durmadan çok neşeli bir ortamdan çok karanlık bir ortama geçiyorum. Bir o, bir başkası. Ehsan'ım ölümümü soğukkanlılıkla izleyebilir. Neyse, anlayamadığım bir şeyler var, ucu karanlık! Meydana götürülecektim az sonra.

Dalgalı saçlarımı mis kokulu defne sabunuyla yıkamıştım. Her telinin üstünde nağmeler, öpücükler, gülücükler vardı. Fırfırlı elbisemin içinden göğüslerim taşmıştı dışarıya, dolgun ve beyaz. Ah mahallenin piçleri... Görmemeliydiniz beni bu halimle. Taşın toprağın sarmaladığı kutsal kentimde günahkardım...

Cehennem Vadi 'sinde katran kazanına atılmadan önce taşlanacaktım... İçimde bir sızı gezindi. Zeytin ağacının gölgesi, taş tapınaklar bizi kutsuyordu. Her şey bir anda var oluyor, tekrar yok oluyordu. Hızlı yaşamımda, hem kendimi görüyordum, hem de var olup yok olanları...

Oysa çaput bağlamıştım alıç ağacına, Ehsan'ımla buluşayım diye. Çözemiyordum bir türlü... Annem, ninem, kimsem yok mu? Yüzü maskeli erkeklerden korkuyorum, iyi kalpli babamı bile yanıma çağıramıyorum. Zavallıya sorarlar, "nedir kızının bu hali?" diye.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat