Tezkiretü'l-Hulefa

Stok Kodu:
9786257760102
Boyut:
150-210
Sayfa Sayısı:
496
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-10
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap kağıdı
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
24.75
19.80
9786257760102
512730
Tezkiretü'l-Hulefa
Tezkiretü'l-Hulefa
19.8
Başka yer ve zamanlara ait, insan-varlık ilişkisinin
bugün yeniden derhatır edilişine tarih diyoruz. İnsanı,
tabiatın diğer varlıklarından ayıran başlıca özellik de
onun başka yer ve zamanlara yani tarihe ait bilgi
birikimine sahip oluşudur. Dolayısıyla insanı
bugünden alıp maziye ve istikbale götüren,
başkalarının duyuları üzerinde etkide bulunmasına
yarayan temel araç dildir. Öyleyse edebiyatın da
tarihin de ana konusu insan ve onun yaşamıdır.
Tarih, insanlığın bu serüvenini olabildiğince nesnel
bir bakış açısıyla sergilemeye çalışırken, edebiyat
ise kendine böyle bir sınırlama getirmez ve insan
gerçeğini kurgulayarak, bir başka ifadeyle yeniden
üreterek okura gösterme yolunu tercih eder.
XIV. asırdan itibaren Türk kültür ve siyasî tarihini
geleceğe aktarmada tarihî şahsiyet ve olaylar
ekseninde teşekkül eden çok sayıda manzum tarih
kaleme alınmıştır. Bu manzum tarihlerden birisi de
tarihî nitelik taşıyan ve IV. Murad Han'a kadar İslâm
dünyasında gelmiş, geçmiş tüm İslâm halifelerinin
yaşamları hakkında muhtasar bilgiler veren Şem'î'nin
"Tezkiretü'l-Hulefâ" adlı eseridir.
Tezkiretü'l-Hulefâ'nın yazılış amacı İslâm halifeleri,
hususiyle de Osmanlı Padişahları/halifelerinin
hayatları, önemli icraatları ve yaşadıkları devrin
sosyal ve siyasî olayları ile ilgili bilgi vermek, İslâm
tarihi açısından ehemmiyet arz eden olay ve
şahısları unutulmaktan kurtarmaktır.
Başka yer ve zamanlara ait, insan-varlık ilişkisinin
bugün yeniden derhatır edilişine tarih diyoruz. İnsanı,
tabiatın diğer varlıklarından ayıran başlıca özellik de
onun başka yer ve zamanlara yani tarihe ait bilgi
birikimine sahip oluşudur. Dolayısıyla insanı
bugünden alıp maziye ve istikbale götüren,
başkalarının duyuları üzerinde etkide bulunmasına
yarayan temel araç dildir. Öyleyse edebiyatın da
tarihin de ana konusu insan ve onun yaşamıdır.
Tarih, insanlığın bu serüvenini olabildiğince nesnel
bir bakış açısıyla sergilemeye çalışırken, edebiyat
ise kendine böyle bir sınırlama getirmez ve insan
gerçeğini kurgulayarak, bir başka ifadeyle yeniden
üreterek okura gösterme yolunu tercih eder.
XIV. asırdan itibaren Türk kültür ve siyasî tarihini
geleceğe aktarmada tarihî şahsiyet ve olaylar
ekseninde teşekkül eden çok sayıda manzum tarih
kaleme alınmıştır. Bu manzum tarihlerden birisi de
tarihî nitelik taşıyan ve IV. Murad Han'a kadar İslâm
dünyasında gelmiş, geçmiş tüm İslâm halifelerinin
yaşamları hakkında muhtasar bilgiler veren Şem'î'nin
"Tezkiretü'l-Hulefâ" adlı eseridir.
Tezkiretü'l-Hulefâ'nın yazılış amacı İslâm halifeleri,
hususiyle de Osmanlı Padişahları/halifelerinin
hayatları, önemli icraatları ve yaşadıkları devrin
sosyal ve siyasî olayları ile ilgili bilgi vermek, İslâm
tarihi açısından ehemmiyet arz eden olay ve
şahısları unutulmaktan kurtarmaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat