Tarihin Arka Odası Amerika

Stok Kodu:
9789756747834
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
309
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2005
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
5.56
4.45
9789756747834
77134
Tarihin Arka Odası Amerika
Tarihin Arka Odası Amerika
4.446
Brezilya´da Amazonlardan başka bir şey görmedi gözüm. O ne büyük ırmak, o ne uçsuz bucaksız yeşillik. Boşuna dünyanın akciğeri dememişler. Gerçi yakında verem olma tehlikesi de var ama, yağmur ormanlarının içinde dolaşmak, kimi geceleri dağda geçirmek, hayal edilmesinden daha güzeldi... Arjantin´de daha çok yakın tarih çekti ayağımdan. Atmosferin üzerinde bir de tango tabakası vardı. Arjantin´de tango dinlemek domatesin hormonsuzunu yemek gibi bir şeydi. Şili´de de biraz yakın tarih biraz da Neruda vardı. Neruda´nın evinde Türkçe´nin "Nazım Hikmet´in dili" olarak bilinmesi ne güzeldi. Nikaragua, gençlik yıllarımızın sandinolarıyla kucaklasaydı beni keşke. Ama, zengin mi zengin bir doğanın ortasında fakir mi fakir insanlarıyla karşıladı. Guatemala´da, sömürge dönemi yapıları ve Mayaların torunları vardı. İnsanların yüzü topraktan ´Maya´lanmış; el, ayak, baş olmuştu. Öylesine yerel duruyorlardı.
Brezilya´da Amazonlardan başka bir şey görmedi gözüm. O ne büyük ırmak, o ne uçsuz bucaksız yeşillik. Boşuna dünyanın akciğeri dememişler. Gerçi yakında verem olma tehlikesi de var ama, yağmur ormanlarının içinde dolaşmak, kimi geceleri dağda geçirmek, hayal edilmesinden daha güzeldi... Arjantin´de daha çok yakın tarih çekti ayağımdan. Atmosferin üzerinde bir de tango tabakası vardı. Arjantin´de tango dinlemek domatesin hormonsuzunu yemek gibi bir şeydi. Şili´de de biraz yakın tarih biraz da Neruda vardı. Neruda´nın evinde Türkçe´nin "Nazım Hikmet´in dili" olarak bilinmesi ne güzeldi. Nikaragua, gençlik yıllarımızın sandinolarıyla kucaklasaydı beni keşke. Ama, zengin mi zengin bir doğanın ortasında fakir mi fakir insanlarıyla karşıladı. Guatemala´da, sömürge dönemi yapıları ve Mayaların torunları vardı. İnsanların yüzü topraktan ´Maya´lanmış; el, ayak, baş olmuştu. Öylesine yerel duruyorlardı.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat