TCK'nın Genel Hükümleri Açısından Basın Suçlarında Sorumluluk

Stok Kodu:
9786055633387
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
200
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010-01
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
1.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
8.10
6.48
9786055633387
113688
TCK'nın Genel Hükümleri Açısından Basın Suçlarında Sorumluluk
TCK'nın Genel Hükümleri Açısından Basın Suçlarında Sorumluluk
6.48
Demokratik toplumlarda basın özgürlüğü anayasa ve kanunlarla güvence altına alınırken bu özgürlüğün kötüye kullanılmasına karşı da önlemler geliştirilmiştir. Basın hukuku alanında sık sık kanun değişikliklerinin yapıldığı Türkiyede, 2004 yılında 5680 sayılı eski Basın Kanunu kaldırılmış, 5187 sayılı yeni Basın Kanunu yürürlüğe girmiştir. 5187 sayılı Kanunla, basın yoluyla işlenen suçlara ilişkin ceza sorumluluğu yeniden düzenlenmiştir. Ayrıca ceza hukuku reformu kapsamında 765 sayılı eski TCK kaldırılarak 5237 sayılı yeni TCK, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yeni TCKnın genel hükümler bölümünde suç ve ceza teorisi açısından eski yasaya göre çok önemli yenilikler getirilmiştir. TCKnın 5. maddesinde eski kanundan farklı olarak -Bu kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren suçlar hakkında da uygulanır- hükmüne yer verilmiştir. Bu nedenle basın yoluyla işlenen suçlarda sorumluluk konusunun TCKnın genel hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi önem taşımaktadır. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Ana Bilim Dalında yüksek lisans tezi olarak hazırlanan bu çalışmada, TCK nın genel hükümlerinin basın yoluyla işlenen suçlara ilişkin ceza sorumluluğunu nasıl etkileyeceği incelenmiştir. Basın Kanununun 11. maddesine göre süreli ve süresiz yayınlarda eser sahibinin belli olmaması ya da kanunda belirtilen diğer hallerde, sorumlu müdür, yayın yönetmeni, editör, basın danışmanı, yayımcı ve basımcı gibi kişiler de basın yoluyla işlenen suçlardan sorumlu tutulmaktadır. Basın Kanununda öngörülen bu özel sorumluluk sisteminin -ceza sorumluluğunun şahsiliği-, -kusursuz sorumluluk olmayacağı- ilkeleri ile -iştirak- gibi bazı hükümleri açısından TCKya uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Basın Kanununun 2004 yılında, TCKnın da 2005 yılında yürürlüğe girmesi ve bu alanda yazılmış eserlerin daha eski tarihlere dayanması nedeniyle basın yoluyla işlenen suçlarda sorumluluk konusunun yeni kanunlar çerçevesinde değerlendirildiği bu kitap, farklı ve özgün bir çalışma niteliği taşımaktadır.
Demokratik toplumlarda basın özgürlüğü anayasa ve kanunlarla güvence altına alınırken bu özgürlüğün kötüye kullanılmasına karşı da önlemler geliştirilmiştir. Basın hukuku alanında sık sık kanun değişikliklerinin yapıldığı Türkiyede, 2004 yılında 5680 sayılı eski Basın Kanunu kaldırılmış, 5187 sayılı yeni Basın Kanunu yürürlüğe girmiştir. 5187 sayılı Kanunla, basın yoluyla işlenen suçlara ilişkin ceza sorumluluğu yeniden düzenlenmiştir. Ayrıca ceza hukuku reformu kapsamında 765 sayılı eski TCK kaldırılarak 5237 sayılı yeni TCK, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yeni TCKnın genel hükümler bölümünde suç ve ceza teorisi açısından eski yasaya göre çok önemli yenilikler getirilmiştir. TCKnın 5. maddesinde eski kanundan farklı olarak -Bu kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren suçlar hakkında da uygulanır- hükmüne yer verilmiştir. Bu nedenle basın yoluyla işlenen suçlarda sorumluluk konusunun TCKnın genel hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi önem taşımaktadır. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Ana Bilim Dalında yüksek lisans tezi olarak hazırlanan bu çalışmada, TCK nın genel hükümlerinin basın yoluyla işlenen suçlara ilişkin ceza sorumluluğunu nasıl etkileyeceği incelenmiştir. Basın Kanununun 11. maddesine göre süreli ve süresiz yayınlarda eser sahibinin belli olmaması ya da kanunda belirtilen diğer hallerde, sorumlu müdür, yayın yönetmeni, editör, basın danışmanı, yayımcı ve basımcı gibi kişiler de basın yoluyla işlenen suçlardan sorumlu tutulmaktadır. Basın Kanununda öngörülen bu özel sorumluluk sisteminin -ceza sorumluluğunun şahsiliği-, -kusursuz sorumluluk olmayacağı- ilkeleri ile -iştirak- gibi bazı hükümleri açısından TCKya uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Basın Kanununun 2004 yılında, TCKnın da 2005 yılında yürürlüğe girmesi ve bu alanda yazılmış eserlerin daha eski tarihlere dayanması nedeniyle basın yoluyla işlenen suçlarda sorumluluk konusunun yeni kanunlar çerçevesinde değerlendirildiği bu kitap, farklı ve özgün bir çalışma niteliği taşımaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat