9789753484510
482902
https://www.turkishbooks.com/books/ses-p482902.html
Ses
1.68
Bir kebapçıda karnımızı doyurduk ve bu esnada hemen
hemen hiçbir şey konuşmadık. Onu kandırmaya imkân
yoktu.
'Seni çağırıp zahmet verdik, affedersin!' de denilemezdi.
Ben bunları düşünürken kebapçıdan çıktık. Ali bir şey
söylemek ister gibi birkaç kere yutkundu ve boynunu
bükerek, 'Sizi mahcup çıkardım, beyim, sakın kusura
kalmayın!' dedi.
Sonra, hayret edilecek bir şeyden bahsediyormuş gibi,
gözlerini hafifçe açarak ilave etti: 'Ben o odada bir türlü
sesimi bulamadım!'
Ve yanımızdan ayrılıp gitti. Ertesi sabah, aramızda topladığımız birkaç lirayı kendisine
vermek ve onu Konya otobüslerine bindirip selametlemek
için Haymana Hanı'na giden arkadaşıma hancı, Sıvaslı
Ali'nin, sazını iki liraya satıp yol parası yaptığını ve şafakla
kalkan bir kamyona binip Konya yolunu tuttuğunu
söylemiş."
hemen hiçbir şey konuşmadık. Onu kandırmaya imkân
yoktu.
'Seni çağırıp zahmet verdik, affedersin!' de denilemezdi.
Ben bunları düşünürken kebapçıdan çıktık. Ali bir şey
söylemek ister gibi birkaç kere yutkundu ve boynunu
bükerek, 'Sizi mahcup çıkardım, beyim, sakın kusura
kalmayın!' dedi.
Sonra, hayret edilecek bir şeyden bahsediyormuş gibi,
gözlerini hafifçe açarak ilave etti: 'Ben o odada bir türlü
sesimi bulamadım!'
Ve yanımızdan ayrılıp gitti. Ertesi sabah, aramızda topladığımız birkaç lirayı kendisine
vermek ve onu Konya otobüslerine bindirip selametlemek
için Haymana Hanı'na giden arkadaşıma hancı, Sıvaslı
Ali'nin, sazını iki liraya satıp yol parası yaptığını ve şafakla
kalkan bir kamyona binip Konya yolunu tuttuğunu
söylemiş."
Bir kebapçıda karnımızı doyurduk ve bu esnada hemen
hemen hiçbir şey konuşmadık. Onu kandırmaya imkân
yoktu.
'Seni çağırıp zahmet verdik, affedersin!' de denilemezdi.
Ben bunları düşünürken kebapçıdan çıktık. Ali bir şey
söylemek ister gibi birkaç kere yutkundu ve boynunu
bükerek, 'Sizi mahcup çıkardım, beyim, sakın kusura
kalmayın!' dedi.
Sonra, hayret edilecek bir şeyden bahsediyormuş gibi,
gözlerini hafifçe açarak ilave etti: 'Ben o odada bir türlü
sesimi bulamadım!'
Ve yanımızdan ayrılıp gitti. Ertesi sabah, aramızda topladığımız birkaç lirayı kendisine
vermek ve onu Konya otobüslerine bindirip selametlemek
için Haymana Hanı'na giden arkadaşıma hancı, Sıvaslı
Ali'nin, sazını iki liraya satıp yol parası yaptığını ve şafakla
kalkan bir kamyona binip Konya yolunu tuttuğunu
söylemiş."
hemen hiçbir şey konuşmadık. Onu kandırmaya imkân
yoktu.
'Seni çağırıp zahmet verdik, affedersin!' de denilemezdi.
Ben bunları düşünürken kebapçıdan çıktık. Ali bir şey
söylemek ister gibi birkaç kere yutkundu ve boynunu
bükerek, 'Sizi mahcup çıkardım, beyim, sakın kusura
kalmayın!' dedi.
Sonra, hayret edilecek bir şeyden bahsediyormuş gibi,
gözlerini hafifçe açarak ilave etti: 'Ben o odada bir türlü
sesimi bulamadım!'
Ve yanımızdan ayrılıp gitti. Ertesi sabah, aramızda topladığımız birkaç lirayı kendisine
vermek ve onu Konya otobüslerine bindirip selametlemek
için Haymana Hanı'na giden arkadaşıma hancı, Sıvaslı
Ali'nin, sazını iki liraya satıp yol parası yaptığını ve şafakla
kalkan bir kamyona binip Konya yolunu tuttuğunu
söylemiş."
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.